Erdoğan, AK Parti TBMM Küme Toplantısı’nda konuştu: (2) Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemize, Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon Dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının imzalandığının muştusunu sizlerle paylaşmak istiyorum.” dedi.
Erdoğan, partisinin Tbmm Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, gelecek yılın bütçesini, global krizlerin tesirlerine karşın kalkınma maksatlarının çıtasını yükseltmek üzere şekillendirdiklerini söylemiş oldu.
Koronavirüs salgınının üstesinden kuvvetli sıhhat altyapısıyla gelindiğini, iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntıları da Yeşil Kalkınma İhtilali ile aşacaklarını lisana getiren Erdoğan, Ulusal Teknoloji Atağı’nın, Türkiye’yi savunma sanayi başta olmak üzere orta-yüksek teknoloji gerektiren alanlarda kıymetli bir yere taşıdığını belirtti.
Yeşil Kalkınma İhtilali ile de tıpkı başarıyı “karbon nötr” amaçlı yatırımlarla her alanda yakalamakta kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, “Ülkemizi her karış toprağı ile geliştirecek, milletimizin her bir ferdinin refahını artıracak projeleri hayata geçirmeye, yatırımları yapmaya, yapıtları inşa etmeye devam edeceğiz. Bu vesile ile bir müddetdir müzakereleri yürütülen, ülkemize Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının geçtiğimiz günlerde imzalandığının muştusunu sizlerle paylaşmak istiyorum.” diye konuştu.
Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanlığının, Etraf ve Şehircilik Bakanlığının ve Dışişleri Bakanlığının 2018’den beri takip ettiği bu mutabakatın imzalanmasıyla kamu ve özel kesimin iklim değişikliği ile ilgili projelerine uzun vadeli ve cazip finans takviyesi sağlanabileceğini, bu kaynağın 12,5 milyon dolar ile 66,5 milyon dolar içindeki kısmının de hibe olarak kullanılacağını kaydetti.
“Çiftçimizi en kuvvetli biçimde destekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan yangınlarla başka yandan sellerle boğuşulan bir yılın akabinde artık de kuraklık tehdidi ile karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, “Ekim ayının sonuna gelmiş olmamıza karşın ülkemizin kıymetli bir kısmı hala tarım üretimi için muhtaçlığımız olan yağışa kavuşamadı.” dedi.
Kuraklığın, 2020’de bir epey yerde rekoltenin düşmesine yol açtığını anımsatan Erdoğan, dünyadaki genel ekonomik çalkantıların ülkeleri besin tedariki konusunda tasaya sevk ettiğini, bu durumun da stokları yükseltme eğilimine, ötürüsıyla global seviyede meblağların yükselişine niye olduğunu anlattı.
Bu tablo karşısında önlemleri aldıklarını vurgulayan Erdoğan, “Öncelikle kendi çiftçimizi en kuvvetli biçimde destekliyoruz. Hükümetlerimiz devrinde verdiğimiz ziraî takviye sayısı bugünkü fiyatlarla 396 milyar lirayı bulmuştur. Bu yıl gübre takviyesinde yüzde 100 artış yaparken mazot maliyetinin yüzde 50’sini karşılamayı sürdürdük. Bilhassa arz açığımızın olduğu mamüllerin üretimi konusunda çiftçimizi daha epeyce destekliyoruz. Bu anlayışla yağlı tohumlu bitkilerin üretimi ve hayvancılık üzere alanlara özel ehemmiyet veriyoruz.” formunda konuştu.
Kırsal kalkınma yatırımlarını destekleme programları kapsamında bugüne kadar 13 bin 634 projeye 3,6 milyar lira hibe verdiklerini bildiren Erdoğan, bu biçimdece 108 binin üzerinde yeni istihdamın ortaya çıkmasını sağladıklarını söylemiş oldu.
“Çiftçilerimizin yaşadığı dertleri yakından takip ediyoruz”
Toprak Mahsulleri Ofisini hem mamüllerin hak ettikleri fiyattan alımı birebir vakitte çiftçilere uygun fiyatlı hububat ve yem bitkisi satışı konusunda faal biçimde kullandıklarını belirten Erdoğan, şöyleki devam etti:
“Tarım Sigortası’ndan daha sonra Gelir Müdafaa Sigortası uygulamasını da hayata geçirerek çiftçilerimizin alın terini garanti altına almaya çaba gösteriyoruz. Çiftçimizi kuraklık karşısında muhafazaya yönelik sigortalardaki devlet takviyesini randıman bedelinde yüzde 80’e, primde yüzde 70’e yükselttik. Bu yıl TARSİM kapsamında düzenlenen poliçe sayısı 1 milyon 810 bine, prim dayanağı ölçüsü da 1,8 milyar liraya çıktı. Topraklarımızın randımanını artıran sulama sistemlerini yaygınlaştırıyoruz. Bugüne kadar 600 baraj ve 1457 sulama tesisi inşa ederek ülkemizin hizmetine sunduk. Hükümetlerimiz devrinde 20 milyon hektar yeni alanı sulamaya açarak yılda 60 milyar liralık zirai gelir artışı sağladık. Geçtiğimiz hafta tamamlanan Su Şurası’nın akabinde ülkemizin kısa, orta ve uzun vadeli su stratejilerini kamuoyuyla paylaştık. şüphesiz son periyotta her kesim üzere çiftçilerimizin yaşadığı kahırları da yakından takip ediyoruz.”
Erdoğan, salgınla birlikte başlayan global üretim ve lojistik krizinin, tarım kesiminde gübre, yem ve güç fiyatlarında epeyce önemli artışlara yol açtığına işaret ederek, “Küresel gelişmeler kaynaklı girdi maliyetlerindeki artışları üreticilerimize en az biçimde yansıtmak için her türlü uğraşı gösteriyoruz. Üreticilerimizden ricam, tek karış boş araziyi bırakmadan tarlalarını ve seralarını ekmeleri, ahırlarını dolu tutmalarıdır.” dedi.
“Tarım bölümü en az savunma sanayi kadar önemli”
Dünyadaki bu dalgalanmanın bir müddet daha süreceğinin anlaşıldığını lisana getiren Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Bu sıkıntı periyotta yapılan hiç bir fedakarlığın, verilen hiç bir emeğin, dökülen hiç bir alın terinin karşılıksız kalmayacağından emin olmanızı bilhassa istiyorum. deklare ettiğımız alım meblağlarını bu anlayışla en yüksek düzeyde belirliyoruz. Tarım mamüllerinde fiyat istikrarı ve üretim planlaması için kontrata dayalı yeni modeller geliştiriyoruz. Bizim için tarım dalı en az savunma sanayi kadar kıymetlidir. Üreticiyi koruyan, tüketiciyi kollayan bir yaklaşımla çiftçilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Meclisimizin de bu bahiste üzerine düşenleri yapacağından kuşku duymuyorum.”
Ulusal iradenin tecelligahı olan Meclis’te hayata geçirilen her bir faaliyetin birebir zamandamokrasinin güçlenmesine birebir vakitte milletin geleceğine daha inançla bakmasına vesile olduğunu tabir eden Erdoğan, şunları kaydetti:
AK Parti kurulduğu günden itibaren siyasete daima bu anlayışla yaklaşmıştır. Girdiğimiz birinci seçimden tek başına iktidar olarak çıktığımızdan beri birebir unsurlarla yolumuza devam ediyoruz. Bu sayede parti olarak katıldığımız her milletvekili ve belediye başkanlığı seçimini her halk oylamasını birincilikle tamamlamayı başardık. Tıpkı biçimde direkt halk tarafınca belirlenmeye başladığı 2014’ten beri de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ipi göğüsleyen daima biz olduk.”
(Sürecek)
Erdoğan, partisinin Tbmm Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, gelecek yılın bütçesini, global krizlerin tesirlerine karşın kalkınma maksatlarının çıtasını yükseltmek üzere şekillendirdiklerini söylemiş oldu.
Koronavirüs salgınının üstesinden kuvvetli sıhhat altyapısıyla gelindiğini, iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntıları da Yeşil Kalkınma İhtilali ile aşacaklarını lisana getiren Erdoğan, Ulusal Teknoloji Atağı’nın, Türkiye’yi savunma sanayi başta olmak üzere orta-yüksek teknoloji gerektiren alanlarda kıymetli bir yere taşıdığını belirtti.
Yeşil Kalkınma İhtilali ile de tıpkı başarıyı “karbon nötr” amaçlı yatırımlarla her alanda yakalamakta kararlı olduklarını vurgulayan Erdoğan, “Ülkemizi her karış toprağı ile geliştirecek, milletimizin her bir ferdinin refahını artıracak projeleri hayata geçirmeye, yatırımları yapmaya, yapıtları inşa etmeye devam edeceğiz. Bu vesile ile bir müddetdir müzakereleri yürütülen, ülkemize Yeşil İklim Fonu’ndan 3 milyar 157 milyon dolar kaynak sağlanmasıyla ilgili mutabakat zaptının geçtiğimiz günlerde imzalandığının muştusunu sizlerle paylaşmak istiyorum.” diye konuştu.
Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanlığının, Etraf ve Şehircilik Bakanlığının ve Dışişleri Bakanlığının 2018’den beri takip ettiği bu mutabakatın imzalanmasıyla kamu ve özel kesimin iklim değişikliği ile ilgili projelerine uzun vadeli ve cazip finans takviyesi sağlanabileceğini, bu kaynağın 12,5 milyon dolar ile 66,5 milyon dolar içindeki kısmının de hibe olarak kullanılacağını kaydetti.
“Çiftçimizi en kuvvetli biçimde destekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan yangınlarla başka yandan sellerle boğuşulan bir yılın akabinde artık de kuraklık tehdidi ile karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, “Ekim ayının sonuna gelmiş olmamıza karşın ülkemizin kıymetli bir kısmı hala tarım üretimi için muhtaçlığımız olan yağışa kavuşamadı.” dedi.
Kuraklığın, 2020’de bir epey yerde rekoltenin düşmesine yol açtığını anımsatan Erdoğan, dünyadaki genel ekonomik çalkantıların ülkeleri besin tedariki konusunda tasaya sevk ettiğini, bu durumun da stokları yükseltme eğilimine, ötürüsıyla global seviyede meblağların yükselişine niye olduğunu anlattı.
Bu tablo karşısında önlemleri aldıklarını vurgulayan Erdoğan, “Öncelikle kendi çiftçimizi en kuvvetli biçimde destekliyoruz. Hükümetlerimiz devrinde verdiğimiz ziraî takviye sayısı bugünkü fiyatlarla 396 milyar lirayı bulmuştur. Bu yıl gübre takviyesinde yüzde 100 artış yaparken mazot maliyetinin yüzde 50’sini karşılamayı sürdürdük. Bilhassa arz açığımızın olduğu mamüllerin üretimi konusunda çiftçimizi daha epeyce destekliyoruz. Bu anlayışla yağlı tohumlu bitkilerin üretimi ve hayvancılık üzere alanlara özel ehemmiyet veriyoruz.” formunda konuştu.
Kırsal kalkınma yatırımlarını destekleme programları kapsamında bugüne kadar 13 bin 634 projeye 3,6 milyar lira hibe verdiklerini bildiren Erdoğan, bu biçimdece 108 binin üzerinde yeni istihdamın ortaya çıkmasını sağladıklarını söylemiş oldu.
“Çiftçilerimizin yaşadığı dertleri yakından takip ediyoruz”
Toprak Mahsulleri Ofisini hem mamüllerin hak ettikleri fiyattan alımı birebir vakitte çiftçilere uygun fiyatlı hububat ve yem bitkisi satışı konusunda faal biçimde kullandıklarını belirten Erdoğan, şöyleki devam etti:
“Tarım Sigortası’ndan daha sonra Gelir Müdafaa Sigortası uygulamasını da hayata geçirerek çiftçilerimizin alın terini garanti altına almaya çaba gösteriyoruz. Çiftçimizi kuraklık karşısında muhafazaya yönelik sigortalardaki devlet takviyesini randıman bedelinde yüzde 80’e, primde yüzde 70’e yükselttik. Bu yıl TARSİM kapsamında düzenlenen poliçe sayısı 1 milyon 810 bine, prim dayanağı ölçüsü da 1,8 milyar liraya çıktı. Topraklarımızın randımanını artıran sulama sistemlerini yaygınlaştırıyoruz. Bugüne kadar 600 baraj ve 1457 sulama tesisi inşa ederek ülkemizin hizmetine sunduk. Hükümetlerimiz devrinde 20 milyon hektar yeni alanı sulamaya açarak yılda 60 milyar liralık zirai gelir artışı sağladık. Geçtiğimiz hafta tamamlanan Su Şurası’nın akabinde ülkemizin kısa, orta ve uzun vadeli su stratejilerini kamuoyuyla paylaştık. şüphesiz son periyotta her kesim üzere çiftçilerimizin yaşadığı kahırları da yakından takip ediyoruz.”
Erdoğan, salgınla birlikte başlayan global üretim ve lojistik krizinin, tarım kesiminde gübre, yem ve güç fiyatlarında epeyce önemli artışlara yol açtığına işaret ederek, “Küresel gelişmeler kaynaklı girdi maliyetlerindeki artışları üreticilerimize en az biçimde yansıtmak için her türlü uğraşı gösteriyoruz. Üreticilerimizden ricam, tek karış boş araziyi bırakmadan tarlalarını ve seralarını ekmeleri, ahırlarını dolu tutmalarıdır.” dedi.
“Tarım bölümü en az savunma sanayi kadar önemli”
Dünyadaki bu dalgalanmanın bir müddet daha süreceğinin anlaşıldığını lisana getiren Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Bu sıkıntı periyotta yapılan hiç bir fedakarlığın, verilen hiç bir emeğin, dökülen hiç bir alın terinin karşılıksız kalmayacağından emin olmanızı bilhassa istiyorum. deklare ettiğımız alım meblağlarını bu anlayışla en yüksek düzeyde belirliyoruz. Tarım mamüllerinde fiyat istikrarı ve üretim planlaması için kontrata dayalı yeni modeller geliştiriyoruz. Bizim için tarım dalı en az savunma sanayi kadar kıymetlidir. Üreticiyi koruyan, tüketiciyi kollayan bir yaklaşımla çiftçilerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Meclisimizin de bu bahiste üzerine düşenleri yapacağından kuşku duymuyorum.”
Ulusal iradenin tecelligahı olan Meclis’te hayata geçirilen her bir faaliyetin birebir zamandamokrasinin güçlenmesine birebir vakitte milletin geleceğine daha inançla bakmasına vesile olduğunu tabir eden Erdoğan, şunları kaydetti:
AK Parti kurulduğu günden itibaren siyasete daima bu anlayışla yaklaşmıştır. Girdiğimiz birinci seçimden tek başına iktidar olarak çıktığımızdan beri birebir unsurlarla yolumuza devam ediyoruz. Bu sayede parti olarak katıldığımız her milletvekili ve belediye başkanlığı seçimini her halk oylamasını birincilikle tamamlamayı başardık. Tıpkı biçimde direkt halk tarafınca belirlenmeye başladığı 2014’ten beri de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ipi göğüsleyen daima biz olduk.”
(Sürecek)