CHP ve Millet İttifakı son vakit içinderda “kendi ortasından gelen” muhalefet tarafınca ekonomik programını açıklamadığı için bombardımana tutuluyordu. Elimizdeki bu bahisteki en taze ve uzman görüş Prof Dr Öner Günçavdı’ya ilişkin: “Muhalefet iktisatta ne yapmak istiyor?” sorusuna kendi karşılık veren iktisat uzmanı şöyleki drmişti: “Lafı uzatmadan direkt yanıt vereyim. Hakikaten bilemiyorum. Umarım muhalefetin kendisi biliyordur”. Cumartesi CHP’den beklenen atılım geldi. CHP, 10 unsurluk enflasyon düşürme reçetesini deklare etti.
Prof Günçavdı: Güya iktidarın uyguladığı ekonomik siyasette sorun olmadığı, bu tahribatların giderilmesiyle işlerin yoluna girebileceği izlenimi çıkıyor
En son Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir küme gazeteci ve iktisatçıyla gerçekleştirdiği kahvaltılı toplantıya katıldım. Siyasetçiler konusundaki müşahedelerim epeyce değişmedi. bir daha “iyi niyet” ziyadesiyle vardı. “Sabır” had safhadaydı. “Eleştiriye açıklık” konusunda ise, sanırım kimse Sayın Kılıçdaroğlu’nun eline su dökemez. Ekonomik gelişmelerden dolayı duyulan “endişe” konusunda da bir farklılığımızın olduğunu görmedim doğrusu.
Lakin kelam meselelerin ele alınış hali ve kavramlara yüklenilen manaya geldiğinde siyasetçilerle ortaya çıkan bariyerler bir türlü aşılamıyor. Daha uzun, kapsamlı ve her şeyden öte sistematik diyaloğa muhtaçlık duydukları görülüyor. Hele bir de okuyan, yazan kimseler değillerse… Örneğin “ekonomide bir refah modeline” gereksinim var denilince, o iktidarın uygulamalarının yol açtığı tahribatı gidermeye yönelik geliştirdikleri özgül ve bir o kadar da lokal projelerinden bahsediyor, sistemin geneline değinmeden…
Sistemin genelinden bağımsız, aşikâr küme ve kısımların meselelerini çözmek üzere geliştirilmiş projelerinden bahsediyor Sayın Kılıçdaroğlu daha hayli. bu biçimde yapılınca da, güya iktidarın uyguladığı ekonomik siyasette sorun olmadığı, bu tahribatların giderilmesiyle işlerin yoluna girebileceği izlenimi çıkıyor ister istemez.
Ülkeye ve iktisada yönelik özgün bir bakışın izlerine rastlanmıyor maalesef. Hâlâ XX. yüzyılın endüstriyel toplumunun telaffuzları üzerinden, XXI. yüzyıla girmiş bir ülkenin meselelerini çözebilmeye çalışıyorlar. (kaynak linki burada)
Sözcü Faik Öztrak: Enflasyonu düşürmek için buı reçeteyi vakit kaybetmeden uygulamalıyız
1- Merkez Bankası’nın başına liyakatli bir ismi atanmalı. Banka siyasetin müdahalesinden kurtarılmalı.
2- İktisatta “kral değil, kural” olmalı, Stratejik Planlama Teşkilatı süratle kurulmalı, bilgilerin saydamlığı ve doğruluğu sağlanmalı.
3- Kamu Özel İşbirliği Projelerinde dövizle belirlenen tarifeler ve gelir garantileri, acilen Türk Lirası’na çevrilmeli. Gerekirse hukuk çerçevesinde, kelam konusu projelerin işletme hakları kamuya devredilmeli. Dövizle borçlanmaya son verilmeli, mevduatlara kur garantisi kaldırılmalı.
4- Kamu bankalarının kaynaklarının yandaşlara ve rantprojelerine aktarılmasına derhal son verilmeli. Ziraat Bankası çiftçiye, Halk Bankası da esnafa avantajlı kredi sağlamalı.
5- Dünya standartlarında bir Kamu İhale Yasası çıkarılmalı. Hükümetin, iktisadın günlük işleyişine müdahale etmeyeceğinin teminatı verilmeli.
6- Bütçe disiplinini sağlayan mali çapalar bir daha güçlendirilmeli. TBMM’de Kesin Hesap Kurulu kurulmalı, Sayıştay kontrolü milletlerarası standartlara ve kaliteye çıkarılmalı.
7- Yüksek teknoloji içeren, Yeşil Mutabakata ahengi, dijital dönüşümü kolaylaştıracak, direkt sermaye yatırımlarına öncelik verilmeli.
8- Bütçede yaratılan imkânlar dar gelirli ve dezavantajlı bölümlerin derhal rahatlatılmasında kullanılmalı. Aile Takviyeleri Sigortası hayata geçirilmeli.
9- Besinde arz güvenliğini sağlayacak, planlama ve çiftçiye dayanak önlemleri alınmalı. Sıhhat ve ilaç konusunda yeni kapasiteler inşa edilmeli. Sıhhat çalışanlarının yurt dışına gitmesine yol açan fiyat adaletsizliği, çalışma ve güvenlik kuralları süratle güzelleştirilmeli. Güç arz güvenliği, pak ve ucuz güce erişim sağlanmalı. İthal güçte tedarikçi çeşitlendirilmesine, yerli ve yenilenebilir güce öncelik verilmeli.
10- Adımların en kıymetlisi olarak, hukukun üstünlüğünü, yeterli yönetişim ve yargı bağımsızlığını sağlayacak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Programı” açıklanmalı ve uygulamaya konmalı.
Bakan Nebati ekonomistlere ne anlattı?
Veysi Dündar: NAYİP BUKELE, ERDOĞAN’DAN DA SÜRATLİ ÇIKTI
Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Açlık, sefalet, iflas üçgeni…’
Prof Günçavdı: Güya iktidarın uyguladığı ekonomik siyasette sorun olmadığı, bu tahribatların giderilmesiyle işlerin yoluna girebileceği izlenimi çıkıyor
En son Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir küme gazeteci ve iktisatçıyla gerçekleştirdiği kahvaltılı toplantıya katıldım. Siyasetçiler konusundaki müşahedelerim epeyce değişmedi. bir daha “iyi niyet” ziyadesiyle vardı. “Sabır” had safhadaydı. “Eleştiriye açıklık” konusunda ise, sanırım kimse Sayın Kılıçdaroğlu’nun eline su dökemez. Ekonomik gelişmelerden dolayı duyulan “endişe” konusunda da bir farklılığımızın olduğunu görmedim doğrusu.
Lakin kelam meselelerin ele alınış hali ve kavramlara yüklenilen manaya geldiğinde siyasetçilerle ortaya çıkan bariyerler bir türlü aşılamıyor. Daha uzun, kapsamlı ve her şeyden öte sistematik diyaloğa muhtaçlık duydukları görülüyor. Hele bir de okuyan, yazan kimseler değillerse… Örneğin “ekonomide bir refah modeline” gereksinim var denilince, o iktidarın uygulamalarının yol açtığı tahribatı gidermeye yönelik geliştirdikleri özgül ve bir o kadar da lokal projelerinden bahsediyor, sistemin geneline değinmeden…
Sistemin genelinden bağımsız, aşikâr küme ve kısımların meselelerini çözmek üzere geliştirilmiş projelerinden bahsediyor Sayın Kılıçdaroğlu daha hayli. bu biçimde yapılınca da, güya iktidarın uyguladığı ekonomik siyasette sorun olmadığı, bu tahribatların giderilmesiyle işlerin yoluna girebileceği izlenimi çıkıyor ister istemez.
Ülkeye ve iktisada yönelik özgün bir bakışın izlerine rastlanmıyor maalesef. Hâlâ XX. yüzyılın endüstriyel toplumunun telaffuzları üzerinden, XXI. yüzyıla girmiş bir ülkenin meselelerini çözebilmeye çalışıyorlar. (kaynak linki burada)
Sözcü Faik Öztrak: Enflasyonu düşürmek için buı reçeteyi vakit kaybetmeden uygulamalıyız
1- Merkez Bankası’nın başına liyakatli bir ismi atanmalı. Banka siyasetin müdahalesinden kurtarılmalı.
2- İktisatta “kral değil, kural” olmalı, Stratejik Planlama Teşkilatı süratle kurulmalı, bilgilerin saydamlığı ve doğruluğu sağlanmalı.
3- Kamu Özel İşbirliği Projelerinde dövizle belirlenen tarifeler ve gelir garantileri, acilen Türk Lirası’na çevrilmeli. Gerekirse hukuk çerçevesinde, kelam konusu projelerin işletme hakları kamuya devredilmeli. Dövizle borçlanmaya son verilmeli, mevduatlara kur garantisi kaldırılmalı.
4- Kamu bankalarının kaynaklarının yandaşlara ve rantprojelerine aktarılmasına derhal son verilmeli. Ziraat Bankası çiftçiye, Halk Bankası da esnafa avantajlı kredi sağlamalı.
5- Dünya standartlarında bir Kamu İhale Yasası çıkarılmalı. Hükümetin, iktisadın günlük işleyişine müdahale etmeyeceğinin teminatı verilmeli.
6- Bütçe disiplinini sağlayan mali çapalar bir daha güçlendirilmeli. TBMM’de Kesin Hesap Kurulu kurulmalı, Sayıştay kontrolü milletlerarası standartlara ve kaliteye çıkarılmalı.
7- Yüksek teknoloji içeren, Yeşil Mutabakata ahengi, dijital dönüşümü kolaylaştıracak, direkt sermaye yatırımlarına öncelik verilmeli.
8- Bütçede yaratılan imkânlar dar gelirli ve dezavantajlı bölümlerin derhal rahatlatılmasında kullanılmalı. Aile Takviyeleri Sigortası hayata geçirilmeli.
9- Besinde arz güvenliğini sağlayacak, planlama ve çiftçiye dayanak önlemleri alınmalı. Sıhhat ve ilaç konusunda yeni kapasiteler inşa edilmeli. Sıhhat çalışanlarının yurt dışına gitmesine yol açan fiyat adaletsizliği, çalışma ve güvenlik kuralları süratle güzelleştirilmeli. Güç arz güvenliği, pak ve ucuz güce erişim sağlanmalı. İthal güçte tedarikçi çeşitlendirilmesine, yerli ve yenilenebilir güce öncelik verilmeli.
10- Adımların en kıymetlisi olarak, hukukun üstünlüğünü, yeterli yönetişim ve yargı bağımsızlığını sağlayacak “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Programı” açıklanmalı ve uygulamaya konmalı.
Bakan Nebati ekonomistlere ne anlattı?
Veysi Dündar: NAYİP BUKELE, ERDOĞAN’DAN DA SÜRATLİ ÇIKTI
Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Açlık, sefalet, iflas üçgeni…’