Son dakika haber | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyareti dönüşünde uçakta soruları yanıtladı: (2) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetler işlenebilir” açıklamasına ait, “Her şeydilk evvel ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları büsbütün mecnun saçması. ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek. Bunun diğer çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin vakit senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. bu biçimde bir ispat kelam konusu değil. Adeta bir mecnun bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da bu biçimde. Bunu neye göre söylüyorsun?” dedi.
Erdoğan, Angola, Togo ve Nijerya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu, gündeme ait soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki adaletsiz işleyişe dikkati çekmek için söylemiş olduği “Daha adil bir dünya mümkün” sloganının, Afrika ve Orta Doğu halkları ile hükümetleri nezdinde kuvvetli bir karşılık bulduğunu belirterek, “Bundan Fransa’nın önemli bir rahatsızlığı var. Fransa bir müddetdir bilhassa Cezayir’le önemli siyasi kriz içerisinde. Macron’un bundan dolayı Türkiye’nin Cezayir halkını, devletini cesaretlendirdiği tarafında kelamları olmuştu. Peşinden de Yunanistan’a yönelik önemli silah satışı oldu. En son da bir daha Türkiye tersi bir atılım olarak Lafarge’ın Türkiye’nin gayret ettiği terör örgütlerine takviye verdiğini de gördük. Fransa’nın, Türkiye aykırısı bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, Fransa’nın, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la aslında epey önemli bir kriz yaşadığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Özellikle son devirlerin Fransa’sında bu idare, Fransa için en şanssız idaredir. Ben Fransa’da Sarkozy ile tanıştım, Chirac ile tanıştım; bunların hiç biriyle mukayese edilmezdi. Chirac’ta bir devlet adamlığı vardı. Sözse kelam, olaya bu biçimde bakardı. Çok değişiktir, örneğin, AB Başkanlar Tepesi’nde üç adam vardı ki onlar Türkiye’yi ezdirmediler, Chirac, Schröder, Berlusconi. Türkiye o periyot içerisinde bütün AB Başkanlar Doruğu’na istisnasız katılmıştır. Lakin Sarkozy ve bedelli dostum Merkel geldikten daha sonra Türkiye’yi Başkanlar Doruğu’na davetle ilgili tavır değişti. Natürel bu bizim Avrupa Birliğine giriş sürecimizi de olumsuz etkiledi. erkeklerin Türkiye’ye bakışı farklı. Şayet Türkiye’nin önünü açacak olurlarsa, biliyorlar ki Türkiye sıçrar. Bunlar Türkiye’nin sıçramasını ister mi, kabul eder mi? Biz şu anda büsbütün, kendi imkanlarımızla yolumuza devam ediyoruz. Bakın artık AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 büyükelçi bu açıklamayı niçin yapar? Bu Soros artığını savunanlar, ‘bunu nasıl bıraktırırız’ çabası arasındaler. söylemiş oldum Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak üzere bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye bu biçimde bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi bu biçimde bir şeyi şu ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu vakit sana verecekleri karşılık şudur, ‘yargı bağımsızdır’. Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en hoş örneklerini veriyor.”
Muhalefet partilerinin de büyükelçilerin lisanıyla birebir lisanı kullandıklarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Bunlardan öteki bir şey bekleyemeyeceğiz. AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakı’nda, biz milletimizin hakkı kelam konusu olduğunda tıpkı gayeye vururuz. Lakin öbürleri birebir gayeye vurmazlar.” cevabını verdi.
Onların bir arada hareket ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Neymiş? 4 yıldır yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Artık HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın çabası içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… 53 tane vatandaşımız bunun davetiyle ölüyor Diyarbakır’da. Yasin Börü yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz bir televizyon kanalı bunun kadınını çıkarıyor, konuşturuyor, o da ‘çocuklarımın babası içeride’ diyor. Senin çocuklarının babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu gitti. Öbürleri, bir daha birebir biçimde şehit edildi. Pekala onların yavruları yok mu? Onların hali ne olacak? Hiç bunu konuşmuyorlar. Bizim bu husustaki tavrımızı, tutumumuzu da daima eleştiriyorlar. Kusura bakmasınlar, biz bu bakılırsavde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz.”
“Uluslararası topluluk içerisinde Soros ne ise Kavala o”
Muhalefet partilerinin niye Osman Kavala ve Demirtaş sorununa odaklandıkları, bunun art planında ne gördüğü tarafındaki soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün beslendiği odakların muhakkak olduğunu lisana getirdi.
Erdoğan, konuşmasına şöyleki devam etti:
“Bunlar aslına bakarsanız terörün beslendiği odaklar. Selahattin Demirtaş da o denli. Daha devam eden davaları var. Kavala hakeza o denli. Ama Kavala’nın özelliği daha farklı. Milletlerarası topluluk içerisinde Soros ne ise Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri üzere sallamaya çalışıyorlar. Artık Soros’un oğlu da giriyor. O da babası üzere. Bunların fazlaca yeterli takip edilmesi lazım. Bunlar örneğin şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin uğraşı içerisindeler. Bunlara da alışılmış fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım. Kosova’da, Makedonya’da, Arnavutluk’ta her yerde buna misal şeyleri yaparlar. ötürüsıyla bizim şuurumuzun altına bunu bir kez yerleştirmemiz lazım. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz kuvvetliyüz ve bize sızamıyorlar. Terörist sayısında önemli bir düşüş var. Bundan daha sonra da terörle gayrete tıpkı kararlılıkla devam edeceğiz.”
F-35’lerden dolayı Türkiye’nin 1,4 milyar dolar alacağına karşılık, Amerika tarafınca F-16 alımı ve mevcutların modernizasyonu için bir teklif geldiği hatırlatılarak, “Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığına soruldu yalanlamadılar da doğrulamadılar da. bir daha bir oyalama taktiği yürütüyorlar. Bundan vazgeçmeyecek mi Amerika?” formundaki soruyu da yanıtlayan Erdoğan, bu görüşmelerin şu anda alt seviyede kelam konusu olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı o denli yahut bu biçimde alacağız. Bütün bunlar konuşuluyor. Şu anda savunma bakanlarımız karşılıklı olarak bu görüşmeleri yapıyorlar. Artık Ulusal Savunma Bakanımız, Amerika Savunma Bakanı ile bir ortaya gelecek, görüşecekler. Ara alacağız diye inanıyorum. Roma’da G20 Toplantısı’nda Biden ile biz de bunu natürel konuşacağız. ‘Ne yapıyoruz, ne oluyor’ diye soracağız. hiç bir biçimde Türkiye’nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetler işlenebilir” savı
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetler işlenebilir” formundaki kelamları sorulan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Her şeydilk evvel ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları büsbütün meczup saçması. ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek. Bunun öteki çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin vakit senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. bu biçimde bir ispat kelam konusu değil. Adeta bir mecnun bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da bu biçimde. Bunu neye bakılırsa söylüyorsun? Zira hukuktaki düstur fazlaca açık net ortada; müddei argümanını ispatla yükümlüdür. Senin bunu ispat etmen lazım. Bunu ispat etmediğin sürece bu sana yapışıp kalır. Gerçekten bütün arkadaşlarımız bu bahisle ilgili gerekenleri söylemiş olduler. Ancak bu da tıpkı, yanındakiler de tıpkı. Tıpkı şeyleri dönüp dönüp konuşuyorlar. Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niçin? Zira olmayan şeyi konuşuyor. Başkası de tıpkı biçimde, olmayan şeyi konuşuyor. Malum, artık başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler. Bakalım ne söyleyecekler, nazaranceğiz.”
“Seçimler 2023 Haziran’da”
Seçimlere daha uzun bir vakit olduğu belirtilerek, “Muhalefet partilerinde, gerek önderlerin söylemlerinde, gerekse sözcülerin açıklamalarında son devirde bir özgüven artışı hissediliyor. Girdiği bütün seçimleri kazanmış bir önder ve Türkiye’nin en deneyimli siyasetçisi olarak, muhalefetteki bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?” sorusunu Erdoğan, şu biçimde cevapladı:
“Bunlar neredeyse iki yıldır daima erken seçim demiyorlar mı? Çok açık net bir gerçek var ortada, ben ‘seçimler vaktinde yapılacak diyorum, asla geri adım yok’ diyorum. Devlet Beyefendi, tıpkı biçimde, Haziran 2023’ü söylüyor, ‘seçimler vaktinde yapılacak’ diyor. Fakat bunlar hala avara kasnak üzere dönüp dönüp duruyorlar. Yok bu biçimde bir şey, olmayacak bu biçimde bir şey. Seçim vaktinde yapılacak. Türkiye, seçimlerin vaktinde yapılması olayını yaşayacak. O tarih de Haziran 2023’tür.”
“Suriye konusunda muhakkak taviz yok”
Suriye’deki terörist kümelere yönelik operasyon konusundaki görüşleri de sorulan Erdoğan, “Şu anda bizim bölgede önemli manada hassas noktalara operasyonlarımız devam ediyor. Muhakkak taviz vermek yok. Suriye’deki bu süreci devam ettiriyoruz. Şu an prestijiyle da rejim nasıl bir hal alır onu bilemiyorum lakin biz bilhassa İdlib’deki bu yaklaşım şekline karşı gereği her neyse onu yapmaya ve bütün ağır silahlarımızla birlikte karşılığını vermeye devam ediyoruz. Bu işi kendi akışına bırakamayız.” dedi.
Azerbaycan’a 26 Ekim’de yapacağı ziyaretin detayları sorulan Erdoğan, “Programda Bakü yok ancak (Fuzuli Uluslararası) Havalimanı’nı inşallah açıyoruz. Bu hususla ilgili olarak İlham Aliyev kardeşimle de görüştük. O günkü programda havalimanıyla birlikte oradaki birkaç kara yolunun ve tarımla ilgili atılan kimi adımların açılışını da inşallah yapacağız. Zengezur koridorunun açılmasıyla ilgili kararlılığımız da tıpkı biçimde devam ediyor. Bu ortada bizim mayın tarama araçlarımızdan Azerbaycan’a verdik, veriyoruz. Onlar da epeyce takdir topladı. Mayın taramada bu araçlar epey hayli başarılı oldular. Togo ve Burkina Faso’ya da ikişer tane verdik. Onlar da epeyce memnun oldular.” değerlendirmesinde bulundu.
“İran, yeni idaresi de o denli zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez”
İran’ın Nahçıvan ve Güney Kafkasya hududunda bir askeri hareketliliğinin kelam konusu olduğu vurgulanarak, “İran bir taraftan da Azerbaycan’ın İsrail ile münasebetlerine atıfta bulunuyor. Türkiye’nin Kafkasya’da faal ve kalıcı aktöre dönüştükten daha sonra İran’ın bu aksiyonlarının bir manası var mı ve bu sıcak bir krize dönüşür mü?” sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, “Benim şahsen bu biçimde bir beklentim yok. İsrail’in Azerbaycan ile olan bağlantıları niçiniyle, İran kalkıp da Azerbaycan’a karşı, Azerbaycan’ı maksat tahtasına koymak üzere bir duruma girmez. Zira bugün İran’daki Azeri oranı ortadadır. Bu natürel düşündürür. O denli kolay değil. Yapılan iş yanlıştır. İran, yeni idaresi de o denli zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez.” tabirini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togo, Burkina Faso ve Liberya başkanlarıyla buluşmasındaki dörtlü sohbetten keyifli anların kameralara yansıdığı anımsatılarak, “Orada neler yaşandı, ne konuşuldu da o keyifli manzara ortaya çıktı?” sorusu üzerine şunları anlattı:
“Liberya Cumhurbaşkanı Weah eski bir futbolcu. Futboldan daha sonra siyasete girmiş. Galatasaray’ı hayli sevdiğini söylüyor. Monaco, Paris Saint-Germain, AC Milan, Chelsea, Manchester City ve Marsilya üzere biroldukça büyük futbol kulübünde oynamış. Yılın futbolcusu da seçilmiş. Ronaldo’nun da aldığı Altın Top Ödülü’nü o da almış. Natürel hayli uygun de transfer paraları almış. Bunun üzerine yaptığımız bir espri üzerine gülümsediğimiz beğenilen bir sohbet oldu.”
(Bitti)
Erdoğan, Angola, Togo ve Nijerya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilere değerlendirmelerde bulundu, gündeme ait soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki adaletsiz işleyişe dikkati çekmek için söylemiş olduği “Daha adil bir dünya mümkün” sloganının, Afrika ve Orta Doğu halkları ile hükümetleri nezdinde kuvvetli bir karşılık bulduğunu belirterek, “Bundan Fransa’nın önemli bir rahatsızlığı var. Fransa bir müddetdir bilhassa Cezayir’le önemli siyasi kriz içerisinde. Macron’un bundan dolayı Türkiye’nin Cezayir halkını, devletini cesaretlendirdiği tarafında kelamları olmuştu. Peşinden de Yunanistan’a yönelik önemli silah satışı oldu. En son da bir daha Türkiye tersi bir atılım olarak Lafarge’ın Türkiye’nin gayret ettiği terör örgütlerine takviye verdiğini de gördük. Fransa’nın, Türkiye aykırısı bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Erdoğan, Fransa’nın, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la aslında epey önemli bir kriz yaşadığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Özellikle son devirlerin Fransa’sında bu idare, Fransa için en şanssız idaredir. Ben Fransa’da Sarkozy ile tanıştım, Chirac ile tanıştım; bunların hiç biriyle mukayese edilmezdi. Chirac’ta bir devlet adamlığı vardı. Sözse kelam, olaya bu biçimde bakardı. Çok değişiktir, örneğin, AB Başkanlar Tepesi’nde üç adam vardı ki onlar Türkiye’yi ezdirmediler, Chirac, Schröder, Berlusconi. Türkiye o periyot içerisinde bütün AB Başkanlar Doruğu’na istisnasız katılmıştır. Lakin Sarkozy ve bedelli dostum Merkel geldikten daha sonra Türkiye’yi Başkanlar Doruğu’na davetle ilgili tavır değişti. Natürel bu bizim Avrupa Birliğine giriş sürecimizi de olumsuz etkiledi. erkeklerin Türkiye’ye bakışı farklı. Şayet Türkiye’nin önünü açacak olurlarsa, biliyorlar ki Türkiye sıçrar. Bunlar Türkiye’nin sıçramasını ister mi, kabul eder mi? Biz şu anda büsbütün, kendi imkanlarımızla yolumuza devam ediyoruz. Bakın artık AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 büyükelçi bu açıklamayı niçin yapar? Bu Soros artığını savunanlar, ‘bunu nasıl bıraktırırız’ çabası arasındaler. söylemiş oldum Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak üzere bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye bu biçimde bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi bu biçimde bir şeyi şu ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu vakit sana verecekleri karşılık şudur, ‘yargı bağımsızdır’. Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en hoş örneklerini veriyor.”
Muhalefet partilerinin de büyükelçilerin lisanıyla birebir lisanı kullandıklarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Bunlardan öteki bir şey bekleyemeyeceğiz. AK Parti ve MHP olarak Cumhur İttifakı’nda, biz milletimizin hakkı kelam konusu olduğunda tıpkı gayeye vururuz. Lakin öbürleri birebir gayeye vurmazlar.” cevabını verdi.
Onların bir arada hareket ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Neymiş? 4 yıldır yatıyormuş. Yargı ne diyorsa o. Artık HDP de Selahattin Demirtaş’ı çıkarmanın çabası içerisinde. Hale bakın. Terörist adam ya… 53 tane vatandaşımız bunun davetiyle ölüyor Diyarbakır’da. Yasin Börü yavrumuzun nasıl şehit edildiğini biliyorsunuz. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz bir televizyon kanalı bunun kadınını çıkarıyor, konuşturuyor, o da ‘çocuklarımın babası içeride’ diyor. Senin çocuklarının babası içeride de, Yasin Börü şehit oldu gitti. Öbürleri, bir daha birebir biçimde şehit edildi. Pekala onların yavruları yok mu? Onların hali ne olacak? Hiç bunu konuşmuyorlar. Bizim bu husustaki tavrımızı, tutumumuzu da daima eleştiriyorlar. Kusura bakmasınlar, biz bu bakılırsavde olduğumuz sürece hukuk ne ise bunun gereğinin yapılmasını istemeye mecburuz. Buradan taviz veremeyiz.”
“Uluslararası topluluk içerisinde Soros ne ise Kavala o”
Muhalefet partilerinin niye Osman Kavala ve Demirtaş sorununa odaklandıkları, bunun art planında ne gördüğü tarafındaki soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün beslendiği odakların muhakkak olduğunu lisana getirdi.
Erdoğan, konuşmasına şöyleki devam etti:
“Bunlar aslına bakarsanız terörün beslendiği odaklar. Selahattin Demirtaş da o denli. Daha devam eden davaları var. Kavala hakeza o denli. Ama Kavala’nın özelliği daha farklı. Milletlerarası topluluk içerisinde Soros ne ise Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri üzere sallamaya çalışıyorlar. Artık Soros’un oğlu da giriyor. O da babası üzere. Bunların fazlaca yeterli takip edilmesi lazım. Bunlar örneğin şu anda Balkanlara sızmanın, Balkanları sindirmenin uğraşı içerisindeler. Bunlara da alışılmış fırsat vermeyeceğiz, verilmemesi lazım. Kosova’da, Makedonya’da, Arnavutluk’ta her yerde buna misal şeyleri yaparlar. ötürüsıyla bizim şuurumuzun altına bunu bir kez yerleştirmemiz lazım. Elhamdülillah, Türkiye olarak biz kuvvetliyüz ve bize sızamıyorlar. Terörist sayısında önemli bir düşüş var. Bundan daha sonra da terörle gayrete tıpkı kararlılıkla devam edeceğiz.”
F-35’lerden dolayı Türkiye’nin 1,4 milyar dolar alacağına karşılık, Amerika tarafınca F-16 alımı ve mevcutların modernizasyonu için bir teklif geldiği hatırlatılarak, “Bu durum ABD Dışişleri Bakanlığına soruldu yalanlamadılar da doğrulamadılar da. bir daha bir oyalama taktiği yürütüyorlar. Bundan vazgeçmeyecek mi Amerika?” formundaki soruyu da yanıtlayan Erdoğan, bu görüşmelerin şu anda alt seviyede kelam konusu olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama biz bu 1 milyar 400 milyon dolarımızı o denli yahut bu biçimde alacağız. Bütün bunlar konuşuluyor. Şu anda savunma bakanlarımız karşılıklı olarak bu görüşmeleri yapıyorlar. Artık Ulusal Savunma Bakanımız, Amerika Savunma Bakanı ile bir ortaya gelecek, görüşecekler. Ara alacağız diye inanıyorum. Roma’da G20 Toplantısı’nda Biden ile biz de bunu natürel konuşacağız. ‘Ne yapıyoruz, ne oluyor’ diye soracağız. hiç bir biçimde Türkiye’nin haklarının yenmesine fırsat vermeyiz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetler işlenebilir” savı
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “siyasi cinayetler işlenebilir” formundaki kelamları sorulan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
“Her şeydilk evvel ana muhalefetin başındaki zatın bu açıklamaları büsbütün meczup saçması. ya siyaseti öğrenecek ya siyaseti öğrenecek. Bunun öteki çıkışı yok. Siyasi cinayet dediğin vakit senin yapman gereken bir şey var. Nedir o? İspat edeceksin. bu biçimde bir ispat kelam konusu değil. Adeta bir mecnun bir kuyuya bir taş attı, 40 akıllı çıkaramadı. Bu da bu biçimde. Bunu neye bakılırsa söylüyorsun? Zira hukuktaki düstur fazlaca açık net ortada; müddei argümanını ispatla yükümlüdür. Senin bunu ispat etmen lazım. Bunu ispat etmediğin sürece bu sana yapışıp kalır. Gerçekten bütün arkadaşlarımız bu bahisle ilgili gerekenleri söylemiş olduler. Ancak bu da tıpkı, yanındakiler de tıpkı. Tıpkı şeyleri dönüp dönüp konuşuyorlar. Avukat arkadaşlarımız şu anda bununla ilgili davaları açtılar. O da tutuştu. Niçin? Zira olmayan şeyi konuşuyor. Başkası de tıpkı biçimde, olmayan şeyi konuşuyor. Malum, artık başsavcılık bunları davet etti. Başsavcının davetiyle de bunlar ifadeyi verecekler. Bakalım ne söyleyecekler, nazaranceğiz.”
“Seçimler 2023 Haziran’da”
Seçimlere daha uzun bir vakit olduğu belirtilerek, “Muhalefet partilerinde, gerek önderlerin söylemlerinde, gerekse sözcülerin açıklamalarında son devirde bir özgüven artışı hissediliyor. Girdiği bütün seçimleri kazanmış bir önder ve Türkiye’nin en deneyimli siyasetçisi olarak, muhalefetteki bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?” sorusunu Erdoğan, şu biçimde cevapladı:
“Bunlar neredeyse iki yıldır daima erken seçim demiyorlar mı? Çok açık net bir gerçek var ortada, ben ‘seçimler vaktinde yapılacak diyorum, asla geri adım yok’ diyorum. Devlet Beyefendi, tıpkı biçimde, Haziran 2023’ü söylüyor, ‘seçimler vaktinde yapılacak’ diyor. Fakat bunlar hala avara kasnak üzere dönüp dönüp duruyorlar. Yok bu biçimde bir şey, olmayacak bu biçimde bir şey. Seçim vaktinde yapılacak. Türkiye, seçimlerin vaktinde yapılması olayını yaşayacak. O tarih de Haziran 2023’tür.”
“Suriye konusunda muhakkak taviz yok”
Suriye’deki terörist kümelere yönelik operasyon konusundaki görüşleri de sorulan Erdoğan, “Şu anda bizim bölgede önemli manada hassas noktalara operasyonlarımız devam ediyor. Muhakkak taviz vermek yok. Suriye’deki bu süreci devam ettiriyoruz. Şu an prestijiyle da rejim nasıl bir hal alır onu bilemiyorum lakin biz bilhassa İdlib’deki bu yaklaşım şekline karşı gereği her neyse onu yapmaya ve bütün ağır silahlarımızla birlikte karşılığını vermeye devam ediyoruz. Bu işi kendi akışına bırakamayız.” dedi.
Azerbaycan’a 26 Ekim’de yapacağı ziyaretin detayları sorulan Erdoğan, “Programda Bakü yok ancak (Fuzuli Uluslararası) Havalimanı’nı inşallah açıyoruz. Bu hususla ilgili olarak İlham Aliyev kardeşimle de görüştük. O günkü programda havalimanıyla birlikte oradaki birkaç kara yolunun ve tarımla ilgili atılan kimi adımların açılışını da inşallah yapacağız. Zengezur koridorunun açılmasıyla ilgili kararlılığımız da tıpkı biçimde devam ediyor. Bu ortada bizim mayın tarama araçlarımızdan Azerbaycan’a verdik, veriyoruz. Onlar da epeyce takdir topladı. Mayın taramada bu araçlar epey hayli başarılı oldular. Togo ve Burkina Faso’ya da ikişer tane verdik. Onlar da epeyce memnun oldular.” değerlendirmesinde bulundu.
“İran, yeni idaresi de o denli zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez”
İran’ın Nahçıvan ve Güney Kafkasya hududunda bir askeri hareketliliğinin kelam konusu olduğu vurgulanarak, “İran bir taraftan da Azerbaycan’ın İsrail ile münasebetlerine atıfta bulunuyor. Türkiye’nin Kafkasya’da faal ve kalıcı aktöre dönüştükten daha sonra İran’ın bu aksiyonlarının bir manası var mı ve bu sıcak bir krize dönüşür mü?” sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, “Benim şahsen bu biçimde bir beklentim yok. İsrail’in Azerbaycan ile olan bağlantıları niçiniyle, İran kalkıp da Azerbaycan’a karşı, Azerbaycan’ı maksat tahtasına koymak üzere bir duruma girmez. Zira bugün İran’daki Azeri oranı ortadadır. Bu natürel düşündürür. O denli kolay değil. Yapılan iş yanlıştır. İran, yeni idaresi de o denli zannediyorum ki bu yanlışı devam ettirmez.” tabirini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Togo, Burkina Faso ve Liberya başkanlarıyla buluşmasındaki dörtlü sohbetten keyifli anların kameralara yansıdığı anımsatılarak, “Orada neler yaşandı, ne konuşuldu da o keyifli manzara ortaya çıktı?” sorusu üzerine şunları anlattı:
“Liberya Cumhurbaşkanı Weah eski bir futbolcu. Futboldan daha sonra siyasete girmiş. Galatasaray’ı hayli sevdiğini söylüyor. Monaco, Paris Saint-Germain, AC Milan, Chelsea, Manchester City ve Marsilya üzere biroldukça büyük futbol kulübünde oynamış. Yılın futbolcusu da seçilmiş. Ronaldo’nun da aldığı Altın Top Ödülü’nü o da almış. Natürel hayli uygun de transfer paraları almış. Bunun üzerine yaptığımız bir espri üzerine gülümsediğimiz beğenilen bir sohbet oldu.”
(Bitti)