YAZILIM OKULUNUN AÇILIŞINA KATILDI -TAMAMI FTP’DE KOCAELİ (DHA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kocaeli‘nin Gebze ilçesindeki Bilişim Vadisi‘nde dünyanın 23 ülkesinde 36 yerleşkesiyle memleketler arası bir marka olan Ekol 42 yazılım okullarının Türkiye‘deki ikinci şubesi, ’42 Kocaeli’nin açılışına katıldı. ’42 Kocaeli’ yazılım okulu, 339 bilgisayar kapasitesi ile yaklaşık bin 200 metrekare alanda eğitim verecek. 3 binden çok müracaatın yapıldığı okulda elemeler kararı seçilen 172 kişi, birinci eğitime başladı.
Merasimde konuşan Varank, Fransa kökenli Ecole 42 iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz 42 İstanbul yazılım okulunun açılışını bu ayın başında gerçekleştirdik. 242 kişi ile eğitimlere başlayan 42 İstanbul’un 1 aylık birinci havuz eğitimi geçtiğimiz hafta tamamlandı. Arkadaşlarıma bu birinci eğitimin nasıl geçtiğini sordum. Natürel 42 okulları, yenilikçi yaklaşımıyla bir eğitmen olmadan, birbirinden öğrenme metoduna dayalı, çok yenilikçi bir müfredata sahip. O yüzden eğitimin birinci saatlerinde bir sessizlik hakimken, ilerleyen saatlerde ve günlerde öğrenciler birbirleriyle konuşmaya başlamış. Kadro kurmaya, birbirlerine öğretmeye, birbirlerinden öğrenmeye başlamışlar. Bu sistemle aslında eğitim modelinin ana maksadı olan irtibat, grup oyunu ve eleştirel düşünme hünerlerini geliştirmiş oluyoruz. Hiç alışık olmadığımız bu metoda öğrencilerimiz süratli bir biçimde adapte olmuş durumda. 724 açık yerleşke yoluyla eğitim veren okulumuzda, öğrencilerimiz uzun saatler geçiriyor, hatta sabahlayan öğrencilerimiz var dedi.
‘HEDEFİMİZ YAPAY ZEKA ALANINDA 10 BİN İSTİHDAMI YAKALAMAK’
Yapay zeka alanındaki amaçları sıralayan Bakan Varank, Bizim gençlerimizden beklentimiz; birer teşebbüsçü olarak Türkiye’nin geleceğine ve bilişim ekosistemine katkı sunmanız. Ülkemizde açık kaynak yazılım-geliştirme külçeşidini sağlamlaştırma açısından hakikaten büyük bir sav ortaya koyduk. Geçtiğimiz günlerde Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni deklare ettik. Maksadımız sırf yapay zeka alanında 10 bin istihdamı yakalamak. Geleceğin teknolojisinde aklınıza koyduğunuz, kalbinizin süratli hızlı çarpmasına sebep olan ne var ise sizlerle birlikte heyecanlanmaya hazır olduğumuzu bilin isterim. Gençlerimizin içlerindeki teknoloji ateşini büyütmek için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız diye konuştu.
‘YAZILIMDA ÜLKESİNİ KORUYACAK KAHRAMANLARA GEREKSİNİMİMİZ VAR’
Bakan Varank, kelamlarını şu biçimde sürdürdü
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile bir arada gerçekleştirdiğimiz Hack İstanbul etkinliğinde 2 bine yakın yazılımcı genç, siber güvenlik alanında hünerlerini ortaya koydular. Sahiden alanında epey ileri gitmiş şirketlerin profesyonellerinin bile başaramadığı şeyleri, siber güvenlik açıklarını tespit ettiler. Gelecekte milyar dolarlık savunma sistemlerinin yerini sıradan yazılımlar alacak. Siber güvenliğe de bu sebeple farklı kıymet veriyoruz. Geçtiğimiz aylarda ABD’de bir kentte su şebekesi sistemine sızan siber korsanlar, içme suyunda bulunan klor ölçüsünü arttırarak yüzlerce insanı çarçabuk zehirledi. Bu aslında dehşet verici bir örnek. Şirketler, berbat niyetli yazılımlar üzerinden telafisi güç kayıplarla karşı karşıya kalabiliyor. Aslında milyonlarca dolarlık ödemeler yapmak zorunda kalıyorlar. Her şeyden öte milyonlarca insanın verisi elden ele dolaşarak büyük bir güvenlik açığı oluşuyor. Bu sebeple yazılım dünyasında da ülkesini ve vatandaşlarını gözünü kırpmadan koruyacak kahramanlara gereksinimimiz var. Birebir biçimde dünyada ses getirecek, geleceğin teknolojilerinin tasarlayıcısı kahramanlara gereksinimimiz var. Eminim ki bu kahramanlar sizlerin de içinden çıkacak.
‘TÜRKİYE’NİN GENÇLERİNİ TEKNOFEST JENERASYONU OLARAK GÖRÜYORUZ’
Varank, gençlikten kopuk bir muhalefet olduğunu belirterek şöyleki devam etti
Yazılım diyoruz, yapay zeka diyoruz, uzay çalışmaları diyoruz, çığır açıcı teknolojiler diyoruz. Bu yolda emin olun, elimizdeki imkanların azamisini seferber edip, gençlerimizi bu alanlara yönlendirmenin uğraşı ortasında oluyoruz. Lakin öbür yanda maalesef gerçeklikten kopuk bir muhalefet anlayışıyla da baş etmek durumunda kalıyoruz. Bugün vapurlarda kullanılmak üzere logolu karton bardak ürettirdiği için övgü bekleyen bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Lisanlarından gençleri düşürmüyorlar ancak gençlerimizin geleceği mevzubahis olduğunda için hiç bir somut, kayda paha teklifleri de bulunmuyor. İstihdam önerisi olarak sorduğunuzda muhtarların yanında birer memur istihdam etmekle işsizliği bitirebileceklerini sanıyorlar. Lakin sorsanız, memleketin geleceğine talipler. Bizler gençlerin sabah okula giderken ‘Otobüsüm yolda kalır mı’ diyerek düşünmesini istemiyoruz. Bizim gençlerimiz ulaşım teknolojilerinde çığır açan projeler üretsin istiyoruz. Bizler diğer ülkelerin uzaya fırlattığı roketi canlı yayında izlerken iç geçiren gençlerin olduğu değil, kendi fırlatma platformlarında geri sayımı birlikte yapacağımız gençlerin olduğu bir ülkeyi hayal ediyoruz. Bir türlü aşamadıkları eziklik kompleksi ile ülkesine ve gencine hiç bir hayali layık görmeyenlerle yol alamayız. Zira bizler hayalleri için hiç bir hudut tanımayan, engellerinden ilhamlar çıkaran harika gençlerin öykülerini dinlemekle meşgulüz. TEKNOFEST’te de bu biçimde gençlerin yüzlercesiyle, binlercesiyle bütün arkadaşlarımız muhatap oldu. Türkiye’nin her köşesinden gençlerimizin teknolojiye olan tutkusunun her yıl arttığının yakinen bakılırsabiliyoruz. Şunu artık epey net görüyoruz. Türkiye’nin gençlerini A, B, C, olarak sonlandırmak hiç yanlışsız değil. Türkiye’nin gençlerini TEKNOFEST jenerasyonu olarak görüyoruz. Türkiye’nin gençleri TEKNOFEST nesli olarak geleceğe yürüyor.
Merasimde konuşan Varank, Fransa kökenli Ecole 42 iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz 42 İstanbul yazılım okulunun açılışını bu ayın başında gerçekleştirdik. 242 kişi ile eğitimlere başlayan 42 İstanbul’un 1 aylık birinci havuz eğitimi geçtiğimiz hafta tamamlandı. Arkadaşlarıma bu birinci eğitimin nasıl geçtiğini sordum. Natürel 42 okulları, yenilikçi yaklaşımıyla bir eğitmen olmadan, birbirinden öğrenme metoduna dayalı, çok yenilikçi bir müfredata sahip. O yüzden eğitimin birinci saatlerinde bir sessizlik hakimken, ilerleyen saatlerde ve günlerde öğrenciler birbirleriyle konuşmaya başlamış. Kadro kurmaya, birbirlerine öğretmeye, birbirlerinden öğrenmeye başlamışlar. Bu sistemle aslında eğitim modelinin ana maksadı olan irtibat, grup oyunu ve eleştirel düşünme hünerlerini geliştirmiş oluyoruz. Hiç alışık olmadığımız bu metoda öğrencilerimiz süratli bir biçimde adapte olmuş durumda. 724 açık yerleşke yoluyla eğitim veren okulumuzda, öğrencilerimiz uzun saatler geçiriyor, hatta sabahlayan öğrencilerimiz var dedi.
‘HEDEFİMİZ YAPAY ZEKA ALANINDA 10 BİN İSTİHDAMI YAKALAMAK’
Yapay zeka alanındaki amaçları sıralayan Bakan Varank, Bizim gençlerimizden beklentimiz; birer teşebbüsçü olarak Türkiye’nin geleceğine ve bilişim ekosistemine katkı sunmanız. Ülkemizde açık kaynak yazılım-geliştirme külçeşidini sağlamlaştırma açısından hakikaten büyük bir sav ortaya koyduk. Geçtiğimiz günlerde Ulusal Yapay Zeka Stratejisi’ni deklare ettik. Maksadımız sırf yapay zeka alanında 10 bin istihdamı yakalamak. Geleceğin teknolojisinde aklınıza koyduğunuz, kalbinizin süratli hızlı çarpmasına sebep olan ne var ise sizlerle birlikte heyecanlanmaya hazır olduğumuzu bilin isterim. Gençlerimizin içlerindeki teknoloji ateşini büyütmek için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız diye konuştu.
‘YAZILIMDA ÜLKESİNİ KORUYACAK KAHRAMANLARA GEREKSİNİMİMİZ VAR’
Bakan Varank, kelamlarını şu biçimde sürdürdü
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile bir arada gerçekleştirdiğimiz Hack İstanbul etkinliğinde 2 bine yakın yazılımcı genç, siber güvenlik alanında hünerlerini ortaya koydular. Sahiden alanında epey ileri gitmiş şirketlerin profesyonellerinin bile başaramadığı şeyleri, siber güvenlik açıklarını tespit ettiler. Gelecekte milyar dolarlık savunma sistemlerinin yerini sıradan yazılımlar alacak. Siber güvenliğe de bu sebeple farklı kıymet veriyoruz. Geçtiğimiz aylarda ABD’de bir kentte su şebekesi sistemine sızan siber korsanlar, içme suyunda bulunan klor ölçüsünü arttırarak yüzlerce insanı çarçabuk zehirledi. Bu aslında dehşet verici bir örnek. Şirketler, berbat niyetli yazılımlar üzerinden telafisi güç kayıplarla karşı karşıya kalabiliyor. Aslında milyonlarca dolarlık ödemeler yapmak zorunda kalıyorlar. Her şeyden öte milyonlarca insanın verisi elden ele dolaşarak büyük bir güvenlik açığı oluşuyor. Bu sebeple yazılım dünyasında da ülkesini ve vatandaşlarını gözünü kırpmadan koruyacak kahramanlara gereksinimimiz var. Birebir biçimde dünyada ses getirecek, geleceğin teknolojilerinin tasarlayıcısı kahramanlara gereksinimimiz var. Eminim ki bu kahramanlar sizlerin de içinden çıkacak.
‘TÜRKİYE’NİN GENÇLERİNİ TEKNOFEST JENERASYONU OLARAK GÖRÜYORUZ’
Varank, gençlikten kopuk bir muhalefet olduğunu belirterek şöyleki devam etti
Yazılım diyoruz, yapay zeka diyoruz, uzay çalışmaları diyoruz, çığır açıcı teknolojiler diyoruz. Bu yolda emin olun, elimizdeki imkanların azamisini seferber edip, gençlerimizi bu alanlara yönlendirmenin uğraşı ortasında oluyoruz. Lakin öbür yanda maalesef gerçeklikten kopuk bir muhalefet anlayışıyla da baş etmek durumunda kalıyoruz. Bugün vapurlarda kullanılmak üzere logolu karton bardak ürettirdiği için övgü bekleyen bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız. Lisanlarından gençleri düşürmüyorlar ancak gençlerimizin geleceği mevzubahis olduğunda için hiç bir somut, kayda paha teklifleri de bulunmuyor. İstihdam önerisi olarak sorduğunuzda muhtarların yanında birer memur istihdam etmekle işsizliği bitirebileceklerini sanıyorlar. Lakin sorsanız, memleketin geleceğine talipler. Bizler gençlerin sabah okula giderken ‘Otobüsüm yolda kalır mı’ diyerek düşünmesini istemiyoruz. Bizim gençlerimiz ulaşım teknolojilerinde çığır açan projeler üretsin istiyoruz. Bizler diğer ülkelerin uzaya fırlattığı roketi canlı yayında izlerken iç geçiren gençlerin olduğu değil, kendi fırlatma platformlarında geri sayımı birlikte yapacağımız gençlerin olduğu bir ülkeyi hayal ediyoruz. Bir türlü aşamadıkları eziklik kompleksi ile ülkesine ve gencine hiç bir hayali layık görmeyenlerle yol alamayız. Zira bizler hayalleri için hiç bir hudut tanımayan, engellerinden ilhamlar çıkaran harika gençlerin öykülerini dinlemekle meşgulüz. TEKNOFEST’te de bu biçimde gençlerin yüzlercesiyle, binlercesiyle bütün arkadaşlarımız muhatap oldu. Türkiye’nin her köşesinden gençlerimizin teknolojiye olan tutkusunun her yıl arttığının yakinen bakılırsabiliyoruz. Şunu artık epey net görüyoruz. Türkiye’nin gençlerini A, B, C, olarak sonlandırmak hiç yanlışsız değil. Türkiye’nin gençlerini TEKNOFEST jenerasyonu olarak görüyoruz. Türkiye’nin gençleri TEKNOFEST nesli olarak geleceğe yürüyor.