CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Büyük Nakliyeci Buluşması” programı kapsamında Mersin’de nakliyeciler ve kamyon sürücüleriyle bir ortaya geldi. CHP Genel Lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’de ”Bir Mecnun Dumrul kıssası yaşandığını” tabir ederek, ”İktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız, uçuk sayılar, soygun nizamı olmayacak” dedi.
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Avrupa Birliği ile ilgili problemimiz var; motor emisyonuna uymuyor diye. Bu şimdilik sorun değil fakat ileride daha büyük sorun olacak. Avrupa’ya tahminen de sizi almayacak. Hükümetin buna uygun araçlar üretmesi lazım. Akıllarına geliyor mu bu biçimde bir şey? Ülkeyi yöneten yönetici, 10-20 yıl daha sonra ne olacak dünyada bilmiyorsa bu biçimde ülkeyi yönetemez. Çalışma saatleriniz… ILO’nun raporları var, herkes uyuyor. Avrupalı bunu yapıyor. Cümbüş merkezi vs. var. Dağın başında siz ne yapacaksınız? Size dinlenebileceğiniz imkan sağlandı mı, sağlanmadı. Vergi veriyorsunuz, niçin bu imkan size sağlanmıyor? Hangi münasebetle? Zira sizin sahibiniz yok.
Kantarlar bakımsızlık niçiniyle yanlış tartıyor. Fatura, ceza size kesiliyor. Bunların bakımını kim yapacak? İlgili kamu kurumu yapacak. İlgili kamu kurumu bakımlarını yapıyor mu? Yapmıyor. Bir Mecnun Dumrul kıssası yaşıyoruz Türkiye’de. Otoyollar, köprüler, tüneller yapıyorlar. ‘Niye yaptınız’ diye hiç sormadık. Gereksinim var ise yapılır. Fakat şu soruyu sorduk. Bunları kaça yaptınız, ne kadar garanti verdiniz? İsmi yap-işlet-devret. Ne demektir? Sen yapacaksın, işleteceksin, muhakkak bir süre daha sonra da devlete devredeceksin. Artık yap-işlet-üstüne para al, olağanüstü kâr elde ettikten daha sonra devlete devret. Hem balı var hem kaymağı var. Artık sizi o yollardan geçmeye mecbur kılıyorlar. Euro, dolar üzerinden fiyat biçiyorlar. Sorduk; bunları kaça yaptınız? Karşılığı yok. ‘Ticari sır.’ Ne demek ticari sır, ben parasını ödediysem ticari sırrı olmaz. Kaça yapıldı bu? Yüksek bedeller alıyorlar sizden. Navigasyondan sizleri yönlendiriyorlar, kimi vakit trafik polisi arkadaşlar, o denli talimat almış oraya yönlendiriyorlar. Söyleyeyim, sizlerin oyuyla iktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız. Kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Yolu kaça yaptığının maliyetini çıkarıp, üstüne makul bir kâr koyup köprüyü alacağız.
ÖTV ve KDV’siz gümrüklerden akaryakıt alıyorsunuz, gümrüklerde. Daha evvel UND’de çalıştırırken makul fiyat alıyordu. Maliyet artı yüzde 8’lik limit var Kapıkule, Hamzabeyli ve İpsala hudut kapısında. Bu limitin üzerinden sizden para alınıyor. Niçin alınıyor? Dava bile açamıyorsunuz. ‘Dava açsam başım belaya girer mi’ diyorsunuz.
Mazot dayanağı
Avrupa mazot dayanağı veriyor. Size mazot dayanağı veriliyor mu? Verilmiyor. Siz nasıl rekabet edeceksiniz? Onların hükümetleri nakliyecilerine takviye verirken bizim ülkede niye köstek olunuyor. Onları hangi takviyesi veriyorsa bizim de birebir takviyesi vermemiz lazım ki rekabette eşitlenelim. Avrupa’ya baktık; kilometre başına taban fiyat tarifesi veriyor. Nakliye ile uğraşan herkes lakin bu kadar fiyatla taşıyabilir. Taşıyorsan minimum fiyatı budur. Üstünde taşıyabilirsin. Lakin altına hiç kimse taşıyamaz.
“Suriye, Mısır ile çabucak barışacağız”
Siz beraberinde esnafsınız. KOSGEB var. KOSGEB’den yararlanıyor musunuz? Niçin yararlanmıyorsunuz? Bu imkanın size de sağlanması lazım. bununla birlikte dış siyasette önemli meselelerimiz var. Şunu tabir edeyim: İktidar olduğumuzda Suriye, Mısır ile çabucak barışacağız. Karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. Suriye’den Orta Doğu’ya giden yolların tamamını trafiğe açacağız. Sarp Hudut Kapısı’nda günlerce bekleyen TIR sürücülerini, Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi zorla Ro-Ro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin, 2 bin 500 dolar ekstra para alındığını biliyorum. Yabancı TIR’lardan alınmayan paranın alındığını biliyorum. Pekala soru: Bunlar olurken bu hükümet niçin uykuda? Bu TIR’lar bizim TIR’larımız, sürücüler bizim sürücülerimiz değil mi? niye sahip çıkılmıyor? İki devlet bir millet hoş. İki devlet bir milletsek bizim TIR’lara niye farklı muamele ediyorsunuz? Bunu sormayacak mıyız? Bir telefona bakıyor. Açacaksınız telefonu; ‘Kardeşim sen Avrupa’dan gelen TIR’lara ne yapıyorsan birebirini bize de yap, ayrıcalık beklemiyoruz’. Bu telefon dahi açılmıyor. O niçinle sahibiniz yok.”
Dünya
Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:
“Avrupa Birliği ile ilgili problemimiz var; motor emisyonuna uymuyor diye. Bu şimdilik sorun değil fakat ileride daha büyük sorun olacak. Avrupa’ya tahminen de sizi almayacak. Hükümetin buna uygun araçlar üretmesi lazım. Akıllarına geliyor mu bu biçimde bir şey? Ülkeyi yöneten yönetici, 10-20 yıl daha sonra ne olacak dünyada bilmiyorsa bu biçimde ülkeyi yönetemez. Çalışma saatleriniz… ILO’nun raporları var, herkes uyuyor. Avrupalı bunu yapıyor. Cümbüş merkezi vs. var. Dağın başında siz ne yapacaksınız? Size dinlenebileceğiniz imkan sağlandı mı, sağlanmadı. Vergi veriyorsunuz, niçin bu imkan size sağlanmıyor? Hangi münasebetle? Zira sizin sahibiniz yok.
Kantarlar bakımsızlık niçiniyle yanlış tartıyor. Fatura, ceza size kesiliyor. Bunların bakımını kim yapacak? İlgili kamu kurumu yapacak. İlgili kamu kurumu bakımlarını yapıyor mu? Yapmıyor. Bir Mecnun Dumrul kıssası yaşıyoruz Türkiye’de. Otoyollar, köprüler, tüneller yapıyorlar. ‘Niye yaptınız’ diye hiç sormadık. Gereksinim var ise yapılır. Fakat şu soruyu sorduk. Bunları kaça yaptınız, ne kadar garanti verdiniz? İsmi yap-işlet-devret. Ne demektir? Sen yapacaksın, işleteceksin, muhakkak bir süre daha sonra da devlete devredeceksin. Artık yap-işlet-üstüne para al, olağanüstü kâr elde ettikten daha sonra devlete devret. Hem balı var hem kaymağı var. Artık sizi o yollardan geçmeye mecbur kılıyorlar. Euro, dolar üzerinden fiyat biçiyorlar. Sorduk; bunları kaça yaptınız? Karşılığı yok. ‘Ticari sır.’ Ne demek ticari sır, ben parasını ödediysem ticari sırrı olmaz. Kaça yapıldı bu? Yüksek bedeller alıyorlar sizden. Navigasyondan sizleri yönlendiriyorlar, kimi vakit trafik polisi arkadaşlar, o denli talimat almış oraya yönlendiriyorlar. Söyleyeyim, sizlerin oyuyla iktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız. Kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Yolu kaça yaptığının maliyetini çıkarıp, üstüne makul bir kâr koyup köprüyü alacağız.
ÖTV ve KDV’siz gümrüklerden akaryakıt alıyorsunuz, gümrüklerde. Daha evvel UND’de çalıştırırken makul fiyat alıyordu. Maliyet artı yüzde 8’lik limit var Kapıkule, Hamzabeyli ve İpsala hudut kapısında. Bu limitin üzerinden sizden para alınıyor. Niçin alınıyor? Dava bile açamıyorsunuz. ‘Dava açsam başım belaya girer mi’ diyorsunuz.
Mazot dayanağı
Avrupa mazot dayanağı veriyor. Size mazot dayanağı veriliyor mu? Verilmiyor. Siz nasıl rekabet edeceksiniz? Onların hükümetleri nakliyecilerine takviye verirken bizim ülkede niye köstek olunuyor. Onları hangi takviyesi veriyorsa bizim de birebir takviyesi vermemiz lazım ki rekabette eşitlenelim. Avrupa’ya baktık; kilometre başına taban fiyat tarifesi veriyor. Nakliye ile uğraşan herkes lakin bu kadar fiyatla taşıyabilir. Taşıyorsan minimum fiyatı budur. Üstünde taşıyabilirsin. Lakin altına hiç kimse taşıyamaz.
“Suriye, Mısır ile çabucak barışacağız”
Siz beraberinde esnafsınız. KOSGEB var. KOSGEB’den yararlanıyor musunuz? Niçin yararlanmıyorsunuz? Bu imkanın size de sağlanması lazım. bununla birlikte dış siyasette önemli meselelerimiz var. Şunu tabir edeyim: İktidar olduğumuzda Suriye, Mısır ile çabucak barışacağız. Karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. Suriye’den Orta Doğu’ya giden yolların tamamını trafiğe açacağız. Sarp Hudut Kapısı’nda günlerce bekleyen TIR sürücülerini, Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi zorla Ro-Ro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin, 2 bin 500 dolar ekstra para alındığını biliyorum. Yabancı TIR’lardan alınmayan paranın alındığını biliyorum. Pekala soru: Bunlar olurken bu hükümet niçin uykuda? Bu TIR’lar bizim TIR’larımız, sürücüler bizim sürücülerimiz değil mi? niye sahip çıkılmıyor? İki devlet bir millet hoş. İki devlet bir milletsek bizim TIR’lara niye farklı muamele ediyorsunuz? Bunu sormayacak mıyız? Bir telefona bakıyor. Açacaksınız telefonu; ‘Kardeşim sen Avrupa’dan gelen TIR’lara ne yapıyorsan birebirini bize de yap, ayrıcalık beklemiyoruz’. Bu telefon dahi açılmıyor. O niçinle sahibiniz yok.”
Dünya