Global mali piyasalar, geride bıraktığımız hafta, savaşın gölgesinde istikrarlı bir seyir izledi. Alanda savaş tüm şiddeti ile devam ederken, diplomatik temasların da NATO tepesi akabinde ivme kazandığını görüyoruz. ABD Lideri Biden, NATO daha sonrası Polonya’da Putin’in “iktidarda kalamayacağını” söylerken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Pazar günü İsrail’de ‘nadir’ bir tepe için bir ortaya gelen İsrailli ve Arap ortaklarına, Washington’un Tarhan’la nükleer diplomasiyi teşvik ederken bile İran’ın rastgele bir tehdidine karşı koymaya devam edeceğine dair teminat vermeye çalıştığını okuyoruz.
Bu bağlamda, haftanın son iş günü, ABD ile AB içindeki güç muahedesi ön plana çıktı. Mutabakatla ABD, Avrupa ülkelerine 2022’nin sonuna kadar en az 15 milyar metreküp LNG tedarik edecek. Tüm çabanın, Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılığını azaltmak ismine olduğunun tekrar altını çizmek gerekiyor. Rusya, Avrupa Birliği’nin en büyük doğal gaz tedarikçisi pozisyonunda ve Avrupa’nın ithalatının %40’tan fazlasını oluşturuyor. Alman Der Spiegel mecmuasına göre yıl sonuna kadar Almanya’nın Rus gazına olan bağımlılığının %30’a inmesi bekleniyor.
Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının ise zigzagar çizmeye devam ettiğini görüyoruz. 11 Mart haftasında 140 dolar düzeyine kadar yükselen Brent petrol, takip eden hafta müzakere masasının varlığı ile 96 dolar düzeyini test etmiş, ardından ise geride bıraktığımız hafta tam bir yükseliş barı ile haftayı 121 dolar düzeyine tırmanarak tamamlamıştı. Haftasonu, Cidde’deki Saudi Aramco tesislerinde (füze saldırısı) yangın çıkmasına karşın, Şangay’daki koronavirüs hadiselerinin artması ve AB’nin Rusya petrolüne yaptırım uygulamaması ile Brent petrol üzerinde baskı bir daha artaken, Brent bu sabah 117 dolar düzeyine kadar gevşedi.
Hazır Brent petrole kadar uzanmışken, savaş vaktinin bir başka değerli emtiası olan ons altın, haftayı teknik manada ön plana çıkardığımı 1,960 dolar düzeyinin üzerinde tamamlamayarak yeni haftayı düşüşle karşıladı. Altın için bir daha yükselişten kelam edebilmemiz ismine 1,960 dolar düzeyinin üzerinde ‘temiz’ bir kapanış görmek istiyoruz. Öncesinde ise kenarda beklemeye devam edeceğiz. Aşağıda ise 1,930 dolar düzeyine dikkat edelim (bakınız grafik).
Bitcoin cephesinde ise, yükselişin kilidini açacak olan düzeyin 45,500 dolar olduğunu ve bu düzeyin fazlaca kısa bir süre ortasında test edilebileceğini geçen hafta bültenlerimizde belirtmiştik. Haftasonu boyunca 45,500 dolar düzeyine yakın bir seyir izleyen Bitcoin, yeni haftayı 45,500 dolar düzeyindeki teknik direncini aşarak soluğu 47,000 dolar düzeyinde alarak karşıladığını görüyoruz. Mevcut uzun konumlarımızı artırarak birinci etapta 52,000 dolar düzeyini hedefleyeceğiz.
Türkiye cephesinde ise USDTRY kuru, geçen hafta genelinde, adeta hayat belirtisi olmayan EKG misali, 14,85 düzeyinin etrafında yatay ve düz bir çizgi görünümü sergiledi! Kamunun süregelen dayanağı ile kur ‘şimdilik’ dar bir bantta seyrederken, enflasyona karşı devrin ruhuna uygun pay senetlerinde ağırlaşan alımlar ile Borsa İstanbul 100 endeksi savaşın patlak verdiği günden geçen 21 iş gününde %20 kıymet kazanarak kuzeye ilerlemeye devam ederken, bu ölçülü tabloyu Türkiye’nin borçlanma maliyetlerinin bozduğunu görüyoruz.
Bültenlerimizde, geride bıraktığımız hafta 5,5 yıllık dolar cinsi eurobond ihracına (vade 2027) risksiz faiz oranı olarak kabul edilen 10 yıllık ABD tahvillerin üzerine kabaca %6 (ilave) faiz ödeyerek borçlanan Türk Hazinesinin yurtiçi borçlanma maliyetlerinin de artışa geçtiğini görüyoruz. Cuma günü uzun vadeli Türk tahvillerinin bileşik faizi %28 düzeyini aşarak multi yılların doruğuna yükseldi. Savaşın yarattığı inanç erozyonu göz arkası edilemeyecek kadar büyük bir rol oynarken, yabancı yatırımcıların da portföy çıkışlarını her hafta Perşembe günü TCMB tarafınca açıklanan menkul değer istatistiklerinden görüyoruz. Enflasyonun doludizgin kuzeye ilerlediği bir periyotta, TCMB’nin radikal para siyaseti tercihi, bir noktada sorun yaratmaya aday görünüyor.
Savaşın olağan olarak olumsuz tarafları ekonomik olarak yoğunlukta olsa da, Rus gazına tüm Avrupa alternatif ararken, Türkiye’nin jeopolitik değeri ve artan diplomasiyi olumlu bir bakış açısıyla ‘okumaya’ çalışıyoruz. Bu minvalde, NATO dönüşü açıklamada bulunan Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 füzelerinin Ukrayna’ya verilmesi konusunda ortaya atılan söyleme karşılık “S-400’ler kendi malımız, bu husus kapanmıştır” dedi. Dünyanın Rusya’ya karşı adeta birleştiği bir devirde, Türkiye’nin süreçten yarar sağlayabilmesi ismine ABD’nin yaptırımlarla ilgili tavrının ne tarafa evrileceğini merak ediyoruz. Elde ettiğimiz izlenim, ABD ile pazarlık sürecinin şimdilik istek edilen istikamette ilerlemediğini gösteriyor. Sn. Cumhurbaşkanı F16’ların modernizasyonu noktasında ABD’den yapan bir yaklaşım gördüklerini söylemiş oldu.
Yeni hafta başlangıcında, Asya payları ve petrol meblağları, Şanghay’daki koronavirüs karantinasının global faaliyeti ‘vuracak’ üzere görünmesiyle geriledi. Japonya Merkez Bankası’nın para siyasetine sıkılaştırmayacağı beklentisi, ABD’de tahvil faizlerinin 3 yılın doruğuna çıktığı bir ortamda (ABD 10 yıllık tahvil faizleri %2,5 ; Japonya 10 yıllık tahvil getirisi %0,25) bu sabah Japon Yeni üzerinde ek bir baskı kurdu. USDJPY paritesi 123 düzeyini test ederek son 6 yılı aşkın bir müddetnin en yüksek düzeyini test etti. Daha da üstte 126 düzeyinin test edilebileceğini düşünüyoruz.
ABD tahvil faizlerinde yükseliş eğilimi devam ederken, savaş daha sonrası ortaya çıkan emtia fiyatları kaynaklı ek maliyet baskısının, FED’i daha da şahinleştireceğiden tasa edilirken, vadeli kontratlar yılın geriye kalan 6 toplantısında politika faizinin %2,25 düzeyine yükseleceğini (8 kere daha 25 baz faiz artırımı) fiyatlıyor. Bu bağlamda 2 görüşmede 50 baz puan faiz artırım beklentisi de doların elini kuvvetlendiriyor. Bu sabah EURUSD paritesi 1,10 düzeyinin altında inerken, doların piyasa kuru olan DXY bir daha 99 düzeyini aştı.
Mali piyasaların gündeminde bu sabah değerli bir data görünmezken, Ukrayna ile Rusya içindeki bir daha sonraki müzakere tipinin 28-30 Mart tarihlerinde Türkiye’de gerçekleşeceğini belirtildi.
iktisatbank.com
Bu bağlamda, haftanın son iş günü, ABD ile AB içindeki güç muahedesi ön plana çıktı. Mutabakatla ABD, Avrupa ülkelerine 2022’nin sonuna kadar en az 15 milyar metreküp LNG tedarik edecek. Tüm çabanın, Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılığını azaltmak ismine olduğunun tekrar altını çizmek gerekiyor. Rusya, Avrupa Birliği’nin en büyük doğal gaz tedarikçisi pozisyonunda ve Avrupa’nın ithalatının %40’tan fazlasını oluşturuyor. Alman Der Spiegel mecmuasına göre yıl sonuna kadar Almanya’nın Rus gazına olan bağımlılığının %30’a inmesi bekleniyor.
Brent cinsi ham petrolün varil fiyatının ise zigzagar çizmeye devam ettiğini görüyoruz. 11 Mart haftasında 140 dolar düzeyine kadar yükselen Brent petrol, takip eden hafta müzakere masasının varlığı ile 96 dolar düzeyini test etmiş, ardından ise geride bıraktığımız hafta tam bir yükseliş barı ile haftayı 121 dolar düzeyine tırmanarak tamamlamıştı. Haftasonu, Cidde’deki Saudi Aramco tesislerinde (füze saldırısı) yangın çıkmasına karşın, Şangay’daki koronavirüs hadiselerinin artması ve AB’nin Rusya petrolüne yaptırım uygulamaması ile Brent petrol üzerinde baskı bir daha artaken, Brent bu sabah 117 dolar düzeyine kadar gevşedi.
Hazır Brent petrole kadar uzanmışken, savaş vaktinin bir başka değerli emtiası olan ons altın, haftayı teknik manada ön plana çıkardığımı 1,960 dolar düzeyinin üzerinde tamamlamayarak yeni haftayı düşüşle karşıladı. Altın için bir daha yükselişten kelam edebilmemiz ismine 1,960 dolar düzeyinin üzerinde ‘temiz’ bir kapanış görmek istiyoruz. Öncesinde ise kenarda beklemeye devam edeceğiz. Aşağıda ise 1,930 dolar düzeyine dikkat edelim (bakınız grafik).
Bitcoin cephesinde ise, yükselişin kilidini açacak olan düzeyin 45,500 dolar olduğunu ve bu düzeyin fazlaca kısa bir süre ortasında test edilebileceğini geçen hafta bültenlerimizde belirtmiştik. Haftasonu boyunca 45,500 dolar düzeyine yakın bir seyir izleyen Bitcoin, yeni haftayı 45,500 dolar düzeyindeki teknik direncini aşarak soluğu 47,000 dolar düzeyinde alarak karşıladığını görüyoruz. Mevcut uzun konumlarımızı artırarak birinci etapta 52,000 dolar düzeyini hedefleyeceğiz.
Türkiye cephesinde ise USDTRY kuru, geçen hafta genelinde, adeta hayat belirtisi olmayan EKG misali, 14,85 düzeyinin etrafında yatay ve düz bir çizgi görünümü sergiledi! Kamunun süregelen dayanağı ile kur ‘şimdilik’ dar bir bantta seyrederken, enflasyona karşı devrin ruhuna uygun pay senetlerinde ağırlaşan alımlar ile Borsa İstanbul 100 endeksi savaşın patlak verdiği günden geçen 21 iş gününde %20 kıymet kazanarak kuzeye ilerlemeye devam ederken, bu ölçülü tabloyu Türkiye’nin borçlanma maliyetlerinin bozduğunu görüyoruz.
Bültenlerimizde, geride bıraktığımız hafta 5,5 yıllık dolar cinsi eurobond ihracına (vade 2027) risksiz faiz oranı olarak kabul edilen 10 yıllık ABD tahvillerin üzerine kabaca %6 (ilave) faiz ödeyerek borçlanan Türk Hazinesinin yurtiçi borçlanma maliyetlerinin de artışa geçtiğini görüyoruz. Cuma günü uzun vadeli Türk tahvillerinin bileşik faizi %28 düzeyini aşarak multi yılların doruğuna yükseldi. Savaşın yarattığı inanç erozyonu göz arkası edilemeyecek kadar büyük bir rol oynarken, yabancı yatırımcıların da portföy çıkışlarını her hafta Perşembe günü TCMB tarafınca açıklanan menkul değer istatistiklerinden görüyoruz. Enflasyonun doludizgin kuzeye ilerlediği bir periyotta, TCMB’nin radikal para siyaseti tercihi, bir noktada sorun yaratmaya aday görünüyor.
Savaşın olağan olarak olumsuz tarafları ekonomik olarak yoğunlukta olsa da, Rus gazına tüm Avrupa alternatif ararken, Türkiye’nin jeopolitik değeri ve artan diplomasiyi olumlu bir bakış açısıyla ‘okumaya’ çalışıyoruz. Bu minvalde, NATO dönüşü açıklamada bulunan Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 füzelerinin Ukrayna’ya verilmesi konusunda ortaya atılan söyleme karşılık “S-400’ler kendi malımız, bu husus kapanmıştır” dedi. Dünyanın Rusya’ya karşı adeta birleştiği bir devirde, Türkiye’nin süreçten yarar sağlayabilmesi ismine ABD’nin yaptırımlarla ilgili tavrının ne tarafa evrileceğini merak ediyoruz. Elde ettiğimiz izlenim, ABD ile pazarlık sürecinin şimdilik istek edilen istikamette ilerlemediğini gösteriyor. Sn. Cumhurbaşkanı F16’ların modernizasyonu noktasında ABD’den yapan bir yaklaşım gördüklerini söylemiş oldu.
Yeni hafta başlangıcında, Asya payları ve petrol meblağları, Şanghay’daki koronavirüs karantinasının global faaliyeti ‘vuracak’ üzere görünmesiyle geriledi. Japonya Merkez Bankası’nın para siyasetine sıkılaştırmayacağı beklentisi, ABD’de tahvil faizlerinin 3 yılın doruğuna çıktığı bir ortamda (ABD 10 yıllık tahvil faizleri %2,5 ; Japonya 10 yıllık tahvil getirisi %0,25) bu sabah Japon Yeni üzerinde ek bir baskı kurdu. USDJPY paritesi 123 düzeyini test ederek son 6 yılı aşkın bir müddetnin en yüksek düzeyini test etti. Daha da üstte 126 düzeyinin test edilebileceğini düşünüyoruz.
ABD tahvil faizlerinde yükseliş eğilimi devam ederken, savaş daha sonrası ortaya çıkan emtia fiyatları kaynaklı ek maliyet baskısının, FED’i daha da şahinleştireceğiden tasa edilirken, vadeli kontratlar yılın geriye kalan 6 toplantısında politika faizinin %2,25 düzeyine yükseleceğini (8 kere daha 25 baz faiz artırımı) fiyatlıyor. Bu bağlamda 2 görüşmede 50 baz puan faiz artırım beklentisi de doların elini kuvvetlendiriyor. Bu sabah EURUSD paritesi 1,10 düzeyinin altında inerken, doların piyasa kuru olan DXY bir daha 99 düzeyini aştı.
Mali piyasaların gündeminde bu sabah değerli bir data görünmezken, Ukrayna ile Rusya içindeki bir daha sonraki müzakere tipinin 28-30 Mart tarihlerinde Türkiye’de gerçekleşeceğini belirtildi.
iktisatbank.com