Öztrak Açıklaması CHP Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Bingöl’de şehit ağabeyi Tahir Gümren’e küfreden Düzgün Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan’ın dokunulmazlığının kaldırılması talebiyle hazırlanan fezlekeye ait, “Savcıların, milletvekillerinin kimliğine bakılırsa fezleke düzenlemeleri adalet hissini incitir. Hukuk önünde herkes eşittir, ikili standart olmaz.” dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ebediyete intikalinin 83. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü andı. Atatürk ve onun unsurlarının cumhuriyetin çimentosu olduğunu vurgulayan Öztrak, bu gerçeğin anlaşılmasından son derece mutlu olduklarını vurguladı. Öztrak, “Erdoğan da seçim anketlerinden harcı bitirip yapı paydos deme basamağına geçtiğini görür görmez ansızın hidayete erdi. ‘Yunan postalını Atatürk’e yeğleyen’ Fesli Kadir’in vaazlarından Atatürk’ü öğrenen Erdoğan, şimdilerde Atatürk’ün ismini ağzından düşürmez oldu. Yetmedi bizle Atatürkçülük yarışına çıktı. Yakında çıkıp ‘Ben geçmişte aslına bakarsan Atatürkçüydüm, ben geçmişte esasen CHP’liydim’ derse, şaşırmayız. Çünkü kendisi koltuk için ‘Milli Görüş’ gömleğini fırlatıp atan kişidir.” görüşünü lisana getirdi.
Faik Öztrak, şu biçimde devam etti:
“Kendisini uyaralım Atatürkçülerin giydiği elbisenin kumaşında Kuvayımilliye vardır, Müdafaa-i Hukuk vardır. O elbise, Erdoğan’a birkaç vücut bol gelir. Erdoğan’ın kibri, milletin aklıyla alay etme evresine ulaştı. Bunu 10 Kasım’da bir defa daha gördük. Anıtkabir defterine, ‘2023 maksatlarına ulaşmaya kararlıyız.’ yazdı. Bu 2023 maksatlarının ismi var da cismi bir türlü ortada yok. Erdoğan, 2023 maksatlarıyla millete neleri vadettiğini bir türlü söylemiyor. Erdoğan, 2023 amaçları diyerek millete vaatlerini birinci defa 2011 seçim beyannamesiyle deklare etti. Yetmedi, bu amaçları bir de 2013 yılında, 10. Kalkınma Planı’na yazdı. Altına da imzasını attı. Bu doküman TBMM’nin onayından da geçti. Yani maksatlar vaat olmaktan çıktı. Kendisinin ve partisinin millete resmi taahhüdü haline geldi. 2023’te, ulusal gelirimizi 2 trilyon dolara, fert başına gelirimizi 25 bin dolara, ihracatımızı 500 milyar dolara yükseltmeyi, işsizliği ise yüzde 5’e indirmeyi, bu biçimdece ülkemizi dünyanın en kuvvetli 10 iktisadı ortasına sokmayı milletimize taahhüt etti. Pekala, 2023 gayeleri ne oldu? Ben söyleyeyim, palavra oldu. Erdoğan’ın 5 Eylül 2021’de altına imza attığı bu Orta Vadeli Program (OVP) diyor. Şu anda TBMM’de görüşülen bütçenin desteğini oluşturan bu OVP, Erdoğan’ın 12 yıl evvel 2023 için millete taahhüt ettiği 2 trilyon dolarlık ulusal gelirin 925 milyar dolarda kalacağını söylüyor.”
OVP’nin, kişi başına 25 bin dolar gelirin 10 bin 703 dolarda kalacağını, 500 milyar dolar ihracat maksadının de 242 milyar dolara düşürüldüğünü dediğini belirten Öztrak, bu gayelerde yüzde 50’den çok tenzilata gidildiğini savundu. Yuvalara, mutfaklara ateşler düşerken Erdoğan’ın bu yıl çift haneli büyümeden bahsetmiş olduğuni belirten Öztrak, milletin gelirinin ise büyümediğini söylemiş oldu. Öztrak, “Millet karnını bile gerçek dürüst doyuramıyorsa, bu ülkede ayçiçek yağlarına, bebek mamalarına alarm takılıyorsa, fiyat etiketleri saat başı değişiyorsa o büyüme, fakirleştiren büyümedir.” tabirini kullandı.
“100 doları 177 liraya alıyorduk
İktidarın ülkeyi “yoksullaştıran büyüme” ile tanıştırdığını savunan Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 yıl evvel “Para tıpkı bayrak üzere, tıpkı ulusal marş üzere, bir ülkenin gücünü, prestijini, bağımsızlığını simgeler. Paranın prestiji, milletin prestijidir.” söylemiş olduğini hatırlattı. Öztrak, şu biçimde devam etti:
“Erdoğan bu kelamı ettiği 12 Mart 2012’de 100 doları 177 liraya alıyorduk. Artık 100 dolar almak için 992 lira veriyoruz. Erdoğan bizim paramızı itibarsızlaştırırken, doların prestijine, prestij kattı. En son beyefendi çıktı, ‘Ben ekonomistim, ne kadar kaynak oluşturursanız, devletin kasasından da bir kuruş çıkmaz.’ dedi. ‘Devletin kasasından bir kuruş çıkmaz.’ dediği işler için 2016’dan bu yana devletin kasasından 9,5 milyar dolar çıktı. Erdoğan, ‘Bir kuruş çıkmadı’ palavrasını yinelarsa milleti inandıracağını sanıyor. Önümüzdeki üç yılda da ‘Tek kuruş ödemeyeceğiz.’ dediği işler için milletin vergilerinden 14,6 milyar dolar ödeneceğini Meclis’te görüşülen bütçe söylüyor. Bugün 1 dolar 10 lira hududunda. Dolar arttıkça Erdoğan’ın yandaşları abat olurken, millet helak oluyor. Bu yılbaşında minimum fiyat 385 dolardı artık 285 dolar. Erdoğan ve şürekası taban fiyatı artırmak için hala 2022’ye randevu veriyor. Geçin bunları. Birincinin çalışanın cebinden bu yıl çekip aldığınız 100 doları bir telafi edin. Minimum fiyata derhal 992 lira artırım yapın. 2022’nin artırımını daha sonrasında oturup konuşun. Erdoğan idaresi, ülkemizdeki minimum fiyatı Afrika düzebir daha düşürdü. Çok değil, bundan üç yıl evvel tüm Avrupa’da en düşük taban fiyat veren 13’üncü ülke idik. Bugün Arnavutluk’tan daha sonra Avrupa’da en düşük minimum fiyat veren ikinci ülke Türkiye. Bunun ismi fakirleşmedir, bunun ismi fukaralaşmadır.”
“Ciddi bir kara kış takviyesi şart”
Dün İstanbul’da Ticaret Odası’na bağlı fırınların ekmeğe yüzde 25 artırım yaptığını, bu biçimdece 230 gram ekmeğin 2 liradan 2,5 liraya çıktığını belirten Öztrak, bir meskene üç öğünden günde 6 ekmek girmesi durumunda o meskenin yalnızca aylık ekmek masrafının 450 lira yapacağını söylemiş oldu.
Öztrak, “Peki, emekli, emekçi, memur sabit gelirli bu artırım yağmurları karşısında ne yapacak? Bu yıl ayrımsız tüm sabit gelirli yurttaşlarımıza önemli bir kara kış dayanağı kural. Aksi biçimde kara kış, milletimizi ezip geçecek. Genel Liderimiz yaşanacakları gördüğü için, ısrarla ‘Kara Kış Fonu’ kurun dedi. ‘Elektrik üzerindeki TRT hissesini kaldırın’ demişti. Onu artık yapıyorlar. Elektrikte asıl vatandaşımızı rahatlatacak olan kış boyunca KDV’nin kaldırılmasıdır. Bunun da vakit geçirmeden yapılmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye sevimsiz bir kısır döngüye girmiş durumda”
Döviz kurundaki yükselişe değinen Öztrak, “Türkiye maalesef sevimsiz bir kısır döngüye girmiş durumda.” tabirini kullandı. Merkez Bankasının, siyaset faizini buyrukla düşürdüğünü tez eden Öztrak, “Vatandaş tasarrufunun pahasını, dövize yatırarak muhafazaya çalışıyor. Paramız bedel kaybediyor. Paramız paha kaybettikçe, enflasyon artıyor. Enflasyon artınca millet bir daha dövize koşuyor. Paramız bir kere daha kıymet kaybediyor. Yapılanların ne net rezerve katkısı ne de dolarizasyonu azaltmaya etkisi var.” dedi.
Şu anda bankalardaki mevduatın yüzde 52’sinin döviz cinsinden olduğunun altını çizen Öztrak, bunun sebebini ise ulusal paraya itimat duyulmaması olarak deklare etti. Öztrak, şunları kaydetti:
“Ne Merkez Bankası kendi bastığı paraya inancı sağlayabiliyor ne de Hükümet ulusal paramızın prestijini koruyabiliyor. Zira ne TCMB’ye ne de saraya itimat var. Bunun en değerli niçini de oyun esnasında kural değiştirilmesidir. Bu kısır döngüyü kırmanın tek bir yolu var. Evvel Hükümet, Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını tanıyacak, daha sonra da toplumun tüm kesitleriyle istişare edilerek hazırlanan, piyasalara ve iktisattaki tüm aktörlere inanç verecek bir programı, adım adım her evresinde millete hesap vererek kararlılıkla uygulamaya başlayacak.”
Bu niçinle “Hemen sandık” dediklerini aktaran Öztrak, Türkiye’yi düze çıkarmak için hazır olduklarını söylemiş oldu.
Bulgaristan seçimlerine değinen Öztrak, Bulgaristan vatandaşlığına da sahip şahıslardan pazar günü en yakın seçim sandığına giderek oy kullanmalarını da istedi.
Soruları yanıtladı
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, açıklamalarının akabinde soruları da yanıtladı.
CHP’li Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın yabancı evlilik müracaatları için aldığı karara yönelik soru üzerine Öztrak, partinin gündeminde bu biçimde bir husus olmadığını söylemiş oldu.
DÜZGÜN Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan hakkında hazırlanan fezlekeye ait görüşleri ve fezlekenin TBMM’ye gelmesi halinde ne istikamette oy kullanacakları sorulan Öztrak, siyasetçilerin her türlü tenkide açık olması gerektiğini tabir etti. Fezlekeyle ilgili değerlendirmesini aktaran Öztrak, şunları lisana getirdi:
“Savcıların, milletvekillerinin kimliğine bakılırsa fezleke düzenlemeleri adalet hissini incitir. Hukuk önünde herkes eşittir, ikili standart olmaz. Siyasi partilerin fezlekeleri öç alma hissiyle siyasi linçe hizmet edecek biçimde değerlendirmelerini de yanlışsız bulmayız. Tıpkı savcılar şehit yakınına hakaretler ederek kovan AK Parti’li belediye lideriyle ilgili hangi süreci yapmaktadır merak ediyorum? ya da bir evvel şehide ‘Kelle’ diyenler, bu ülkenin çiftçisine ‘Ananı da al git’ diyenler, şehit babasına ‘Karakteri bozuk’ diyenler, kendisini eleştiren şehit anasını 4 yılla yargılatanlar, bunlar hakkında birebir savcılar ne yapmıştır? Bu soruyu da sormak istiyorum.”
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin akabinde “Anlaşamamakta anlaştık.” açıklamasını yaptığı tabir edilerek buna ait görüşü sorulan Öztrak, “Saygıyla karşılıyoruz.” dedi.
“Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ‘Hükümetimizin ihracatı desteklemek maksadıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine yönelik yorumlar gerçek değil’ dedi. Ayrıyeten döviz kurunun piyasada belirlendiğini söylemiş oldu. Dolar kuru şu an 10 liraya dayanmış durumda. Bakan Elvan’ın açıklamasını ve kurun gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorularına karşılık Öztrak, şu biçimde konuştu:
“Sayın Elvan’ın söylemiş olduği iki kritik konu var. Biri global konjonktürün ve yurt içi enflasyonun seyrinin temkinli olmayı gerektirdiği. Ne kadar temkinli olduklarını son iki aydır izliyoruz. Tüketici enflasyonu yüzde 20’de, üretici enflasyonu yüzde 46’da, faiz yüzde 16’da. Beşerler lafa değil icraata bakarlar. İkinci kıymetli konu, kurla ilgili söylemiş oldukleri. Sanki Sayın Bakan bu söylemiş olduklerini Merkez Bankası Lideriyle konuşmuş mu? Zira Merkez Bankası Lideri en son enflasyonu düşürmek için cari açığın düşürüleceğini söylemiş oldu. Cari açığı düşürmek öncelikli amaç oluyorsa şayet, bu kurla rekabet gücü kazanmanın yani Türk lirasına kıymet kaybettirmenin sonuna kadar istismar edileceğini gösterir. Hakikaten son iki aydır cari istikrar fazla veriyor fakat dolar 10 liraya dayandı. Bu hükümette her baştan bir ses çıkıyor. Kimse kimsenin ne söylemiş olduğini dikkate almıyor. Birinin ak söylemiş olduğine öbürü kara diyor. Çok açık söylüyorum, ülke yönetilmiyor, savruluyor. Bu savruluşun faturası da maalesef daima milletimizin sırtına yükleniyor.”
“EYT ile ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘Öyle bir çalışma yok’ dedi. Lakin AK Parti Küme Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, teklifi Meclis’e getireceklerini söylemiş oldu. Lakin birkaç saat daha sonra Çalışma Bakanlığı bu biçimde bir çalışmanın olmadığını söz etti. Bu farklı açıklamalara ait yorumunuz nasıl olur?” sorusu üzerine Öztrak, şunları kaydetti:
“Hem hükümetin ortakları içinde hem hükümetin mensupları ve bürokratları içinde inanılmaz bir karmaşa var. Hükümetin bir ortağı EYT için ‘Çift dikiş yok’ diyor, öbürü seçim beyannamesine ‘Çözeceğiz’ diye yazıyor. daha sonra seçim ufukta görününce el altından ‘EYT’yi çözeceğiz’ haberler i deverana sokturuluyor. daha sonra Bakanlık ‘Çalışıyoruz’ diyor, saray ‘Yok o denli bir şey’ diyor. Bu milletin umutlarıyla, beklentileriyle, aklıyla dalga geçmeyin. Dalga geçmeye kalkanı bu millet sandıkta nasıl çarpar, bunu en önemli biçimde sandıkta goreceksiniz.”
AA – Son Dakika Haberleri
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ebediyete intikalinin 83. yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü andı. Atatürk ve onun unsurlarının cumhuriyetin çimentosu olduğunu vurgulayan Öztrak, bu gerçeğin anlaşılmasından son derece mutlu olduklarını vurguladı. Öztrak, “Erdoğan da seçim anketlerinden harcı bitirip yapı paydos deme basamağına geçtiğini görür görmez ansızın hidayete erdi. ‘Yunan postalını Atatürk’e yeğleyen’ Fesli Kadir’in vaazlarından Atatürk’ü öğrenen Erdoğan, şimdilerde Atatürk’ün ismini ağzından düşürmez oldu. Yetmedi bizle Atatürkçülük yarışına çıktı. Yakında çıkıp ‘Ben geçmişte aslına bakarsan Atatürkçüydüm, ben geçmişte esasen CHP’liydim’ derse, şaşırmayız. Çünkü kendisi koltuk için ‘Milli Görüş’ gömleğini fırlatıp atan kişidir.” görüşünü lisana getirdi.
Faik Öztrak, şu biçimde devam etti:
“Kendisini uyaralım Atatürkçülerin giydiği elbisenin kumaşında Kuvayımilliye vardır, Müdafaa-i Hukuk vardır. O elbise, Erdoğan’a birkaç vücut bol gelir. Erdoğan’ın kibri, milletin aklıyla alay etme evresine ulaştı. Bunu 10 Kasım’da bir defa daha gördük. Anıtkabir defterine, ‘2023 maksatlarına ulaşmaya kararlıyız.’ yazdı. Bu 2023 maksatlarının ismi var da cismi bir türlü ortada yok. Erdoğan, 2023 maksatlarıyla millete neleri vadettiğini bir türlü söylemiyor. Erdoğan, 2023 amaçları diyerek millete vaatlerini birinci defa 2011 seçim beyannamesiyle deklare etti. Yetmedi, bu amaçları bir de 2013 yılında, 10. Kalkınma Planı’na yazdı. Altına da imzasını attı. Bu doküman TBMM’nin onayından da geçti. Yani maksatlar vaat olmaktan çıktı. Kendisinin ve partisinin millete resmi taahhüdü haline geldi. 2023’te, ulusal gelirimizi 2 trilyon dolara, fert başına gelirimizi 25 bin dolara, ihracatımızı 500 milyar dolara yükseltmeyi, işsizliği ise yüzde 5’e indirmeyi, bu biçimdece ülkemizi dünyanın en kuvvetli 10 iktisadı ortasına sokmayı milletimize taahhüt etti. Pekala, 2023 gayeleri ne oldu? Ben söyleyeyim, palavra oldu. Erdoğan’ın 5 Eylül 2021’de altına imza attığı bu Orta Vadeli Program (OVP) diyor. Şu anda TBMM’de görüşülen bütçenin desteğini oluşturan bu OVP, Erdoğan’ın 12 yıl evvel 2023 için millete taahhüt ettiği 2 trilyon dolarlık ulusal gelirin 925 milyar dolarda kalacağını söylüyor.”
OVP’nin, kişi başına 25 bin dolar gelirin 10 bin 703 dolarda kalacağını, 500 milyar dolar ihracat maksadının de 242 milyar dolara düşürüldüğünü dediğini belirten Öztrak, bu gayelerde yüzde 50’den çok tenzilata gidildiğini savundu. Yuvalara, mutfaklara ateşler düşerken Erdoğan’ın bu yıl çift haneli büyümeden bahsetmiş olduğuni belirten Öztrak, milletin gelirinin ise büyümediğini söylemiş oldu. Öztrak, “Millet karnını bile gerçek dürüst doyuramıyorsa, bu ülkede ayçiçek yağlarına, bebek mamalarına alarm takılıyorsa, fiyat etiketleri saat başı değişiyorsa o büyüme, fakirleştiren büyümedir.” tabirini kullandı.
“100 doları 177 liraya alıyorduk
İktidarın ülkeyi “yoksullaştıran büyüme” ile tanıştırdığını savunan Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 9 yıl evvel “Para tıpkı bayrak üzere, tıpkı ulusal marş üzere, bir ülkenin gücünü, prestijini, bağımsızlığını simgeler. Paranın prestiji, milletin prestijidir.” söylemiş olduğini hatırlattı. Öztrak, şu biçimde devam etti:
“Erdoğan bu kelamı ettiği 12 Mart 2012’de 100 doları 177 liraya alıyorduk. Artık 100 dolar almak için 992 lira veriyoruz. Erdoğan bizim paramızı itibarsızlaştırırken, doların prestijine, prestij kattı. En son beyefendi çıktı, ‘Ben ekonomistim, ne kadar kaynak oluşturursanız, devletin kasasından da bir kuruş çıkmaz.’ dedi. ‘Devletin kasasından bir kuruş çıkmaz.’ dediği işler için 2016’dan bu yana devletin kasasından 9,5 milyar dolar çıktı. Erdoğan, ‘Bir kuruş çıkmadı’ palavrasını yinelarsa milleti inandıracağını sanıyor. Önümüzdeki üç yılda da ‘Tek kuruş ödemeyeceğiz.’ dediği işler için milletin vergilerinden 14,6 milyar dolar ödeneceğini Meclis’te görüşülen bütçe söylüyor. Bugün 1 dolar 10 lira hududunda. Dolar arttıkça Erdoğan’ın yandaşları abat olurken, millet helak oluyor. Bu yılbaşında minimum fiyat 385 dolardı artık 285 dolar. Erdoğan ve şürekası taban fiyatı artırmak için hala 2022’ye randevu veriyor. Geçin bunları. Birincinin çalışanın cebinden bu yıl çekip aldığınız 100 doları bir telafi edin. Minimum fiyata derhal 992 lira artırım yapın. 2022’nin artırımını daha sonrasında oturup konuşun. Erdoğan idaresi, ülkemizdeki minimum fiyatı Afrika düzebir daha düşürdü. Çok değil, bundan üç yıl evvel tüm Avrupa’da en düşük taban fiyat veren 13’üncü ülke idik. Bugün Arnavutluk’tan daha sonra Avrupa’da en düşük minimum fiyat veren ikinci ülke Türkiye. Bunun ismi fakirleşmedir, bunun ismi fukaralaşmadır.”
“Ciddi bir kara kış takviyesi şart”
Dün İstanbul’da Ticaret Odası’na bağlı fırınların ekmeğe yüzde 25 artırım yaptığını, bu biçimdece 230 gram ekmeğin 2 liradan 2,5 liraya çıktığını belirten Öztrak, bir meskene üç öğünden günde 6 ekmek girmesi durumunda o meskenin yalnızca aylık ekmek masrafının 450 lira yapacağını söylemiş oldu.
Öztrak, “Peki, emekli, emekçi, memur sabit gelirli bu artırım yağmurları karşısında ne yapacak? Bu yıl ayrımsız tüm sabit gelirli yurttaşlarımıza önemli bir kara kış dayanağı kural. Aksi biçimde kara kış, milletimizi ezip geçecek. Genel Liderimiz yaşanacakları gördüğü için, ısrarla ‘Kara Kış Fonu’ kurun dedi. ‘Elektrik üzerindeki TRT hissesini kaldırın’ demişti. Onu artık yapıyorlar. Elektrikte asıl vatandaşımızı rahatlatacak olan kış boyunca KDV’nin kaldırılmasıdır. Bunun da vakit geçirmeden yapılmasını bekliyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye sevimsiz bir kısır döngüye girmiş durumda”
Döviz kurundaki yükselişe değinen Öztrak, “Türkiye maalesef sevimsiz bir kısır döngüye girmiş durumda.” tabirini kullandı. Merkez Bankasının, siyaset faizini buyrukla düşürdüğünü tez eden Öztrak, “Vatandaş tasarrufunun pahasını, dövize yatırarak muhafazaya çalışıyor. Paramız bedel kaybediyor. Paramız paha kaybettikçe, enflasyon artıyor. Enflasyon artınca millet bir daha dövize koşuyor. Paramız bir kere daha kıymet kaybediyor. Yapılanların ne net rezerve katkısı ne de dolarizasyonu azaltmaya etkisi var.” dedi.
Şu anda bankalardaki mevduatın yüzde 52’sinin döviz cinsinden olduğunun altını çizen Öztrak, bunun sebebini ise ulusal paraya itimat duyulmaması olarak deklare etti. Öztrak, şunları kaydetti:
“Ne Merkez Bankası kendi bastığı paraya inancı sağlayabiliyor ne de Hükümet ulusal paramızın prestijini koruyabiliyor. Zira ne TCMB’ye ne de saraya itimat var. Bunun en değerli niçini de oyun esnasında kural değiştirilmesidir. Bu kısır döngüyü kırmanın tek bir yolu var. Evvel Hükümet, Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını tanıyacak, daha sonra da toplumun tüm kesitleriyle istişare edilerek hazırlanan, piyasalara ve iktisattaki tüm aktörlere inanç verecek bir programı, adım adım her evresinde millete hesap vererek kararlılıkla uygulamaya başlayacak.”
Bu niçinle “Hemen sandık” dediklerini aktaran Öztrak, Türkiye’yi düze çıkarmak için hazır olduklarını söylemiş oldu.
Bulgaristan seçimlerine değinen Öztrak, Bulgaristan vatandaşlığına da sahip şahıslardan pazar günü en yakın seçim sandığına giderek oy kullanmalarını da istedi.
Soruları yanıtladı
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, açıklamalarının akabinde soruları da yanıtladı.
CHP’li Bolu Belediye Lideri Tanju Özcan’ın yabancı evlilik müracaatları için aldığı karara yönelik soru üzerine Öztrak, partinin gündeminde bu biçimde bir husus olmadığını söylemiş oldu.
DÜZGÜN Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan hakkında hazırlanan fezlekeye ait görüşleri ve fezlekenin TBMM’ye gelmesi halinde ne istikamette oy kullanacakları sorulan Öztrak, siyasetçilerin her türlü tenkide açık olması gerektiğini tabir etti. Fezlekeyle ilgili değerlendirmesini aktaran Öztrak, şunları lisana getirdi:
“Savcıların, milletvekillerinin kimliğine bakılırsa fezleke düzenlemeleri adalet hissini incitir. Hukuk önünde herkes eşittir, ikili standart olmaz. Siyasi partilerin fezlekeleri öç alma hissiyle siyasi linçe hizmet edecek biçimde değerlendirmelerini de yanlışsız bulmayız. Tıpkı savcılar şehit yakınına hakaretler ederek kovan AK Parti’li belediye lideriyle ilgili hangi süreci yapmaktadır merak ediyorum? ya da bir evvel şehide ‘Kelle’ diyenler, bu ülkenin çiftçisine ‘Ananı da al git’ diyenler, şehit babasına ‘Karakteri bozuk’ diyenler, kendisini eleştiren şehit anasını 4 yılla yargılatanlar, bunlar hakkında birebir savcılar ne yapmıştır? Bu soruyu da sormak istiyorum.”
Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin akabinde “Anlaşamamakta anlaştık.” açıklamasını yaptığı tabir edilerek buna ait görüşü sorulan Öztrak, “Saygıyla karşılıyoruz.” dedi.
“Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, ‘Hükümetimizin ihracatı desteklemek maksadıyla yüksek döviz kuru hedeflediğine yönelik yorumlar gerçek değil’ dedi. Ayrıyeten döviz kurunun piyasada belirlendiğini söylemiş oldu. Dolar kuru şu an 10 liraya dayanmış durumda. Bakan Elvan’ın açıklamasını ve kurun gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorularına karşılık Öztrak, şu biçimde konuştu:
“Sayın Elvan’ın söylemiş olduği iki kritik konu var. Biri global konjonktürün ve yurt içi enflasyonun seyrinin temkinli olmayı gerektirdiği. Ne kadar temkinli olduklarını son iki aydır izliyoruz. Tüketici enflasyonu yüzde 20’de, üretici enflasyonu yüzde 46’da, faiz yüzde 16’da. Beşerler lafa değil icraata bakarlar. İkinci kıymetli konu, kurla ilgili söylemiş oldukleri. Sanki Sayın Bakan bu söylemiş olduklerini Merkez Bankası Lideriyle konuşmuş mu? Zira Merkez Bankası Lideri en son enflasyonu düşürmek için cari açığın düşürüleceğini söylemiş oldu. Cari açığı düşürmek öncelikli amaç oluyorsa şayet, bu kurla rekabet gücü kazanmanın yani Türk lirasına kıymet kaybettirmenin sonuna kadar istismar edileceğini gösterir. Hakikaten son iki aydır cari istikrar fazla veriyor fakat dolar 10 liraya dayandı. Bu hükümette her baştan bir ses çıkıyor. Kimse kimsenin ne söylemiş olduğini dikkate almıyor. Birinin ak söylemiş olduğine öbürü kara diyor. Çok açık söylüyorum, ülke yönetilmiyor, savruluyor. Bu savruluşun faturası da maalesef daima milletimizin sırtına yükleniyor.”
“EYT ile ilgili Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘Öyle bir çalışma yok’ dedi. Lakin AK Parti Küme Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, teklifi Meclis’e getireceklerini söylemiş oldu. Lakin birkaç saat daha sonra Çalışma Bakanlığı bu biçimde bir çalışmanın olmadığını söz etti. Bu farklı açıklamalara ait yorumunuz nasıl olur?” sorusu üzerine Öztrak, şunları kaydetti:
“Hem hükümetin ortakları içinde hem hükümetin mensupları ve bürokratları içinde inanılmaz bir karmaşa var. Hükümetin bir ortağı EYT için ‘Çift dikiş yok’ diyor, öbürü seçim beyannamesine ‘Çözeceğiz’ diye yazıyor. daha sonra seçim ufukta görününce el altından ‘EYT’yi çözeceğiz’ haberler i deverana sokturuluyor. daha sonra Bakanlık ‘Çalışıyoruz’ diyor, saray ‘Yok o denli bir şey’ diyor. Bu milletin umutlarıyla, beklentileriyle, aklıyla dalga geçmeyin. Dalga geçmeye kalkanı bu millet sandıkta nasıl çarpar, bunu en önemli biçimde sandıkta goreceksiniz.”
AA – Son Dakika Haberleri