Türkiye’yi yakından takip eden Memleketler arası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, baz tesirinden arındırılınca Türk iktisadının gelecek yıl büyüme kaydetmeyeceğini öne sürdü. halbuki milletlerarası kuruluşlar, gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) az ya da fazlaca büyüyeceğini öngörüyor.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 22 Kasım’da yayımladığı Ekonomik Görünüm raporunda, bu yıl için büyüme iddiasını yüzde 5,4’ten 0,1 puan aşağı revize ederken, gelecek yıl için yüzde 3’lük büyüme varsayımında bulundu. Gelişmiş ve gelişmekte olan 38 üye devletin üye olduğu kuruluş, küresel ekonomi için 2023 büyüme varsayımını yüzde 3’ten yüzde 3,1’e çıkardı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) şimdilik Türk iktisadının bu yıl yüzde 5, gelecek yıl yüzde 3 büyüyeceği kestirimini koruyor. Ankara’da 14-26 Ekim içinde görüşmeler yapan IMF heyetinin raporunun gelecek yılın birinci aylarında yayımlanması bekleniyor. Heyet, 4 Kasım’daki ön değerlendirmesinde, yüksek enflasyonla çaba için faiz oranlarının artırılmasını ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sağlanmasını tavsiye etmekle yetindi.
New York merkezli yatırım bankası Morgan Stanley de geçen haftaki raporunda Türkiye için 2023’te yüzde 2,8 büyüme varsayımına yer verdi.
Brooks, Twitter hesabında 22 Kasım akşamı belirli başlı ekonomilerle ilgili büyüme bilgi ve iddialarını içeren tablo paylaşarak şöyleki dedi:
“2023’te global resesyon kestirim ediyoruz. Baz tesirinden (gelecek yıl yaklaşık yüzde +0,3) arındırıldığında global büyüme yalnızca yüzde +1,3 olacak. Bu, manşet büyümenin daha düşük (yüzde +0,6) lakin devretme etkisinin yüzde -0,7 olduğu 2009 kadar zayıf. Öbür bir “Büyük Sakinlik.”
Kıyaslama yapılan 2008-2009 periyodunda, lakin 1929’daki Büyük Buhran’la kıyaslanabilecek çaptaki Global Ekonomik Kriz (Durgunluk) yaşanmıştı.
Tabloda, Türk iktisadının bu yıl yalnızca yüzde 3,9 büyüyeceği, gelecek yıl devretme tesiri olmayacağı ve -0,9 büyüme (daralma) görüleceği söz ediliyor.
Tablodaki bilgilerin kaynağını gösteren raporun önümüzdeki günlerde yayımlanması bekleniyor.
Brooks’un Türk iktisadıyla ilgili bulgu ve iddiaları takipçilerin ve medyanın ilgisini çekiyor. Bir Twitter kullanıcısı tablonun altında şu soruyu yöneltti:
Türkiye niye yüzde -0,9 büyüsün? Şu anda iktisadı fazlaca kuvvetli gözüküyor. Seçimin para siyasetini değiştireceğini mi öngörüyorsunuz?
IIF’nin eylül sonunda dolar/lira kuru için “adil değer” varsayımını 16,50’den 21,00 düzeyine yükselttiğini duyuran Brooks, geçen ay Türkiye’nin Rusya’ya artan ihracatına dikkat çekmişti.
Brooks temmuzda Twitter’da paylaştığı grafikte ihracatın Türkiye’nin GSYH büyümesine verdiği dayanağın altını çizmişti:
“Türkiye büyüme patlaması yapmayı bekliyor. Net ihracat, ihraç edilenlerle ithal edilenler içindeki fark, bir yıldan fazladır müspet büyüme etkeni. Türkiye’nin ihracat bölümünün ne kadar rekabetçi olduğunun işareti. Tek muhtaçlık duyulan makro istikrar ve daha sonra Türkiye bum!”
Brooks, son aylarda global iktisadın resesyona gireceğini vurguluyor. OECD ise resesyondan kaçınma mümkünlüğü bulunduğunu savunarak merkez bankalarının enflasyonu dizginleme ismine faiz artırma siyasetlerine takviye verirken, 1970’lerden bu yana yaşanan en berbat güç krizinin Avrupa’da global yavaşlamaya yol açacağını kabul ediyor.
Independent Türkçe
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 22 Kasım’da yayımladığı Ekonomik Görünüm raporunda, bu yıl için büyüme iddiasını yüzde 5,4’ten 0,1 puan aşağı revize ederken, gelecek yıl için yüzde 3’lük büyüme varsayımında bulundu. Gelişmiş ve gelişmekte olan 38 üye devletin üye olduğu kuruluş, küresel ekonomi için 2023 büyüme varsayımını yüzde 3’ten yüzde 3,1’e çıkardı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) şimdilik Türk iktisadının bu yıl yüzde 5, gelecek yıl yüzde 3 büyüyeceği kestirimini koruyor. Ankara’da 14-26 Ekim içinde görüşmeler yapan IMF heyetinin raporunun gelecek yılın birinci aylarında yayımlanması bekleniyor. Heyet, 4 Kasım’daki ön değerlendirmesinde, yüksek enflasyonla çaba için faiz oranlarının artırılmasını ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sağlanmasını tavsiye etmekle yetindi.
New York merkezli yatırım bankası Morgan Stanley de geçen haftaki raporunda Türkiye için 2023’te yüzde 2,8 büyüme varsayımına yer verdi.
Brooks, Twitter hesabında 22 Kasım akşamı belirli başlı ekonomilerle ilgili büyüme bilgi ve iddialarını içeren tablo paylaşarak şöyleki dedi:
“2023’te global resesyon kestirim ediyoruz. Baz tesirinden (gelecek yıl yaklaşık yüzde +0,3) arındırıldığında global büyüme yalnızca yüzde +1,3 olacak. Bu, manşet büyümenin daha düşük (yüzde +0,6) lakin devretme etkisinin yüzde -0,7 olduğu 2009 kadar zayıf. Öbür bir “Büyük Sakinlik.”
Kıyaslama yapılan 2008-2009 periyodunda, lakin 1929’daki Büyük Buhran’la kıyaslanabilecek çaptaki Global Ekonomik Kriz (Durgunluk) yaşanmıştı.
Tabloda, Türk iktisadının bu yıl yalnızca yüzde 3,9 büyüyeceği, gelecek yıl devretme tesiri olmayacağı ve -0,9 büyüme (daralma) görüleceği söz ediliyor.
Tablodaki bilgilerin kaynağını gösteren raporun önümüzdeki günlerde yayımlanması bekleniyor.
Brooks’un Türk iktisadıyla ilgili bulgu ve iddiaları takipçilerin ve medyanın ilgisini çekiyor. Bir Twitter kullanıcısı tablonun altında şu soruyu yöneltti:
Türkiye niye yüzde -0,9 büyüsün? Şu anda iktisadı fazlaca kuvvetli gözüküyor. Seçimin para siyasetini değiştireceğini mi öngörüyorsunuz?
IIF’nin eylül sonunda dolar/lira kuru için “adil değer” varsayımını 16,50’den 21,00 düzeyine yükselttiğini duyuran Brooks, geçen ay Türkiye’nin Rusya’ya artan ihracatına dikkat çekmişti.
Brooks temmuzda Twitter’da paylaştığı grafikte ihracatın Türkiye’nin GSYH büyümesine verdiği dayanağın altını çizmişti:
“Türkiye büyüme patlaması yapmayı bekliyor. Net ihracat, ihraç edilenlerle ithal edilenler içindeki fark, bir yıldan fazladır müspet büyüme etkeni. Türkiye’nin ihracat bölümünün ne kadar rekabetçi olduğunun işareti. Tek muhtaçlık duyulan makro istikrar ve daha sonra Türkiye bum!”
Brooks, son aylarda global iktisadın resesyona gireceğini vurguluyor. OECD ise resesyondan kaçınma mümkünlüğü bulunduğunu savunarak merkez bankalarının enflasyonu dizginleme ismine faiz artırma siyasetlerine takviye verirken, 1970’lerden bu yana yaşanan en berbat güç krizinin Avrupa’da global yavaşlamaya yol açacağını kabul ediyor.
Independent Türkçe