Bahçeli: Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz MHP küme toplantısında açıklamalarda bulunan MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Rusya ve Ukrayna’daki duruma ait Putin’in müzakere masasına oturmasına karşın akına devam etmesini ‘ikircikli bir tutum’ olarak niteledi.
Yağ stoklarının tükendiği tezlerinin palavra olduğunu söyleyen Bahçeli, “Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne manzaralardır. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Patlıcanın, patatesin, domatesin yerini yağ mı almıştır. Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların siyasi rant elde etme niyetleri yüzsüzlüktür. Marketlerde yağ kuyruğu bulunmasına kim sebep olmuşsa bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, en ağır biçimde ödemelidir. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz. Biz yağ değil, kana bakarız, o kan ki tertemiz millet iradesidir” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları;
Türkiye, siyasi ve stratejik pozisyonu gereği Rusya ile Ukrayna içindeki vahim çatışmaları yatıştıracak, arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmıştır. Rusya’nın operasyonları son bulmalı, ateşkes ortamı tesis edilmelidir. Savaşın ekonomik, ticari ve insani faturanının gitgide ağırlaştığı görülmektedir. Paklar amaç alınıyor, can kayıpları fazlalaşıyor.
Yalnızca Türkiye’ye gelen Ukraynalı sayısı 20 bini bulmuştur. Putin’in müzakere davetlerine olumlu karşılık verip, masalara heyetlerini gönderirken; öteki yanda askeri operasyonların belirlenen planlara uygun devam ettiğini söylemesi ikircikli bir tavırdır.
Görüşmeler bugüne kadar sonuç vermemiştir. Hatta ikinci toplantıda üzerinde anlaşılan süreksiz ateşkes sonucu bile ihlal edilmiştir. Dün, Rusya’nın süreksiz ateşkes sonucu alması, bir fazlaca kentte insani koridorun açılacağını duyurması birinci bakışta optimist değerlendirmelere nefes aldırmış olsa da, bu gelişme daha şiddetli çatışmaların habercisi niteliğini taşımaktadır.
‘UKRAYNA TOPRAKLARINA MUSALLAT OLAN RUSYA’DIR’
Rusya’nın hem diyaloga açık olduğunu söylemesi birebir vakitte akınlarına devam etmesi stratejik oyalamadan öteki manaya gelmemiştir.
Rusya’nın sav ettiği üzere iki taraflı bir uyuşmazlık değil, tek taraflı işgal durumu kelam konusudur. Ukrayna topraklarına musallat olan Rusya’dır”
AYÇİÇEK YAĞI AÇIKLAMASI
“Buğday ithalatımızın yüzde 87’si Rusya ve Ukrayna’dan, doğalgazın yüzde 40’ı, petrolün yüzde 25’i Rusya’dan temin ediliyor. Bu ülkeden gelen 7 milyon turist ağırlanıyor. Savaşın sürmesi, uzaması, ticaret kanallarını tıkayacak, ülke ekonomilerini koronadan daha sonra öngörülmesi güç olan şiddetli bir türbülans sokacak.
Bugünkü riskli ve sisli gündem akışı ortasında, özellikle stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız hasılatına haysiyetsiz yarar eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi, Allah korkusu, utanmaları yoktur. İnsanımızın refahına, besin güvenliğine ket vuranların gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız hasılatına haysiyetsiz yarar eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların tekrar bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi yoktur. Bunlarda Allah korkusu yoktur, bunların utanmaları kalmamıştır. Talebi kamçılayarak ayçiçek yağının fiyat artışını tetikleyen fırsatçılar rafların boşalmasıyla birlikte internette oluşan kara borsada güya altın satar üzere yağ satanlar onurlarını satmışlardır.
5 litrelik yağın fiyatı 1 gün ortasında 150 liraya dayanmıştır. Ankara ve İstanbul’da kaydedilen ilkel imgeler vicdanları sızlatmıştır. Toplumsal medya üzerinden yaş stoklarının tükeneceği palavrası pompalanmıştır. Bakanlık bu palavrası tekkzip etse de marketlerde izdiham oluşmuştur. Çok hassas devirlerden geçtiğimiz şu günlerde iç işgal şebekesinin toplumsal panik halini körüklemesi en yavaşça tabiriyle şerefsizliktir.
CHP’Yİ GAYE ALDI
“CHP idaresinin bu palavraya sarılarak, ‘Yönetemiyorsunuz sebep yağ tutarları’ bühtandır, alçak bir kumpastır. Siyaset yapmak soysuzluğa hizmet etmek demek değildir. Sanal ve sipariş yağ krizinin orkestra şefi bir daha CHP olmuştur. Bu kadar mı nefret dolusunuz, bu kadar mı öfkenize yenildiniz. CHP’liler diyor ki, millet konutuna yağ alamaz hale gelmiş.
Bugünkü CHP varken, düşmana gerek yoktur. Zalimlerin vekaleti CHP’dedir. Global emperyalizmin eli CHP’nin üzerindedir. Dünyanın bu şiddetli periyodunda ülkemizde fitneye muhafızlık yapmak adamlık, mertlik, insanlık değildir. Kılıçdaroğlu sorun çözme konusunda iddialıyım demeyi bıraksın, CHP’nin ağırlaşan meselelerini çözmeye çalışsın. Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne manzaralardır. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz.
Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne imajlardır. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Patlıcanın, patatesin, domatesin yerini yağ mı almıştır. Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların siyasi rant elde etme niyetleri yüzsüzlüktür.
Marketlerde yağ kuyruğu bulunmasına kim sebep olmuşsa bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, en ağır biçimde ödemelidir. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz. Biz yağ değil, kana bakarız, o kan ki tertemiz millet iradesidir.
2. Dünya Savaşı daha sonrası kurulan dünya tertibi çatlamaktadır. Türkiye her ihtimali göz önüne alarak geleceğe hazırlanmak durumundadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘Milletlerin siyasetinde menfaatler vardır, kimsenin dost olmayacağını bilmek lazım.’ Kim bize dost ise halimiz dostanedir, kim düşmanlık yapıyorsa durumumuz ona göre olmalıdır. Bir tarafın geri adım attığı, taviz verdiği dostluğun ne komşulukla ne ittifaklıkla konusu olacaktır. Biz bağımsızlığa düşkün bir milletiz.
Türkiye’nin dış siyaseti gerçekçidir, dinamiktir. Takip edilen ulusal siyasetimiz devlet ve millet yapımıza uygundur. Hürriyete, demokrasiye, ulusal iradeye dayanmaktadır. Tam bağımsızlıktan öteki ikinci bir tercihimiz kelam konusu değildir. Ya bağımsız ve onurlu yaşayacağız ya da vahdet ateşinin içine atlayıp şahadeti kucaklayacağız.
6 MUHALEFET PARTİSİ AÇIKLAMASI
Parlamenter sistem miadını doldurmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi idare hayatımıza kalıcı bir soluk kazandırmıştır. İkinci 28 Şubat bildirisiyle açıklanan Güçlendirilmiştir Parlementer Sistem taslağının temel prestijiyle omurgası kırık, maksatları döküktür. Yani hiç bir şey söylenmemiştir. 6 partinin kuru gürültüsü büsbütün cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine terslik üzerine bina edilmiştir. Yani tesir reaksiyon üzerine inşa edilmiştir. Zillet ittifakı şuursuzdur. Eski çamlar bardak olmuştur.
Sayın Kılıçdaroğlu sen rahat ol ağılda oğlak doğsa dere uzunluğunda otu biter. Ekmeğini kendi yapan yükünü de kendi kaldırır. Şayet bu sözlerimden bir şey anlamadıysan, kafan almadıysa demek istediğim şudur: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni Türk milleti kurmuş ve kabul etmiştir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin gerçek ismi ‘Güçlendirilmiş Palavra Sistemi’dir.
Yağ stoklarının tükendiği tezlerinin palavra olduğunu söyleyen Bahçeli, “Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne manzaralardır. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Patlıcanın, patatesin, domatesin yerini yağ mı almıştır. Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların siyasi rant elde etme niyetleri yüzsüzlüktür. Marketlerde yağ kuyruğu bulunmasına kim sebep olmuşsa bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, en ağır biçimde ödemelidir. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz. Biz yağ değil, kana bakarız, o kan ki tertemiz millet iradesidir” dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları;
Türkiye, siyasi ve stratejik pozisyonu gereği Rusya ile Ukrayna içindeki vahim çatışmaları yatıştıracak, arabuluculuk yapacak tek ülke olarak öne çıkmıştır. Rusya’nın operasyonları son bulmalı, ateşkes ortamı tesis edilmelidir. Savaşın ekonomik, ticari ve insani faturanının gitgide ağırlaştığı görülmektedir. Paklar amaç alınıyor, can kayıpları fazlalaşıyor.
Yalnızca Türkiye’ye gelen Ukraynalı sayısı 20 bini bulmuştur. Putin’in müzakere davetlerine olumlu karşılık verip, masalara heyetlerini gönderirken; öteki yanda askeri operasyonların belirlenen planlara uygun devam ettiğini söylemesi ikircikli bir tavırdır.
Görüşmeler bugüne kadar sonuç vermemiştir. Hatta ikinci toplantıda üzerinde anlaşılan süreksiz ateşkes sonucu bile ihlal edilmiştir. Dün, Rusya’nın süreksiz ateşkes sonucu alması, bir fazlaca kentte insani koridorun açılacağını duyurması birinci bakışta optimist değerlendirmelere nefes aldırmış olsa da, bu gelişme daha şiddetli çatışmaların habercisi niteliğini taşımaktadır.
‘UKRAYNA TOPRAKLARINA MUSALLAT OLAN RUSYA’DIR’
Rusya’nın hem diyaloga açık olduğunu söylemesi birebir vakitte akınlarına devam etmesi stratejik oyalamadan öteki manaya gelmemiştir.
Rusya’nın sav ettiği üzere iki taraflı bir uyuşmazlık değil, tek taraflı işgal durumu kelam konusudur. Ukrayna topraklarına musallat olan Rusya’dır”
AYÇİÇEK YAĞI AÇIKLAMASI
“Buğday ithalatımızın yüzde 87’si Rusya ve Ukrayna’dan, doğalgazın yüzde 40’ı, petrolün yüzde 25’i Rusya’dan temin ediliyor. Bu ülkeden gelen 7 milyon turist ağırlanıyor. Savaşın sürmesi, uzaması, ticaret kanallarını tıkayacak, ülke ekonomilerini koronadan daha sonra öngörülmesi güç olan şiddetli bir türbülans sokacak.
Bugünkü riskli ve sisli gündem akışı ortasında, özellikle stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız hasılatına haysiyetsiz yarar eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi, Allah korkusu, utanmaları yoktur. İnsanımızın refahına, besin güvenliğine ket vuranların gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Stokçuluk ve spekülasyon yaparak haksız hasılatına haysiyetsiz yarar eklemenin hesabını yapan damgalı ahlaksızların tekrar bitleri kanlanmıştır. Bunlarda vatan sevgisi yoktur. Bunlarda Allah korkusu yoktur, bunların utanmaları kalmamıştır. Talebi kamçılayarak ayçiçek yağının fiyat artışını tetikleyen fırsatçılar rafların boşalmasıyla birlikte internette oluşan kara borsada güya altın satar üzere yağ satanlar onurlarını satmışlardır.
5 litrelik yağın fiyatı 1 gün ortasında 150 liraya dayanmıştır. Ankara ve İstanbul’da kaydedilen ilkel imgeler vicdanları sızlatmıştır. Toplumsal medya üzerinden yaş stoklarının tükeneceği palavrası pompalanmıştır. Bakanlık bu palavrası tekkzip etse de marketlerde izdiham oluşmuştur. Çok hassas devirlerden geçtiğimiz şu günlerde iç işgal şebekesinin toplumsal panik halini körüklemesi en yavaşça tabiriyle şerefsizliktir.
CHP’Yİ GAYE ALDI
“CHP idaresinin bu palavraya sarılarak, ‘Yönetemiyorsunuz sebep yağ tutarları’ bühtandır, alçak bir kumpastır. Siyaset yapmak soysuzluğa hizmet etmek demek değildir. Sanal ve sipariş yağ krizinin orkestra şefi bir daha CHP olmuştur. Bu kadar mı nefret dolusunuz, bu kadar mı öfkenize yenildiniz. CHP’liler diyor ki, millet konutuna yağ alamaz hale gelmiş.
Bugünkü CHP varken, düşmana gerek yoktur. Zalimlerin vekaleti CHP’dedir. Global emperyalizmin eli CHP’nin üzerindedir. Dünyanın bu şiddetli periyodunda ülkemizde fitneye muhafızlık yapmak adamlık, mertlik, insanlık değildir. Kılıçdaroğlu sorun çözme konusunda iddialıyım demeyi bıraksın, CHP’nin ağırlaşan meselelerini çözmeye çalışsın. Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne manzaralardır. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz.
Ucuz yağ alabilmek için marketlere yığınak yapılması, insanlarımızın telaşlanması bize yakışmayan köhne imajlardır. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Patlıcanın, patatesin, domatesin yerini yağ mı almıştır. Gerekirse kendi yağımızda kavurulur, gerekirse kendi yağımızı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların siyasi rant elde etme niyetleri yüzsüzlüktür.
Marketlerde yağ kuyruğu bulunmasına kim sebep olmuşsa bunun bedelini Türk mahkemeleri önünde ödemelidir, en ağır biçimde ödemelidir. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz. Biz yağ değil, kana bakarız, o kan ki tertemiz millet iradesidir.
2. Dünya Savaşı daha sonrası kurulan dünya tertibi çatlamaktadır. Türkiye her ihtimali göz önüne alarak geleceğe hazırlanmak durumundadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘Milletlerin siyasetinde menfaatler vardır, kimsenin dost olmayacağını bilmek lazım.’ Kim bize dost ise halimiz dostanedir, kim düşmanlık yapıyorsa durumumuz ona göre olmalıdır. Bir tarafın geri adım attığı, taviz verdiği dostluğun ne komşulukla ne ittifaklıkla konusu olacaktır. Biz bağımsızlığa düşkün bir milletiz.
Türkiye’nin dış siyaseti gerçekçidir, dinamiktir. Takip edilen ulusal siyasetimiz devlet ve millet yapımıza uygundur. Hürriyete, demokrasiye, ulusal iradeye dayanmaktadır. Tam bağımsızlıktan öteki ikinci bir tercihimiz kelam konusu değildir. Ya bağımsız ve onurlu yaşayacağız ya da vahdet ateşinin içine atlayıp şahadeti kucaklayacağız.
6 MUHALEFET PARTİSİ AÇIKLAMASI
Parlamenter sistem miadını doldurmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi idare hayatımıza kalıcı bir soluk kazandırmıştır. İkinci 28 Şubat bildirisiyle açıklanan Güçlendirilmiştir Parlementer Sistem taslağının temel prestijiyle omurgası kırık, maksatları döküktür. Yani hiç bir şey söylenmemiştir. 6 partinin kuru gürültüsü büsbütün cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine terslik üzerine bina edilmiştir. Yani tesir reaksiyon üzerine inşa edilmiştir. Zillet ittifakı şuursuzdur. Eski çamlar bardak olmuştur.
Sayın Kılıçdaroğlu sen rahat ol ağılda oğlak doğsa dere uzunluğunda otu biter. Ekmeğini kendi yapan yükünü de kendi kaldırır. Şayet bu sözlerimden bir şey anlamadıysan, kafan almadıysa demek istediğim şudur: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni Türk milleti kurmuş ve kabul etmiştir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin gerçek ismi ‘Güçlendirilmiş Palavra Sistemi’dir.