Evlilik Sürecine Ahenk Evlilik birbirleri ile bağ kurmuş iki bireyin hayatlarını resmi olarak birleştirmeleri halinde tanımlanabilir. Evliliği sürdürmek ve ahenk sağlamak şahısların elinde olan bir durumdur.Kimse boşanmayı düşünerek evlenmiyor. Uzun yıllar evli kalmayı hayal ediyor lakin biroldukca çift birkaç yıl daha sonra şikayetlere başlıyor. “Evliliğim basitlaştı”, “Aşk bitti”, “İlk günlerin heyecanı, hasreti kalmadı”, “Aslında birbirimizi seviyoruz fakat eski muhabbetimiz yok, birbirimizi daima eleştiriyoruz”, “Çok sık tartışıyoruz, birbirimize karşı daha gergin ve daha az toleranslıyız”, “Evliliği beceremiyoruz” diye şikayet edebilirsiniz. Etrafınızda onlarca kişi boşanırken, siz anne ve babalarınız üzere uzun ve memnun bir evlilik yapabilecek misiniz, yoksa bir hayalin peşinde mi koşuyorsunuz?Ayrı hayatlar sürdürmek evliliklerin bozulmasının en değerli niçinlerinden biri. Tıpkı meskenin ortasında, erkek başka, bayan başka hayat yaşamaya başlıyor. Biri bir odada, oburu öbür odada TV seyrediyor. Her ikisi de kendi arkadaşlarıyla eğleniyor. Farklı yataklarda hatta başka odalarda yatanlar bile var. Bu durum, birbirlerinden yalnızca fizikî değil, duygusal olarak da uzaklaşmalarına yol açıyor.
Bireylerin birbirine hayranlığının azalması kıymetli sorunlardan biri. Hayranlık bir bağlantının devamı için gerekli olan en değerli element. Uzun evliliklerde eşler hâlâ birbirine hayran. Evlilik yoluna girdiğiniz, sevdiğiniz kişinin yalnızca görünüşüne, davranışlarına değil, onun hayatını nasıl yaşadığına hayran olduğunuzda ona karşı sevginiz hiçbir vakit bitmez. Tanıştığınız birinci günleri hatırlayın; birbirinize dediğiniz o hoş kelamları, iltifatları. Şayet karşınızdaki bireye tümüyle, insan olarak hayran değilseniz, alakayı sürdürmek fazlaca zorlaşır. Ona hayran olmadığınızda birlikte olmak acı vermeye başlar. Karşınızdaki de bunu hisseder. Size kolay biriymiş üzere davranan, hiç ilgi göstermeyen bir kişinin yanında olmayı mı tercih edersiniz yoksa size hayran olan, hoş kelamlarıyla sizi şımartan kişinin yanında mı? Sizi beğenen kişinin yanında olmak sizi daha memnun etmez mi? Hatta kendinizi daha da fazla beğendirmek, karşınızdaki kişinin size olan hayranlığını sürdürebilmek için gayret gösterirsiniz, motivasyonunuz, hayat gücünüz artar.
Birden fazla kaçamaklardan, aldatmalardan alınan heyecanının sebebi de budur; şımartılmak, hoş, güzel hissetmek ve beğenilmek. Şahıslar kendilerine sormalı; hayranlığınız külliyen bitti mi, yoksa hâlâ hayran olduğunuz birkaç şey sayabilir misiniz? Beğenmediğiniz özellikleri neler? Fotoğrafın bütününe baktığınızda bu beğenmediğiniz özellikleri ile onu olduğu üzere kabul edebiliyor musunuz? Zira onu olduğu üzere, tümüyle kabul edemezseniz, onu daima değiştirmeye çalışırsınız, bu da gerginliklerin artmasına yol açar. Evlilik meselelerinin ortaya çıkma sebebi sıklıkla ‘heyecanın kalmaması’ değil, hayranlığın, birbirini olduğu üzere kabulün, hürmetin kalmaması.
Bağlantı sorunları evliliklerin uzun sürmesini engelleyen en kıymetli faktörlerden biri. Çiftler birbirlerini dinlerken pek fazlaca yanılgılar yapıyor bu da çatışmaların artmasına ve bağlantı sorunlarına niye oluyor. Örneğin, her hangi bir sohbet sırasında bile daima olarak haklı olduğunu ispatlamaya çalışıyor. İçten içe ‘Ben haklıyım, o haksız’ diye düşündüğünüzde, bütün gücünüzü kendi haklılığınızı ispatlamak için kullanırsınız. Bu durumda, karşınızdakinin ne dediğine yahut ne hissettiğine dikkat etmemiz hayli güç olur. Başka bir yanılgı da karşınızdakini suçlamak. ‘Hepsi senin suçun’ yahut ‘senin yüzünden bu biçimde oldu’ üzere cümleler, karşımızdakini dinleyip manaya önünde değerli bir manidir. Suçlamanın tersi, savunma. Kimileri da ‘kendimi her ne değerine olursa olsun korumalıyım’ halinde düşünür ve bu biçimde bir niyet ortasındayken, söylenenleri duymak ve değişik bakış açılarını fark etmek oldukça zorlaşır. Kendisini savunmaya odaklanmış kişi, kimi vakit yalnızca kendini korumak için tartışmayı sürdürür.
Ben ve bencillik kavramlarının ayrımını epeyce uygun bir biçimde yapmak gerekmektedir. Bencillik de evliliklerin bozulmasına önemli bir faktördür. Birçok insan evlilik ortasında vakit içinde bencilleşiyor. Birbirinizin gereksinimlerini gözetlediğiniz de, kendi gereksinimlerinizi daima daha fazla önemsediğiniz de yahut kendi isteklerinizi karşınızdakine diretmeye çalıştığınızda, eşiniz ihmal edilmiş hisseder. bir süre daha sonra herkes kendi gereksinimlerini giderme telaşına düşer ve bu bir yarışa döner. Bir bakarsınız kendinizi şu biçimde tartışmalar ortasında bulursunuz: ‘Sen daha fazla uyudun, ben daha az uyudum; sen daha epeyce kendine vakit ayırdın, ben ayıramadım; sen çocukla daha az vakit geçiriyorsun, ben daha fazlaca vs.’
Gereksinimlerinin giderilmemesi kişinin bir süre daha sonra eşine karşı güvensizlik, hayal kırıklığı, kızgınlık, kin üzere olumsuz hisleri yaşamasına yol açar. Erkeğin ve bayanın birbirine gereksinimi olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Her ikisinin de yakınlığa, arkadaşlığa, muhabbete, cinsel birlikteliğe, aile kurmaya, kendini inançta hissetmeye, takviye almaya, paylaşmaya, ilgi görmeye ve sevilme muhtaçlığı var. Evlenmek bu gereksinimleri karşılamayı garanti altına almanın bir yolu. Ne vakit bu muhtaçlıklar karşılanmıyorsa işte bu biçimde evliliklerde, ilgilerde sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. pek epey eş şu biçimde şikayet eder: ‘Benim yeterliliğimi düşündüğüne artık inanmıyorum’. Konuta gelince herkes kendi sıkıntısına düşüyor, herkes kendini düşünüyor. Ne o benle ilgileniyor, ne ben onunla. İlgimizin birinci vakit içinderında birbirimizin gözünün içine bakardık, ikimiz de birbirimizi keyifli etmek için uğraşırdık, meskene gelince ‘Sen yorulma ben yaparım’ derdik. Artık ‘ben yorgunum sen yap’ diye hengame ediyoruz. halbuki şımartılmak, ilgi, sevgi görmek en büyük gereksinim, insan bunun için evlenmez mi?
birlikte vakit geçirin: İlginizde dostluğa, arkadaşlığa, muhabbete kıymet verin. Ortak vakit geçirme, paylaşma epey kıymetli. Fakat birbirinize nefes alacak alan da verin. Ne epeyce kopuk, ne de fazlaca bağımlı olmak keyifli bir birliktelik için sağlıklı değil.İhtiyaçlarınızı lisana getirin: Vericilik ve empati her türlü münasebetin ilacı. Özlediklerinizin, gereksinimlerinizin listesini yapıp ona şu biçimde diyebilirsiniz: ‘Bunlar benim gereksinimlerim, bunların birçoklarını evvelden bana yapardın ve bu biçimdelar ikimiz de epey daha memnunduk. Senin gereksinimlerin neler? Sen de onların bir listesini yapıp bana verir misin?’Hayranlıklarınızı hatırlayın: Birbirinizi niçin seçtiğinizi ve sevdiğinizi hatırlayın. Hatta bunu hem kendinize birebir vakitte eşinize hatırlatın.
Anlaşamadığınız mevzuları çözmeye çalışırken, bahse odaklanın. Birbirinizi eleştirmekten, alay etmekten, aşağılamaktan kaçının. Çatışmaların ve kızgınlıkların her ailede olması doğal. Değerli olan olumsuz hislerinizi tabir edebileceğiniz inançlı bir ortam sağlamaktır. Tartışmalarınızda kimin haklı olduğu yahut kimin kazanacağı asıl maksat haline gelirse, ikiniz de kaybedersiniz. Sorununuzu çözmek için seçtiğiniz yolların hakikat olup olmadığını anlamaya çalışın. Evlilik sürecini bozan çatışma yahut fikir ayrılığı değil, yönetme biçimidir.
Her krizin, evliliği yıkma potansiyeli olduğu üzere, evliliği güçlendirme potansiyeli de var.Zorluklara, acılara birlikte göğüs gererek münasebetinizi güçlendirmelisiniz. Bunun için yanlışsız bağlantı, takviye, özveri, empati gerekli.
Cinsel hayatınızı canlı tutun ve koruyun: İş gerilimi, aile sorumlulukları, ruhsal yahut fizyolojik sorunlar evvel cinsel hayatı tesirler. Bunun farkında olup, dış etkenlerin cinsel ömrünüzü olumsuz etkilemesine müsaade vermeyin. Cinsel ömrünüzde sorunlar varsa kesinlikle çözmek için teşebbüste bulunun, gerekirse yardım alın. Sorunu görmemezlikten gelmeyin, yok saymayın. Keyifli ve uzun bir evlilik için keyifli bir cinsel hayat gereklidir.
“Karşılıklı anlayış, hürmet ile 10 yıl geçtikten daha sonra evlilikte bağlılık oluyor. Ufak tefek tartışmalarda insanın kendisini frenlemesi gerekiyor. Eşi âlâ seçmeli. Evlenmek âlâ, lakin evlilik müessesini uzun yaşatmak daha da kıymetli. Onun sorunu olunca ortaklaşa çözmek gerekir. Eşlerin birbirine baskı kurmaması gerekir. Övmek de hoş bir şey. Samimi olacaksın. En değerlisi meskenine bağlı olacaksın. Eşini kendinin bir kesimi olarak bakılırsaceksin. Özür dilemeyi de bilmek gerekiyor.”
Çiftlerin birbirlerine dayanak olmalarında, yardımlaşmaların da, mutluluklarında ve tahminen de ailenin oluşmasında aşk-sevgi en kıymetli itici güçlerden biri bulunmasına karşılık ilginin temel yapısını sevgi belirlemez. şahsi özellikler ve marifetler bağın sürmesi ve gelişmesi için en değerli belirleyicidir. Keyifli bir evlilik için belirleyici olan şahsi özellikler: sadakat, duyarlık, cömertlik, hürmet, bağlılık, sorumluluk, güvenirliktir. Eşlerin birbiriyle yardımlaşmaya, uzlaşmaya bir arada kararlar alarak uygulamaya ihtiyaçları vardır. Eşler birbirlerine karşı esnek kabullenici ve bağışlayıcı olmak zorundadırlar. Birbirlerinin yanlışlarına, eksiklerine ve özelliklerine karşı hoşgörülü olmaları gerekir. Bu özellikler vakit içinde beslendikçe, bağ gelişir ve olgunlaşır.
Çiftler çoğunlukla kendi bağlantılarının haricindeki başka insanlara nasıl ahenk sağlanacağı konusunda (mesela iş hayatı gibi) usta bulunmasına karşın, fazlaca az insan yakın bir ilgiye o ilgiyi memnun kılacak temel birtakım bilgilerle – yahut teknik becerilerle- girer. Yakın bağlantıya giren beşerler nasıl birlikte karar alınacağını yahut eşin verdiği bildirilerin “şifrelerin” nasıl çözüleceğini çoğunlukla bilmiyorlardır. Konutun tavanı aktığında tahminen onun nasıl onarılacağını bilen çiftler, iş ortalarındaki sevginin günden güne azalması olduğunda ne yapacaklarını bilemezler.
Evlilik hatta birlikte ömür, omurdaki öteki bağlantılardan farklıdır. Bir çift uzun vadeli bir ilgiyi amaçlayarak bir arada yaşamaya başladığında birbirleriyle ilgili muhakkak beklentiler duymaya başlarlar. Evlilik yoğunluğu, yıllardır uyuya kalmış; koşulsuz- kuralsız sevgi, sadakat ve takviye hasretlerinin canlanmasına niye olur. Ve eşler ya açık olarak kelamlarıyla (evlilik merasimin de olduğu gibi) ya da dolaylı olarak hareketleriyle birbirlerinden bu derin gereksinimlerinin karşılanmasını beklerler. Eşlerin yaptıkları şeyler ne olursa olsun zaten bu dilekler ve beklentilerden köken alan manalar taşırlar.Kocaeli Aile Danışmanlık merkezimizde her türlü soru sorun ve görüşleriniz için sizleri bekliyoruz.
Yeterli bir evlilik için güzel bir irtibat kuraldır.
Bireylerin birbirine hayranlığının azalması kıymetli sorunlardan biri. Hayranlık bir bağlantının devamı için gerekli olan en değerli element. Uzun evliliklerde eşler hâlâ birbirine hayran. Evlilik yoluna girdiğiniz, sevdiğiniz kişinin yalnızca görünüşüne, davranışlarına değil, onun hayatını nasıl yaşadığına hayran olduğunuzda ona karşı sevginiz hiçbir vakit bitmez. Tanıştığınız birinci günleri hatırlayın; birbirinize dediğiniz o hoş kelamları, iltifatları. Şayet karşınızdaki bireye tümüyle, insan olarak hayran değilseniz, alakayı sürdürmek fazlaca zorlaşır. Ona hayran olmadığınızda birlikte olmak acı vermeye başlar. Karşınızdaki de bunu hisseder. Size kolay biriymiş üzere davranan, hiç ilgi göstermeyen bir kişinin yanında olmayı mı tercih edersiniz yoksa size hayran olan, hoş kelamlarıyla sizi şımartan kişinin yanında mı? Sizi beğenen kişinin yanında olmak sizi daha memnun etmez mi? Hatta kendinizi daha da fazla beğendirmek, karşınızdaki kişinin size olan hayranlığını sürdürebilmek için gayret gösterirsiniz, motivasyonunuz, hayat gücünüz artar.
Birden fazla kaçamaklardan, aldatmalardan alınan heyecanının sebebi de budur; şımartılmak, hoş, güzel hissetmek ve beğenilmek. Şahıslar kendilerine sormalı; hayranlığınız külliyen bitti mi, yoksa hâlâ hayran olduğunuz birkaç şey sayabilir misiniz? Beğenmediğiniz özellikleri neler? Fotoğrafın bütününe baktığınızda bu beğenmediğiniz özellikleri ile onu olduğu üzere kabul edebiliyor musunuz? Zira onu olduğu üzere, tümüyle kabul edemezseniz, onu daima değiştirmeye çalışırsınız, bu da gerginliklerin artmasına yol açar. Evlilik meselelerinin ortaya çıkma sebebi sıklıkla ‘heyecanın kalmaması’ değil, hayranlığın, birbirini olduğu üzere kabulün, hürmetin kalmaması.
Bağlantı sorunları evliliklerin uzun sürmesini engelleyen en kıymetli faktörlerden biri. Çiftler birbirlerini dinlerken pek fazlaca yanılgılar yapıyor bu da çatışmaların artmasına ve bağlantı sorunlarına niye oluyor. Örneğin, her hangi bir sohbet sırasında bile daima olarak haklı olduğunu ispatlamaya çalışıyor. İçten içe ‘Ben haklıyım, o haksız’ diye düşündüğünüzde, bütün gücünüzü kendi haklılığınızı ispatlamak için kullanırsınız. Bu durumda, karşınızdakinin ne dediğine yahut ne hissettiğine dikkat etmemiz hayli güç olur. Başka bir yanılgı da karşınızdakini suçlamak. ‘Hepsi senin suçun’ yahut ‘senin yüzünden bu biçimde oldu’ üzere cümleler, karşımızdakini dinleyip manaya önünde değerli bir manidir. Suçlamanın tersi, savunma. Kimileri da ‘kendimi her ne değerine olursa olsun korumalıyım’ halinde düşünür ve bu biçimde bir niyet ortasındayken, söylenenleri duymak ve değişik bakış açılarını fark etmek oldukça zorlaşır. Kendisini savunmaya odaklanmış kişi, kimi vakit yalnızca kendini korumak için tartışmayı sürdürür.
Ben ve bencillik kavramlarının ayrımını epeyce uygun bir biçimde yapmak gerekmektedir. Bencillik de evliliklerin bozulmasına önemli bir faktördür. Birçok insan evlilik ortasında vakit içinde bencilleşiyor. Birbirinizin gereksinimlerini gözetlediğiniz de, kendi gereksinimlerinizi daima daha fazla önemsediğiniz de yahut kendi isteklerinizi karşınızdakine diretmeye çalıştığınızda, eşiniz ihmal edilmiş hisseder. bir süre daha sonra herkes kendi gereksinimlerini giderme telaşına düşer ve bu bir yarışa döner. Bir bakarsınız kendinizi şu biçimde tartışmalar ortasında bulursunuz: ‘Sen daha fazla uyudun, ben daha az uyudum; sen daha epeyce kendine vakit ayırdın, ben ayıramadım; sen çocukla daha az vakit geçiriyorsun, ben daha fazlaca vs.’
Gereksinimlerinin giderilmemesi kişinin bir süre daha sonra eşine karşı güvensizlik, hayal kırıklığı, kızgınlık, kin üzere olumsuz hisleri yaşamasına yol açar. Erkeğin ve bayanın birbirine gereksinimi olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Her ikisinin de yakınlığa, arkadaşlığa, muhabbete, cinsel birlikteliğe, aile kurmaya, kendini inançta hissetmeye, takviye almaya, paylaşmaya, ilgi görmeye ve sevilme muhtaçlığı var. Evlenmek bu gereksinimleri karşılamayı garanti altına almanın bir yolu. Ne vakit bu muhtaçlıklar karşılanmıyorsa işte bu biçimde evliliklerde, ilgilerde sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor. pek epey eş şu biçimde şikayet eder: ‘Benim yeterliliğimi düşündüğüne artık inanmıyorum’. Konuta gelince herkes kendi sıkıntısına düşüyor, herkes kendini düşünüyor. Ne o benle ilgileniyor, ne ben onunla. İlgimizin birinci vakit içinderında birbirimizin gözünün içine bakardık, ikimiz de birbirimizi keyifli etmek için uğraşırdık, meskene gelince ‘Sen yorulma ben yaparım’ derdik. Artık ‘ben yorgunum sen yap’ diye hengame ediyoruz. halbuki şımartılmak, ilgi, sevgi görmek en büyük gereksinim, insan bunun için evlenmez mi?
birlikte vakit geçirin: İlginizde dostluğa, arkadaşlığa, muhabbete kıymet verin. Ortak vakit geçirme, paylaşma epey kıymetli. Fakat birbirinize nefes alacak alan da verin. Ne epeyce kopuk, ne de fazlaca bağımlı olmak keyifli bir birliktelik için sağlıklı değil.İhtiyaçlarınızı lisana getirin: Vericilik ve empati her türlü münasebetin ilacı. Özlediklerinizin, gereksinimlerinizin listesini yapıp ona şu biçimde diyebilirsiniz: ‘Bunlar benim gereksinimlerim, bunların birçoklarını evvelden bana yapardın ve bu biçimdelar ikimiz de epey daha memnunduk. Senin gereksinimlerin neler? Sen de onların bir listesini yapıp bana verir misin?’Hayranlıklarınızı hatırlayın: Birbirinizi niçin seçtiğinizi ve sevdiğinizi hatırlayın. Hatta bunu hem kendinize birebir vakitte eşinize hatırlatın.
Anlaşamadığınız mevzuları çözmeye çalışırken, bahse odaklanın. Birbirinizi eleştirmekten, alay etmekten, aşağılamaktan kaçının. Çatışmaların ve kızgınlıkların her ailede olması doğal. Değerli olan olumsuz hislerinizi tabir edebileceğiniz inançlı bir ortam sağlamaktır. Tartışmalarınızda kimin haklı olduğu yahut kimin kazanacağı asıl maksat haline gelirse, ikiniz de kaybedersiniz. Sorununuzu çözmek için seçtiğiniz yolların hakikat olup olmadığını anlamaya çalışın. Evlilik sürecini bozan çatışma yahut fikir ayrılığı değil, yönetme biçimidir.
Her krizin, evliliği yıkma potansiyeli olduğu üzere, evliliği güçlendirme potansiyeli de var.Zorluklara, acılara birlikte göğüs gererek münasebetinizi güçlendirmelisiniz. Bunun için yanlışsız bağlantı, takviye, özveri, empati gerekli.
Cinsel hayatınızı canlı tutun ve koruyun: İş gerilimi, aile sorumlulukları, ruhsal yahut fizyolojik sorunlar evvel cinsel hayatı tesirler. Bunun farkında olup, dış etkenlerin cinsel ömrünüzü olumsuz etkilemesine müsaade vermeyin. Cinsel ömrünüzde sorunlar varsa kesinlikle çözmek için teşebbüste bulunun, gerekirse yardım alın. Sorunu görmemezlikten gelmeyin, yok saymayın. Keyifli ve uzun bir evlilik için keyifli bir cinsel hayat gereklidir.
“Karşılıklı anlayış, hürmet ile 10 yıl geçtikten daha sonra evlilikte bağlılık oluyor. Ufak tefek tartışmalarda insanın kendisini frenlemesi gerekiyor. Eşi âlâ seçmeli. Evlenmek âlâ, lakin evlilik müessesini uzun yaşatmak daha da kıymetli. Onun sorunu olunca ortaklaşa çözmek gerekir. Eşlerin birbirine baskı kurmaması gerekir. Övmek de hoş bir şey. Samimi olacaksın. En değerlisi meskenine bağlı olacaksın. Eşini kendinin bir kesimi olarak bakılırsaceksin. Özür dilemeyi de bilmek gerekiyor.”
Çiftlerin birbirlerine dayanak olmalarında, yardımlaşmaların da, mutluluklarında ve tahminen de ailenin oluşmasında aşk-sevgi en kıymetli itici güçlerden biri bulunmasına karşılık ilginin temel yapısını sevgi belirlemez. şahsi özellikler ve marifetler bağın sürmesi ve gelişmesi için en değerli belirleyicidir. Keyifli bir evlilik için belirleyici olan şahsi özellikler: sadakat, duyarlık, cömertlik, hürmet, bağlılık, sorumluluk, güvenirliktir. Eşlerin birbiriyle yardımlaşmaya, uzlaşmaya bir arada kararlar alarak uygulamaya ihtiyaçları vardır. Eşler birbirlerine karşı esnek kabullenici ve bağışlayıcı olmak zorundadırlar. Birbirlerinin yanlışlarına, eksiklerine ve özelliklerine karşı hoşgörülü olmaları gerekir. Bu özellikler vakit içinde beslendikçe, bağ gelişir ve olgunlaşır.
Çiftler çoğunlukla kendi bağlantılarının haricindeki başka insanlara nasıl ahenk sağlanacağı konusunda (mesela iş hayatı gibi) usta bulunmasına karşın, fazlaca az insan yakın bir ilgiye o ilgiyi memnun kılacak temel birtakım bilgilerle – yahut teknik becerilerle- girer. Yakın bağlantıya giren beşerler nasıl birlikte karar alınacağını yahut eşin verdiği bildirilerin “şifrelerin” nasıl çözüleceğini çoğunlukla bilmiyorlardır. Konutun tavanı aktığında tahminen onun nasıl onarılacağını bilen çiftler, iş ortalarındaki sevginin günden güne azalması olduğunda ne yapacaklarını bilemezler.
Evlilik hatta birlikte ömür, omurdaki öteki bağlantılardan farklıdır. Bir çift uzun vadeli bir ilgiyi amaçlayarak bir arada yaşamaya başladığında birbirleriyle ilgili muhakkak beklentiler duymaya başlarlar. Evlilik yoğunluğu, yıllardır uyuya kalmış; koşulsuz- kuralsız sevgi, sadakat ve takviye hasretlerinin canlanmasına niye olur. Ve eşler ya açık olarak kelamlarıyla (evlilik merasimin de olduğu gibi) ya da dolaylı olarak hareketleriyle birbirlerinden bu derin gereksinimlerinin karşılanmasını beklerler. Eşlerin yaptıkları şeyler ne olursa olsun zaten bu dilekler ve beklentilerden köken alan manalar taşırlar.Kocaeli Aile Danışmanlık merkezimizde her türlü soru sorun ve görüşleriniz için sizleri bekliyoruz.
Yeterli bir evlilik için güzel bir irtibat kuraldır.