Merkez Bankası 200 baz puan faiz indirdi. Pekala ne oldu? Öncelikle bunun ekonomik bir karar olmadığının, çünkü iktisadın gerçeklerinin zorlanarak ve akıl dışılığa taşınarak baskıyla bu biçimde bir karar verildiğinin herkes farkında.
Pekala faiz indirildi de ne oldu? Öncelikle Merkez Bankası, bundan daha sonraki süreç ismine kendisini fazlaca büyük bir zorluğun içine attı. esasen tartışmalı olan tutumlarının ve telaffuzlarının bundan daha sonraki dilimde etkisizleştiğine şahit olacağız.
Artık kimse Merkez Bankası’nın açıklamasını dikkate almayacak. Zira bu açıklamaların ve alınan kararların siyasi bir tercih olduğu kanaati katılaştı. Bunun krizden çıkış etabında Türkiye’nin kıymetli bir sorunu olacağını bugünden söyleyebilirim.
Merkez Bankası, bu sonucuyla kamuoyu nezdinde TÜİK pozisyonuna düştü. Yani fazlaca değerli bir kurum, ancak telaffuzları ve açıklamaları gerçekleri lisana getirmeyen bir yapı. Bu atılımla aslına bakarsan rezervinde eksi bakiye olan bir kurumun telaffuz silahını da elinden düşürdüğünü söylemek, benzetme açısından yanılgı olmayacaktır.
Faizler yüzde 16’ya çekildi de iktisat rahatlayacak mı? Bunun dünyadaki enflasyonist tesir ve faiz arttırma eğilimi dikkate alındığında, üzerine mevduat yoksulu ülkemizin daha da fakirleşeceği konulduğunda, dış kaynak muhtaçlığının artacağı, bunun da parayı maliyetli kullanma kararınu doğuracağı açık.
Çünkü CDS puanının daha yüksek düzeylere çıkması olası. Bugünkü haliyle bile fazlaca değerli para kullanıyoruz. Artık gerçek kesim, Mekez Bankası yüzde 16 faiz açıklarken, yüzde 30’lar ortalamayla kredi taleplerine karşılık bulacak. Yani çelişki o ki, siz faizi düşürürken, gerçek bölümün para kullanma maliyetini arttırmayı başardınız.
Diyelim ki kamu bankaları devreye girdi. bu biçimde da ekonomik gerçeklere zıt bu tutumla büyük nazaranv ziyanlarının ortaya çıkacağı ve günün sonunda bütçe üzerinden vatandaşa artırım, vergi üzere zorluklar yaşatacağı açık.
Faiz oranlarında, siyaset faizi ile piyasa faizi içindeki makasın açılması, muhtemelen gerçek iktisat üzerinde finans düşüncelerini birlikteinde getirirken, yıl sonuna yaklaşırken sendikasyona çıkacak bankaları da güç durumda bırakacak.
Bu atılım doların TL üstündeki baskıyı arttırıp, kıymetleneceği kararınu da getirecektir ki, bu da hem dolar bazında borçlanan finans kuruluşlarının daha kıymetli para satmasına niye olacaktır. Yetmedi; yükselen kur girdi maliyetlerinde artış yaracaktır; enflasyonu da üst hakikat atacaktır.
Gerek dünyadaki gelişmeler, gerekse bu etkenler, faiz sonucunın açıklamasındaki metinde yüzde 5 enflasyon gayesinden bahsediliyor olmasını da dikkate alırsanız, gerçeklerle büsbütün ilginin kesildiğini de nazaranbilirsiniz.
bu biçimdesi bir biçimde de gerçek bölümün kur avantajı diye sunulan başlığı çöp olmaya adaydır. Büyüme ile ilgili aslına bakarsanız sorun yaşayan dünyada, zorlaşan piyasa şartlarında, ihracatçının bu üretim ve finansman maliyetiyle rekabetçi olması olanaksız.
Günün sonunda ne olacak? Dolar yükseleceği için enflasyona da olumsuz yansıma yapacak. Enflasyon yükselince ortadaki fark tahammül edilemez noktaya gelip, doların ekonomiyi hırpalamasını azaltmak ismine, ubgün düşürülenen 3- 4 katı fazla faiz arttırmak zorunda kalacağız.
Hepsi bir yana sanıldığı üzere faizi düşürerek enflasyonun düşürülemeyeceği de fazlaca kıymetli bir halde ispatlanmış olacak. Pekala günün sonunda elimizde yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek bedelde dolar kuru olacaksa; biz bunu niçin yaptık? İşte kimsenin cevabını bulamadığı soru bu.
[email protected]
MB faizi 200 baz puan indirdi & Dolar/TL 9,46 oldu! | Güldem Atabay
TCMB faiz indirimine tenkit yağıyor
Dolarda 10 liranın fitili ateşlendi & Ne olacaksa 2021’de olacak | Murat Kubilay & Kerim Rota
Pekala faiz indirildi de ne oldu? Öncelikle Merkez Bankası, bundan daha sonraki süreç ismine kendisini fazlaca büyük bir zorluğun içine attı. esasen tartışmalı olan tutumlarının ve telaffuzlarının bundan daha sonraki dilimde etkisizleştiğine şahit olacağız.
Artık kimse Merkez Bankası’nın açıklamasını dikkate almayacak. Zira bu açıklamaların ve alınan kararların siyasi bir tercih olduğu kanaati katılaştı. Bunun krizden çıkış etabında Türkiye’nin kıymetli bir sorunu olacağını bugünden söyleyebilirim.
Merkez Bankası, bu sonucuyla kamuoyu nezdinde TÜİK pozisyonuna düştü. Yani fazlaca değerli bir kurum, ancak telaffuzları ve açıklamaları gerçekleri lisana getirmeyen bir yapı. Bu atılımla aslına bakarsan rezervinde eksi bakiye olan bir kurumun telaffuz silahını da elinden düşürdüğünü söylemek, benzetme açısından yanılgı olmayacaktır.
Faizler yüzde 16’ya çekildi de iktisat rahatlayacak mı? Bunun dünyadaki enflasyonist tesir ve faiz arttırma eğilimi dikkate alındığında, üzerine mevduat yoksulu ülkemizin daha da fakirleşeceği konulduğunda, dış kaynak muhtaçlığının artacağı, bunun da parayı maliyetli kullanma kararınu doğuracağı açık.
Çünkü CDS puanının daha yüksek düzeylere çıkması olası. Bugünkü haliyle bile fazlaca değerli para kullanıyoruz. Artık gerçek kesim, Mekez Bankası yüzde 16 faiz açıklarken, yüzde 30’lar ortalamayla kredi taleplerine karşılık bulacak. Yani çelişki o ki, siz faizi düşürürken, gerçek bölümün para kullanma maliyetini arttırmayı başardınız.
Diyelim ki kamu bankaları devreye girdi. bu biçimde da ekonomik gerçeklere zıt bu tutumla büyük nazaranv ziyanlarının ortaya çıkacağı ve günün sonunda bütçe üzerinden vatandaşa artırım, vergi üzere zorluklar yaşatacağı açık.
Faiz oranlarında, siyaset faizi ile piyasa faizi içindeki makasın açılması, muhtemelen gerçek iktisat üzerinde finans düşüncelerini birlikteinde getirirken, yıl sonuna yaklaşırken sendikasyona çıkacak bankaları da güç durumda bırakacak.
Bu atılım doların TL üstündeki baskıyı arttırıp, kıymetleneceği kararınu da getirecektir ki, bu da hem dolar bazında borçlanan finans kuruluşlarının daha kıymetli para satmasına niye olacaktır. Yetmedi; yükselen kur girdi maliyetlerinde artış yaracaktır; enflasyonu da üst hakikat atacaktır.
Gerek dünyadaki gelişmeler, gerekse bu etkenler, faiz sonucunın açıklamasındaki metinde yüzde 5 enflasyon gayesinden bahsediliyor olmasını da dikkate alırsanız, gerçeklerle büsbütün ilginin kesildiğini de nazaranbilirsiniz.
bu biçimdesi bir biçimde de gerçek bölümün kur avantajı diye sunulan başlığı çöp olmaya adaydır. Büyüme ile ilgili aslına bakarsanız sorun yaşayan dünyada, zorlaşan piyasa şartlarında, ihracatçının bu üretim ve finansman maliyetiyle rekabetçi olması olanaksız.
Günün sonunda ne olacak? Dolar yükseleceği için enflasyona da olumsuz yansıma yapacak. Enflasyon yükselince ortadaki fark tahammül edilemez noktaya gelip, doların ekonomiyi hırpalamasını azaltmak ismine, ubgün düşürülenen 3- 4 katı fazla faiz arttırmak zorunda kalacağız.
Hepsi bir yana sanıldığı üzere faizi düşürerek enflasyonun düşürülemeyeceği de fazlaca kıymetli bir halde ispatlanmış olacak. Pekala günün sonunda elimizde yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek bedelde dolar kuru olacaksa; biz bunu niçin yaptık? İşte kimsenin cevabını bulamadığı soru bu.
[email protected]
MB faizi 200 baz puan indirdi & Dolar/TL 9,46 oldu! | Güldem Atabay
TCMB faiz indirimine tenkit yağıyor
Dolarda 10 liranın fitili ateşlendi & Ne olacaksa 2021’de olacak | Murat Kubilay & Kerim Rota