Cinsel Sorular, Ebeveyn ve Çocuk Günümüzde cinsellik bir epey ebeveynin ve öğretmenlerin de sıklıkla yok saymayı tercih ettiği bir bahistir. Bu hususta yapılan bir epey araştırmada anne babaların çocuklarına cinsellikle ilgili soruların cevaplanmasını da kapsayan mahremiyet eğitimi vermediği görüşmüştür. Bunun en kıymetli niçinlerinden biri, cinsel eğitimi de içeren mahremiyet eğitiminin birbirine karıştırılmasıdır. birebir vakitte anne babaların bu mevzuyu nasıl ele alacaklarını bilememeleri, küçük yaşta çocuğun bu ayrıntıları öğrenmesinin sakıncalı sonuçları olabileceği kanısıyla birlikte birden fazla vakit bahsin onları huzursuz etmesi ve cinsellikle ilgili öteki olumsuz hislere sahip olmaları niçiniyle ertelemeleri ya da yok saymaları olduğu düşünülmektedir.
Bu durumda cinsellik konuşulamayan tabu bir husus haline gelir vakit ortasında. Çocuk vakit içinde soru sormaktan vazgeçer kimi vakit de hiç sormaz. Görünüşte bu bahislerle ilgilenmiyordur lakin ortasında cevaplanmamış bir fazlaca soru olabilir. Bu sorulara kendinden daha bilgili bir arkadaşı, bir yetişkin ya da internete yanıtlar bulabilir. Bulduğu bu yanıtlar pek gerçek olmayacağı üzere çocuk üzerinde de istenmeyen tesirlere yol açabilir.
Cinsellik hayatın doğal bir kesimidir. Makul bir çerçeve içerisinde, yeri geldiğinde ve gerektiği kadar konuşulabilir. Toplumu oluşturacak sağlıklı jenerasyonlar yetiştirmek, bedensel, ruhsal, zihinsel, toplumsal ve cinsel taraftan kendisi ve etrafıyla barışık bireyler yetiştirmekle mümkündür. 0-6 yaş bireyin gelişmeninde büyük değer taşır ve bu vakitte aile ortasında çocuk kendini büyütür.
Bu durumdan farklı olarak kimi anne babalar yahut yetişkinler de çocuğun yanında, toplumsal ortamlarda rahatlıkla giyemeyecekleri ziyadesiyle açık kıyafetlerle dolaşabilirler ve bir arada duşa yada tuvalete gierebilirler. Çok dikkatli olmadan çocuğun çarçabuk ulaşabileceği yerlerde cinsellikle ilgili materyaller(kitap, mecmua, sınırsız internet erişimi vb.) bulundurabilirler.
Bu çeşitten davranışlar çocukta bu mevzuya fazladan bir ilgi ve merak uyandırabilir. çabucak hemen hazır değilken kavrayamayacağı durumlar karşısında zihni ve hisleri karışır.
esasen cinsel eğitimi de içeren mahremiyet eğitimi doğumdan itibaren başlar ve yetişkinliğie kadar devam eder. Çoklukla çocuklar kendi cinsiyetlerini ayırt etmeye başladıkları 2,5 – 3 yaşlarından itibaren cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar. Çocuğun soru sorabilmesinde ebveyniyle kurduğu bağlantıda kendini inançta ve rahat hissetmesi belirleyici olabilir. Bu münasebette ebeveynin cinsellikle ilgili mevzular hakkındaki hislerinin da değerli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Cinsellik hakkında konuşmaktan kaçınan, bu husus ile ilgili konuşmaktan ya da zihninden geçirmekten bile olumsuz hisler hisseden bir yetişkinle muhatap olan çocuk akında soruları ve merakı olsa bile sormamayı tercih edebilir. bu biçimde bir durumda ebeveynin kendi hisleriyle temas etmesi, bu hisleri üzerinde çalışması faydalı olabilir.
Çocuğun soru sorduğu durumlarda ise ebeveynin sade bir lisanla, bilimsel kaynaklardan yararlanarak, birkaç kısa cümle ile, açıkça çocuğa karşılık vermesi durumunda muhtemel zorlukların yaşanmasının önüne geçmiş olur. Yanıt çocuğun gereksiniminden fazla ayrıntılı ve uzun olmamalıdır. Karşılığı bilmiyor olduğu durumlarda ya da kendisini yanıt vermek için gereğince rahat hissetmediği durumlarda, çocuktan birkaç gün müsaade isteyerek, belirttiği tarihe kadar bu hususta eksik bilgi var ise gidermesi ve kolay bir mevzuyu konuşurken hissettiği üzere, sakinlikle konuşması faydalı olacaktır.
Bu durumda cinsellik konuşulamayan tabu bir husus haline gelir vakit ortasında. Çocuk vakit içinde soru sormaktan vazgeçer kimi vakit de hiç sormaz. Görünüşte bu bahislerle ilgilenmiyordur lakin ortasında cevaplanmamış bir fazlaca soru olabilir. Bu sorulara kendinden daha bilgili bir arkadaşı, bir yetişkin ya da internete yanıtlar bulabilir. Bulduğu bu yanıtlar pek gerçek olmayacağı üzere çocuk üzerinde de istenmeyen tesirlere yol açabilir.
Cinsellik hayatın doğal bir kesimidir. Makul bir çerçeve içerisinde, yeri geldiğinde ve gerektiği kadar konuşulabilir. Toplumu oluşturacak sağlıklı jenerasyonlar yetiştirmek, bedensel, ruhsal, zihinsel, toplumsal ve cinsel taraftan kendisi ve etrafıyla barışık bireyler yetiştirmekle mümkündür. 0-6 yaş bireyin gelişmeninde büyük değer taşır ve bu vakitte aile ortasında çocuk kendini büyütür.
Bu durumdan farklı olarak kimi anne babalar yahut yetişkinler de çocuğun yanında, toplumsal ortamlarda rahatlıkla giyemeyecekleri ziyadesiyle açık kıyafetlerle dolaşabilirler ve bir arada duşa yada tuvalete gierebilirler. Çok dikkatli olmadan çocuğun çarçabuk ulaşabileceği yerlerde cinsellikle ilgili materyaller(kitap, mecmua, sınırsız internet erişimi vb.) bulundurabilirler.
Bu çeşitten davranışlar çocukta bu mevzuya fazladan bir ilgi ve merak uyandırabilir. çabucak hemen hazır değilken kavrayamayacağı durumlar karşısında zihni ve hisleri karışır.
esasen cinsel eğitimi de içeren mahremiyet eğitimi doğumdan itibaren başlar ve yetişkinliğie kadar devam eder. Çoklukla çocuklar kendi cinsiyetlerini ayırt etmeye başladıkları 2,5 – 3 yaşlarından itibaren cinsellikle ilgili sorular sormaya başlarlar. Çocuğun soru sorabilmesinde ebveyniyle kurduğu bağlantıda kendini inançta ve rahat hissetmesi belirleyici olabilir. Bu münasebette ebeveynin cinsellikle ilgili mevzular hakkındaki hislerinin da değerli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Cinsellik hakkında konuşmaktan kaçınan, bu husus ile ilgili konuşmaktan ya da zihninden geçirmekten bile olumsuz hisler hisseden bir yetişkinle muhatap olan çocuk akında soruları ve merakı olsa bile sormamayı tercih edebilir. bu biçimde bir durumda ebeveynin kendi hisleriyle temas etmesi, bu hisleri üzerinde çalışması faydalı olabilir.
Çocuğun soru sorduğu durumlarda ise ebeveynin sade bir lisanla, bilimsel kaynaklardan yararlanarak, birkaç kısa cümle ile, açıkça çocuğa karşılık vermesi durumunda muhtemel zorlukların yaşanmasının önüne geçmiş olur. Yanıt çocuğun gereksiniminden fazla ayrıntılı ve uzun olmamalıdır. Karşılığı bilmiyor olduğu durumlarda ya da kendisini yanıt vermek için gereğince rahat hissetmediği durumlarda, çocuktan birkaç gün müsaade isteyerek, belirttiği tarihe kadar bu hususta eksik bilgi var ise gidermesi ve kolay bir mevzuyu konuşurken hissettiği üzere, sakinlikle konuşması faydalı olacaktır.