Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yakında her vilayette sulh komitelerini devreye alıyoruz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Vatandaşımızın kamu kurumları ile olan işlerinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda idari sulh yolu sistemi rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, müracaatlar, belgeler içinde vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Yakında her vilayette sulh komitelerini devreye alıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 24. Devir İsimli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kura çekerek nazaranvlerine başlayacak olan 1.008 isimli yargı hakimi ve cumhuriyet savcısı ile 7 idari yargı hakimi tebrik ederek, “Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren bayan hakim ve cumhuriyet savcılarımızı kutluyor, muvaffakiyetlerinin artarak devam etmesini diliyorum. Şu an ülkemiz genelinde toplam 21 bin 844 hakim ve savcı nazaranv yapmaktadır. Bugünkü kura törenimizle inşallah bu sayıyı 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız. Kurayla atandıkları yerlerde göreve başlayacak tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımıza meslek hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.
6 sene evvel teröristler tarafınca makamında şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi uğrunda çalışırken vefat eden, şehit düşen yargı mensuplarına Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradaki her bir kardeşimin, şehit Mehmet Selim Kiraz’dan devraldığı adalet sancağını fazlaca daha üstlere taşımak için çaba göstereceğine inanıyorum. İnşallah biz de, bu süreçte hiç bir eza yaşamadan bakılırsavinizi en güzel biçimde yapabilmeniz için sizlere gereken her türlü dayanağı vermeye devam edeceğiz. Son 19 yılda bu emel doğrultusunda adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte biroldukca adım attık. İktidara geldiğimizde 9 bin 349 olan hakim-savcı sayısını neredeyse 2,5 kat artırarak mahkemelerimizin yükünü hafifçelettik. Tıpkı biçimde mahkeme sayısını isimli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 çoğaltarak, yargı süreçlerini hem sıradanleştirdik, tıpkı vakitte hızlandırdık. İnfaz muhafaza memurlarının yıpranma hisselerinden mübaşirlerimizin genel yönetim hizmetine alınmasına, hakim ve savcılarımızın özlük haklarından çalışma kaidelerine kadar her alanda değerli iyileştirmelere gittik” dedi.
Yargı mensuplarının bakılırsavlerini huzur ve inanç ortasında yapabilmelerini temin için hiç bir fedakarlıktan kaçınılmadığını söyleyen Erdoğan, “Hepimiz şu gerçeği çok uygun biliyoruz. Adalet, mülkün temeli olduğu kadar toplumsal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete inancın zedelendiği bir toplumda, siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme tarafında yapacağı atılımlar de eksik kalmaya mahkümdur. Suriye başta olmak üzere, yakın coğrafyamızda yaşananlar; adaleti, temel hak ve özgürlükleri, hukuku ve insani kıymetleri hiçe sayan ülkelerin ayakta kalamayacaklarını acı bir biçimde göstermiştir. Adalet terazisinin hakikat tartması kadar adaletin gecikmemesi de kıymetlidir. Daima söylemiş olduğimiz üzere ‘geciken adalet, adalet değildir.’ Bu unsurdan hareketle misyona geldiğimizden beri adalet sistemlerinin faal çalışması ve adalet sisteminin süratli işlemesi için gayret harcıyoruz” sözlerini kaydetti.
“bakılırsave geldiğimizden beri adalet sistemlerinin faal çalışması ve adalet sisteminin süratli ilerlemesi için efor harcıyoruz”
Adalet terazisinin gerçek tartması kadar adaletin gecikmemesinin de kıymetli olduğunu bildiren Erdoğan, “Geciken adalet, adalet değildir. Bu prensipten hareketle vazifeye geldiğimizden beri adalet düzeneklerinin faal çalışması ve adalet sisteminin süratli ilerlemesi için uğraş harcıyoruz” dedi.
Adalet makamlarının çağdaş kurumlara kavuşmasına ehemmiyet verdiklerini belirten Erdoğan, “Türk adaletine, yargıçlarımıza, savcılarımıza, avukatlarımıza, o kurumlarda bakılırsav yapanlara yakışır adalet sarayları inşa ediyoruz. 2002 yılından bu yana inşa ettiğimiz çağdaş 275 adalet hizmet binasıyla adliyelerimizin alt yapı eksikliklerini giderdik. Adalet hizmeti veren kapalı alan ölçüsü 569 bin metrekareyken bugün bu sayısı 5 milyon 609 bin metrekareye çıkardık. Hakim ve savcılarımızı merdiven altlarında kurulan masalarda adalet dağıtma üzere utanç sahnelerinden kurtararak adalet hizmetlerinin uygun alanlarda yürütülmesini sağladık” sözlerini kullandı.
Yeni Yargıtay binasının merasimle hizmete alındığını hatırlatan Erdoğan, “Başkentimize de şanıyla ismiyle, tarihiyle çağdaş bir adliye binası kazandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak binamızın hazırlığı Adalet Bakanlığımız ve Etraf Şehircilik Bakanlığımızca yürütülmektedir. İnşallah 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz. Adaletin tecellisi, hakkın yerini bulabilmesi için sağlıklı bir çalışma ortamının kıymeti elbette tartışma götürmez. Lakin yalnızca çağdaş ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilmeyeceği de bir gerçektir. Adalet terazisindeki mizanın bozulmaması için temel kural kuvvetli, bağımsız ve milletlerarası normları benimsemiş hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin en büyük açmazı antidemokratik müdahaleye maruz kalmış olmasıdır. Yargı topluluğumuz uzun yıllar boyunca ya vesayetçilerin ya da halka karşın halkçılık yapan zihniyetin tasallutu altında kalmıştır. Bu ülke muhakkak siyasi görüşe sahip hakim ve savcı almakla övünen adalet bakanları görmüştür” diye konuştu.
“Adaleti tesis etmek ismine bir sağdan bir soldan gençlerin dar ağacına gönderildiği günler, periyotlar yaşadık” diyen Erdoğan, “Uyduruk davalarla bakan ve başbakanların asıldığı, yargılandığı, şehit edildiği yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik. Darbeciler karşısında selam duran, darbecileri ayakta alkışlayan vesayetçilerin önüne cübbesini seren kelamda yargı mensupları gördük. Son 19 yılda bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarını temizlerken başka taraftan Türk yargısına musallat olan bu zihniyete karşı amansız bir uğraş yürüttük. Haksız ithamlara ve tenkitlere karşın 2002’den bu yana ülkemizde adaleti hakim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için ıslahat irademizi sürekli canlı tuttuk. Türkiye’yi temel hak ve özgürlükler alanında büyütmenin uğraşı ortasında olduk” diye konuştu.
Yargı hakları strateji evrakı ile insan hakları aksiyon planının ıslahat iradesinin en son örnekleri olduğu kaydeden Erdoğan, “Bu iki evrak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yürürken hukuk ve demokrasi alanında yol haritamızı oluşturmaktadır. Yargı ıslahatı strateji dokümanımızda vizyonumuzu inanç veren ve erişebilen adalet sistemi olarak belirledik. İnsan hakları aksiyon planında özgür birey kuvvetli toplum, daha demokratik Türkiye perspektifimizi ortaya koyduk. Alandan gelen taleplerle vatandaşımızın muhtaçlık talepleri doğrultusunda yargı paketlerimizi süratle hayata geçirdik. 2. yargı paketinde infaz sistemimizin güzelleştirme ve bir daha topluma kazandırma fonksiyonunu insan odaklı bir anlayışla güçlendirdik. İnfaz hakimliği kurumunu sistem merkezine koyarak bu mekanizmayı daha faal ve infazın ıslah maksadına uygun hale getirdik. 3. yargı paketinde özel hukuk alanında sadeleştirici ve hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdik. Elektronik duruşma uygulamasını yargı hizmetine sunduk” dedi.
Geçtiğimiz isimli yılın sonunda kanunlaşan 4. yargı paketiyle de mağdur odaklı adalet anlayışı ortaya koyan yeniliklere imza atıldığını kaydeden Erdoğan, “İnsanımızın masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını güçlendiren isimli araçları sisteme kazandırdık. Bu paketle yönetimin karşılık mühletini 60 günden 30 güne indirdik. Hukukun insanımızın hayatında zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı, yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istiyoruz. Islahat adımlarımızın gerisindeki temel yaklaşım tahlil odaklı bir biçimde yargıda iş ve süreç kolaylığı sağlamaktır. Bu bakımdan ıslahat kavramı bizim için siyasetin ve vatandaşımıza hizmet etmenin en değerli araçlarından biridir. Türkiye’nin adalet ve kalkınma muvaffakiyetinin sırrı devletin milletle birlikte yol yürümesi, yol boyunca da kendini daima yenileyebilmesidir” açıklamasında bulundu.
“Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, müracaatlar, evraklar içinde vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz”
Dünyada devlet birey bağlantısı esaslı biçimde değişirken Türkiye’de de bir zihniyet ihtilali yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “elbet siyaset üzere yargının da bu değişime bigane kalması düşünülemez. Adalet sistemini ve işleyişini güçlendirmek, önümüzdeki devirde de önceliğimiz olacaktır. Meclisimizin iradesine sunacağımız yeni yargı paketlerinde ortaya çıkan muhtaçlıkları, talepleri beklentileri kolaylaştırıcı bir yaklaşımla karşılamayı temel alacağız. Bu isimli yılda mağdur odaklı adalet hizmetlerinde gerek mevzuat gerek idari hizmetler açısından çalışmalarımızı en üst seviyeye çıkaracak bu çeşit düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.
“İcra mevzularını aile hukuku alanında çocukla şahsi münasebet kurulmasından büsbütün çıkaracağız” diyen Erdoğan, “Bunun yerine mağdur hizmetleri düzeneklerini tesis ederek çocuğun üstün faydasını hakim kılacağız. Vatandaşımızın kamu kurumları ile olan işlerinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda idari sulh adabı sistemi rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, müracaatlar, evraklar içinde vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Yakında her vilayette sulh komitelerini devreye alıyoruz. Bugün bir hakime düşen yıllık belge sayısı isimli yargıda 709, idari yargıda 408’dir. İş yükünde son 10 yılda yüzde 38’lik bir düşüş sağlandığını görüyoruz. Bu oranı daha aşağılara çekecek alternatifler geliştiriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Hakim Savcı Yardımcılığı müessesinin yeni isimli yılda milletin hizmetine sunulacağının muştusunu veren Erdoğan, “bu biçimdece yargı mensubunun mesleğe daha deneyimli, bilgili tam manasıyla hazır başlamasını amaçlıyoruz. Birebir biçimde coğrafik teminat, terfi, atama tayin üzere ögeleri da ele alacağız” dedi.
Bakan Gül: “Yegane ideolojiniz adalet olsun”
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise, hakim ve cumhuriyet savcılarının heyecanını paylaştığını belirterek, “Ülkemizin dört bir yanında adaletin tecellisi için çalışacaklar. Yargı ıslahatı stratejisi ve İnsan Hakları Aksiyon Planı adalet sisteminde yol haritamızı oluşturmaktadır. Bu isimli yılda yargının daha yeterli işlemesi, vatandaşlarımızın hak ve özgürlük çıtalısının daha üste taşınması için reformlarımıza devam edeceğiz. Açılışı yapılan Yargıtay binası ile birlikle yüksek yargının fizikî meseleleri çözülmüştür. Hukuk ve demokrasi uğraşı bu onurlu, tarafsız bir mesleksel ortamı sağlamış durumdadır. Yegane ideolojiniz adalet olsun. Aklı, vicdanı, adaleti yok sayan FETÖ’nün bu hoş ülkeye ödettiği bedeli asla unutmadık. Yargının bu virüsten temizlenmesi yolunda ne yapmış olursak olalım dikkati ve ihtiyatı elden bırakmadan çalışmamıza devam etmemiz gerektiğini belirtmek isterim” dedi. – ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 24. Devir İsimli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kura çekerek nazaranvlerine başlayacak olan 1.008 isimli yargı hakimi ve cumhuriyet savcısı ile 7 idari yargı hakimi tebrik ederek, “Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren bayan hakim ve cumhuriyet savcılarımızı kutluyor, muvaffakiyetlerinin artarak devam etmesini diliyorum. Şu an ülkemiz genelinde toplam 21 bin 844 hakim ve savcı nazaranv yapmaktadır. Bugünkü kura törenimizle inşallah bu sayıyı 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız. Kurayla atandıkları yerlerde göreve başlayacak tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımıza meslek hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.
6 sene evvel teröristler tarafınca makamında şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi uğrunda çalışırken vefat eden, şehit düşen yargı mensuplarına Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradaki her bir kardeşimin, şehit Mehmet Selim Kiraz’dan devraldığı adalet sancağını fazlaca daha üstlere taşımak için çaba göstereceğine inanıyorum. İnşallah biz de, bu süreçte hiç bir eza yaşamadan bakılırsavinizi en güzel biçimde yapabilmeniz için sizlere gereken her türlü dayanağı vermeye devam edeceğiz. Son 19 yılda bu emel doğrultusunda adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte biroldukca adım attık. İktidara geldiğimizde 9 bin 349 olan hakim-savcı sayısını neredeyse 2,5 kat artırarak mahkemelerimizin yükünü hafifçelettik. Tıpkı biçimde mahkeme sayısını isimli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 çoğaltarak, yargı süreçlerini hem sıradanleştirdik, tıpkı vakitte hızlandırdık. İnfaz muhafaza memurlarının yıpranma hisselerinden mübaşirlerimizin genel yönetim hizmetine alınmasına, hakim ve savcılarımızın özlük haklarından çalışma kaidelerine kadar her alanda değerli iyileştirmelere gittik” dedi.
Yargı mensuplarının bakılırsavlerini huzur ve inanç ortasında yapabilmelerini temin için hiç bir fedakarlıktan kaçınılmadığını söyleyen Erdoğan, “Hepimiz şu gerçeği çok uygun biliyoruz. Adalet, mülkün temeli olduğu kadar toplumsal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete inancın zedelendiği bir toplumda, siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme tarafında yapacağı atılımlar de eksik kalmaya mahkümdur. Suriye başta olmak üzere, yakın coğrafyamızda yaşananlar; adaleti, temel hak ve özgürlükleri, hukuku ve insani kıymetleri hiçe sayan ülkelerin ayakta kalamayacaklarını acı bir biçimde göstermiştir. Adalet terazisinin hakikat tartması kadar adaletin gecikmemesi de kıymetlidir. Daima söylemiş olduğimiz üzere ‘geciken adalet, adalet değildir.’ Bu unsurdan hareketle misyona geldiğimizden beri adalet sistemlerinin faal çalışması ve adalet sisteminin süratli işlemesi için gayret harcıyoruz” sözlerini kaydetti.
“bakılırsave geldiğimizden beri adalet sistemlerinin faal çalışması ve adalet sisteminin süratli ilerlemesi için efor harcıyoruz”
Adalet terazisinin gerçek tartması kadar adaletin gecikmemesinin de kıymetli olduğunu bildiren Erdoğan, “Geciken adalet, adalet değildir. Bu prensipten hareketle vazifeye geldiğimizden beri adalet düzeneklerinin faal çalışması ve adalet sisteminin süratli ilerlemesi için uğraş harcıyoruz” dedi.
Adalet makamlarının çağdaş kurumlara kavuşmasına ehemmiyet verdiklerini belirten Erdoğan, “Türk adaletine, yargıçlarımıza, savcılarımıza, avukatlarımıza, o kurumlarda bakılırsav yapanlara yakışır adalet sarayları inşa ediyoruz. 2002 yılından bu yana inşa ettiğimiz çağdaş 275 adalet hizmet binasıyla adliyelerimizin alt yapı eksikliklerini giderdik. Adalet hizmeti veren kapalı alan ölçüsü 569 bin metrekareyken bugün bu sayısı 5 milyon 609 bin metrekareye çıkardık. Hakim ve savcılarımızı merdiven altlarında kurulan masalarda adalet dağıtma üzere utanç sahnelerinden kurtararak adalet hizmetlerinin uygun alanlarda yürütülmesini sağladık” sözlerini kullandı.
Yeni Yargıtay binasının merasimle hizmete alındığını hatırlatan Erdoğan, “Başkentimize de şanıyla ismiyle, tarihiyle çağdaş bir adliye binası kazandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak binamızın hazırlığı Adalet Bakanlığımız ve Etraf Şehircilik Bakanlığımızca yürütülmektedir. İnşallah 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz. Adaletin tecellisi, hakkın yerini bulabilmesi için sağlıklı bir çalışma ortamının kıymeti elbette tartışma götürmez. Lakin yalnızca çağdaş ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilmeyeceği de bir gerçektir. Adalet terazisindeki mizanın bozulmaması için temel kural kuvvetli, bağımsız ve milletlerarası normları benimsemiş hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin en büyük açmazı antidemokratik müdahaleye maruz kalmış olmasıdır. Yargı topluluğumuz uzun yıllar boyunca ya vesayetçilerin ya da halka karşın halkçılık yapan zihniyetin tasallutu altında kalmıştır. Bu ülke muhakkak siyasi görüşe sahip hakim ve savcı almakla övünen adalet bakanları görmüştür” diye konuştu.
“Adaleti tesis etmek ismine bir sağdan bir soldan gençlerin dar ağacına gönderildiği günler, periyotlar yaşadık” diyen Erdoğan, “Uyduruk davalarla bakan ve başbakanların asıldığı, yargılandığı, şehit edildiği yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik. Darbeciler karşısında selam duran, darbecileri ayakta alkışlayan vesayetçilerin önüne cübbesini seren kelamda yargı mensupları gördük. Son 19 yılda bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarını temizlerken başka taraftan Türk yargısına musallat olan bu zihniyete karşı amansız bir uğraş yürüttük. Haksız ithamlara ve tenkitlere karşın 2002’den bu yana ülkemizde adaleti hakim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için ıslahat irademizi sürekli canlı tuttuk. Türkiye’yi temel hak ve özgürlükler alanında büyütmenin uğraşı ortasında olduk” diye konuştu.
Yargı hakları strateji evrakı ile insan hakları aksiyon planının ıslahat iradesinin en son örnekleri olduğu kaydeden Erdoğan, “Bu iki evrak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yürürken hukuk ve demokrasi alanında yol haritamızı oluşturmaktadır. Yargı ıslahatı strateji dokümanımızda vizyonumuzu inanç veren ve erişebilen adalet sistemi olarak belirledik. İnsan hakları aksiyon planında özgür birey kuvvetli toplum, daha demokratik Türkiye perspektifimizi ortaya koyduk. Alandan gelen taleplerle vatandaşımızın muhtaçlık talepleri doğrultusunda yargı paketlerimizi süratle hayata geçirdik. 2. yargı paketinde infaz sistemimizin güzelleştirme ve bir daha topluma kazandırma fonksiyonunu insan odaklı bir anlayışla güçlendirdik. İnfaz hakimliği kurumunu sistem merkezine koyarak bu mekanizmayı daha faal ve infazın ıslah maksadına uygun hale getirdik. 3. yargı paketinde özel hukuk alanında sadeleştirici ve hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdik. Elektronik duruşma uygulamasını yargı hizmetine sunduk” dedi.
Geçtiğimiz isimli yılın sonunda kanunlaşan 4. yargı paketiyle de mağdur odaklı adalet anlayışı ortaya koyan yeniliklere imza atıldığını kaydeden Erdoğan, “İnsanımızın masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını güçlendiren isimli araçları sisteme kazandırdık. Bu paketle yönetimin karşılık mühletini 60 günden 30 güne indirdik. Hukukun insanımızın hayatında zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı, yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istiyoruz. Islahat adımlarımızın gerisindeki temel yaklaşım tahlil odaklı bir biçimde yargıda iş ve süreç kolaylığı sağlamaktır. Bu bakımdan ıslahat kavramı bizim için siyasetin ve vatandaşımıza hizmet etmenin en değerli araçlarından biridir. Türkiye’nin adalet ve kalkınma muvaffakiyetinin sırrı devletin milletle birlikte yol yürümesi, yol boyunca da kendini daima yenileyebilmesidir” açıklamasında bulundu.
“Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, müracaatlar, evraklar içinde vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz”
Dünyada devlet birey bağlantısı esaslı biçimde değişirken Türkiye’de de bir zihniyet ihtilali yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “elbet siyaset üzere yargının da bu değişime bigane kalması düşünülemez. Adalet sistemini ve işleyişini güçlendirmek, önümüzdeki devirde de önceliğimiz olacaktır. Meclisimizin iradesine sunacağımız yeni yargı paketlerinde ortaya çıkan muhtaçlıkları, talepleri beklentileri kolaylaştırıcı bir yaklaşımla karşılamayı temel alacağız. Bu isimli yılda mağdur odaklı adalet hizmetlerinde gerek mevzuat gerek idari hizmetler açısından çalışmalarımızı en üst seviyeye çıkaracak bu çeşit düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.
“İcra mevzularını aile hukuku alanında çocukla şahsi münasebet kurulmasından büsbütün çıkaracağız” diyen Erdoğan, “Bunun yerine mağdur hizmetleri düzeneklerini tesis ederek çocuğun üstün faydasını hakim kılacağız. Vatandaşımızın kamu kurumları ile olan işlerinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda idari sulh adabı sistemi rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, müracaatlar, evraklar içinde vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Yakında her vilayette sulh komitelerini devreye alıyoruz. Bugün bir hakime düşen yıllık belge sayısı isimli yargıda 709, idari yargıda 408’dir. İş yükünde son 10 yılda yüzde 38’lik bir düşüş sağlandığını görüyoruz. Bu oranı daha aşağılara çekecek alternatifler geliştiriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Hakim Savcı Yardımcılığı müessesinin yeni isimli yılda milletin hizmetine sunulacağının muştusunu veren Erdoğan, “bu biçimdece yargı mensubunun mesleğe daha deneyimli, bilgili tam manasıyla hazır başlamasını amaçlıyoruz. Birebir biçimde coğrafik teminat, terfi, atama tayin üzere ögeleri da ele alacağız” dedi.
Bakan Gül: “Yegane ideolojiniz adalet olsun”
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise, hakim ve cumhuriyet savcılarının heyecanını paylaştığını belirterek, “Ülkemizin dört bir yanında adaletin tecellisi için çalışacaklar. Yargı ıslahatı stratejisi ve İnsan Hakları Aksiyon Planı adalet sisteminde yol haritamızı oluşturmaktadır. Bu isimli yılda yargının daha yeterli işlemesi, vatandaşlarımızın hak ve özgürlük çıtalısının daha üste taşınması için reformlarımıza devam edeceğiz. Açılışı yapılan Yargıtay binası ile birlikle yüksek yargının fizikî meseleleri çözülmüştür. Hukuk ve demokrasi uğraşı bu onurlu, tarafsız bir mesleksel ortamı sağlamış durumdadır. Yegane ideolojiniz adalet olsun. Aklı, vicdanı, adaleti yok sayan FETÖ’nün bu hoş ülkeye ödettiği bedeli asla unutmadık. Yargının bu virüsten temizlenmesi yolunda ne yapmış olursak olalım dikkati ve ihtiyatı elden bırakmadan çalışmamıza devam etmemiz gerektiğini belirtmek isterim” dedi. – ANKARA