Hiç düşündünüz mü, boks sporunda niçin sıklet vardır? Zira bir karşılaşmanın eşit kurallarda yapılabilmesi, güç istikrarının sağlanabilmesi için elzemdir. Aksi takdirde sorun spor olmaktan çıkar.
Dünya boks sporunun en efsane isimlerinden biri kim diye sorsam, elbet dünyadaki biroldukca kimse Muhammed Ali’nin ismini verir. Pekala kendi kendinize sorun, bu efsane ile ringe çıkıp maç yapmak ister misiniz?
Herkes başına ne geleceğini az hayli varsayım eder. İşte bu örnek yalnızca spor karşılaşmaları için geçerli değildir. Sizin bir mevzuda rekabetçi olabilmeniz için, tıpkı şartları sağlamanız ve daha sonrasında yanlışsız bir çalışma, emek, yetenek üçgenini bilimle bağdaştırmanız gerekir.
Çin’de Kovid hadiseleri görüldüğünden beri lisana pelesenk olan bir telaffuz geliştirildi. Dünya tedarik zincirinde Çin’e bağımlı olmaktan vazgeçti ve farklı metotlar arıyor. Türkiye bu mevzuda yeni tedarikçi olabilir.
Hatta iş dünyasının yetkili noktalarında muhtaçlığımız olanın kapasite yatırımları olduğu dahi lisana getirilir oldu. Türk gerçek bölümü elbette fazlaca dinamik ve yanlışsız kurgulanırsa dünyada fazlaca kıymetli bir yere gelebilir. Bunu tartışmam bile.
Ama siz yanlışsız bir yola yanlış örnekle çıkmaya kalkarsanız, günün sonunda elinizde gerçek kesim kalmaz. Türkiye’nin bir an evvel bu yaklaşımdan vazgeçmesi gerekiyor. Vakit zaman yazdım tekrar altını çizeyim.
Tedarik zincirindeki meseleleri gerçek kıymetlendirerek, eksik kapasiteyi tamamlamaya çalışmak ve daha hayli iş alabilmek öbür bir şey, Çin’den kaçan havucu yakalamaya çalışmak için, gereksiz yatırım yapmak öteki bir mevzu.
Yalnızca bir örnek vereyim. Çok inandığım bir başlık. Yazılım… Ülkemizin bu mevzuda hem insan kaynağı, tıpkı vakitte yaratıcılık manasında epey büyük bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum.
Hakikat kurgulanır ve firmaların ayakta kalması sağlanırsa, insan kaynağımızın ülkenin yazgısını değiştirecek bir yetenekte olduğuna da inanıyorum. Lakin siz bugün kur / maaş dengesizliği niçiniyle elindeki çalışanı yurtdışına kaçıran bir bölümün problemlerini görmezden gelir ve yalnızca iş yapmasını isterseniz ortada yerli bir yazılım dalı kalmaz.
Çin’in 2022 yılındaki yazılım ve bilgi teknolojisi geliri ne biliyor musunuz? Çin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bilgilerine bakılırsa 2,77 trilyon yuan. Yani yaklaşık 415 milyar dolar.
Bu neredeyse Türkiye’nin büyüklüğünün yüzde 60’ı demek. Pekala bu sayı bize ne anlatıyor? Yalnızca yazılım değil, her dal için geçerli. Çin’den kayacak fırsatın peşine düşmek yerine, bir an evvel elimizdeki bedelin gücünü artırmak lazım.
Aksi takdirde bir daha hayalperestlik ortasında, hayalleri olmayan ve gerçek bölümünü gereksiz yatırımlarla çatlatıp, yok eden bir yapı ortaya çıkarırsınız.
Gelin şu envanterlerimizi yapalım, buna nazaran de bir strateji belirleyelim ve Türkiye’nin nasıl dönüştüğünü bakılırsalim. Artık şu piyango bekleyen ve çalışmadan yalnızca buna güvendiği için her seferinde hayal kırıklığına uğrayan durumumuzdan kurtulalım. Aksi takdirde sonu beğenilen değil.
olağan olarak bir de bu sayının anlattığı ikinci bir gerçek var. Paranın hakikat kullanılmazsa nasıl bir ekonomiyi zehirleyeceği… 2 binli yılların başında kendi ölçeklerimizde Çin de biz de güzel para çektik. İkimiz de gelişmekte olan ülkeydik.
Dünyadaki parayı finansman yapıp dal yaratan 4 ayda 2,7 trilyon yuanlık yazılım gelirini konuşuyor, biz de parayı borç yapıp 1 trilyon 86 milyar TL’lik tüketici borcunu. Sizce bu fotoğraf her şeyi anlatmıyor mu?
[email protected]
FÖŞ yazdı: Dünya dört nala distopyaya koşuyor
TCMB Anketi: Yıl sonu TÜFE beklentisi Mayıs’ta yüzde 58
İtimat endeksi hizmet ve perakende ticaret kesimlerinde yükselirken inşaat bölümünde düştü