Akupunktur ; 5000 yıllık mucize Tarih boyunca dünyanın farklı yerlerinde farklı tıbbî sistemler ortaya atılmıştır. Bugün çağdaş Batı tıbbı, büyük oranda dünyanın her yerinde aktif olan sistem olarak gözükse de, Bilim otoriteleri, tedavi için farklı alternatiflerin olabileceğinden kelam etmektedir. Çok eski kökene sahip, Klâsik Çin Tıbbı ve gibisi kompleks tıbbi sistemlerin yanı sıra, kabilelerde rastlanan daha sıradan tıbbi sistemler de bugün varlığını, Batı tıbbı ile bir arada, sürdürmektedir. (Wikipedia)
Klasik Çin Tıbbının ana ögelerinden biri olan Akupunktur , 5000 yıllık bir geçmişe dayanan bir tedavi etme sanatıdır. Kapalı Çin toplumunun ortasında Uygur Türkleri’nin bulduğu ve daha sonrasında gelişmesinde içlerinde İbni Sina’nın da bulunduğu biroldukca bilim beşerinin emeği olan sıhhat bilimidir. Aku :İğne, Punktur: Delmek manasına gelir ki bu da Akupunkturun tedavi prosedürünün bedenin aşikâr noktalarına uygulanan, iğnelerle gerçekleştiğinin tabiridir.
Bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan ve kabul edilen Tıp Bilimi, “Batı Tıbbı” olarak bilinir ; Kendine ilişkin usullerle kişinin rahatsızlıklarını dinler, müşahede yapar, kendine has muayene yordamları ile muayene eder, süratle gelişen teknolojinin imkanlarını kullanarak testler yapar, teşhis koyar ve düşündüğü hastalık ile ilgili kabul edilmiş tedaviyi uygular.
Bu süreç “Doğu Tıbbı” olarak isimlendirilen ve ana temelini Akupunkturun oluşturduğu başka bilim için de geçerlidir. Tıpkı süreci Akupunktur tedavisinde de görmekteyiz.
Pekala bu iki farklı Tıp biliminin birbirinden farkları nelerdir?
Günümüzde en büyük farkın uzmanlaşma olduğunu söylemeliyim. Şöyle ki; Batı Tıbbında, insan değerlendirilirken beşerler yaşlarına, Cinsiyetlerine ve beden bölgelerine bakılırsa kesimlere ayrılmıştır, Çabucak hergün de yeni uzmanlıklar, yeni “bölünmeler” devam etmektedir. Yakın bir periyotta sağ göz uzmanlığı ve sol göz uzmanlığına kadar gidecek bir bölünme yolundayız. halbuki Akupunktur kısımlara ayrılmaz. İnsanı ruhuyla, vücudu ile, tüm organ ve sistemleri ile bir bütün olarak görür. Tüm bu sistemlerin İSTİKRAR ortasında uyumlu bir biçimde çalışmasını sağlamaya çalışır. Bu noktada tespit ettiği uyumsuzlukları ve dengesizlikleri düzeltme gayesini güder.
DOĞU TIBBI : Tıp Sanattır – Binlerce yılın müşahedelerine dayanır – Tıp Bütüncüldür – Dairesel Mantıklıdır Enerjetiktir HİÇBİR YAN TESİRİ YOKTUR.
BATI TIBBI : Tıp Teknolojidir İstatiksel çalışmalar, metodlar kullanır – Hadiseye dayalıdır – Sistem ve organlara ayrılmıştır Çizgisel Mantıklıdır Mekanik tir. Her İlacın Kesinlikle bedene ziyanlı bir yan tesiri vardır. Bu tabloya onlarca daha farklı özellikler eklenebilir.
Akupunturun İdeolojisi
Yumurta ile sperm ana rahminde biraraya geldiklerinde bir gözyaşı misali bir damla sıvıyı andırır. Bu sıvının ortasında neler vardır sizce?
Bacaklarımız, kollarımız, ağzımız, gözümüz, hormonlarımız, ruhumuz, temel psikolojimiz… Evet hepsi bu sıvının ortasında olgunlaşmaya başlar, hücrelere, organlara ve sistemlere dönüşürler ve bir bebek olarak dünyaya geliriz, Hepsi birbiri ortasında karışık olarak yani bir bütün olarak duran tüm yapılarımız ayrışarak bildiğimiz metotlarını alırlar. Öyleyse ayağınıza batırılan bir iğnenin niye baş ağrınıza güzel geldiğine şaşırmamamız gerekir.
Akupunktur Tesir Sistemi; Bedenimiz ağlarla örülmüştür.
Damar ağı, Lenf ağı, Hudut ağı , bunlar bildiğimiz ağlardır, yeni öğrendiğimiz ve artık batı tıbbının da kabul ettiği öbür bir ağ ise Güç Ağımızdır. Nasıl öteki ağlar birbirine karışmadan bulunuyorsa Güç ağımız da başka ağlardan farklı bir ağ olup öbürleri ile karışmazlar. İşte Akupunktur bu güç ağımız üzerinde yaptığı ihtarlar ile tedavilerini oluşturmaktadır. Bedenimizde 14 adet farklı güç ağı bulunmaktadır. Bu kanallarda akan güce Çince “Qi” deniyor. Ve bu güç yardımıyla tüm istikrarımızı koruyor, tabiatta varlığımızı sürdürebiliyoruz. Doğuştan aldığımız bu güç hayat uzunluğu sabit kalıyor, bu enerjiyi kaybettiğimizde ise vefat ile tanışıyoruz.
Tüm canlılarda durum tıpkı, bu niçinle akupunktur yalnızca insanlara değil tüm hayvanlara da uygulanıyor. Hangi sistemimizde hastalık olursa olsun bunun niçini ilgili güç kanallarında oluşan darlık, tıkanıklık, yahut aşırılık olarak gösteriliyor. Akupunkturun 5000 yıldır yaptığı tedavi bu güç kanallarını istikrara getirmek, ve hayat nizamını sağlamak. Burada bedene yaptığı ihtarlar ile bedenin kendi kendini tedavi etmesini de sağlıyor.
Akupunktur şunu tez ediyor; “Ağrı için ağrı kesici kesin bir tahlil olamaz. Ağrıyı ortaya çıkaran ana niçini ortadan kaldırmadığınız sürece ağrı tekrar oluşacaktır.”
Batı tıbbının en üst seviye tertibi, tüm teşhisleri , tedavileri ve formları oluşturan, kabul eden ve kullanılmasına müsaade veren sıhhat örgütü. WHO ( Dünya Sıhhat Örgütü)’dür. 1979 yılında Akupunkturu bilimsel bir tedavi metodu olarak kabul etmiş ve birinci kere Akupunktur Kongresi düzenlemiştir. Şu anda 150 den çok hastalık için Akupunktur tedavisini önermektedir.
Akupunktur Tedavisinin başarılı olduğu hastalıklar ortasında biroldukca beden sistemini ilgilendiren hastalıklar mevcuttur ; Birden fazla kişinin aklına birinci gelen Obesite (aşırı kilolu olma)’nın tedavisinden öteki, Her türlü beden ağrıları , Migren ve gibisi tanılardaki baş ağrıları, Eklem ağrıları, Önemli kas ağrıları, Bel Boyun Fıtıkları, Ruhsal rahatsızlıklar, Kanser Hastalıklarının makul periyotları, Batı tıbbının tahlilsiz kaldığı birtakım göz hastalıkları, Hormon bozuklukları, Birtakım kalp hastalıkları, Bayan hastalıkları, ve bunun üzere birfazlaca tedavisi güç hastalıklar.Alerjiler , Genetik Hastalıklar ve Kesin Ameliyat gerektiren tedaviler haricindeki tüm hastalıklar için Akupunktur tedavisinden yararlanılabilinir.
Bunların ortasında beni en heyecanlandıranlardan biri de Kısırlık ve Tüp Bebek tedavisi nazarannlerde çocuk oluşmasının oranını önemli oranda arttırmasıdır. Tüm bu hastalıklar için Çağdaş Batı Tıbbının kurallarına uygun sayısız çalışma yapılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bilimsel çalışmalar büyük bir süratle artmaya da devam etmektedir.
Bugün, Fransa, Avusturya, Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nde birden fazla sigortalar Akupunktur tedavisi ödeme kapsamlarına almışlardır. Avrupa’da 100.000 in üzerinde Akupunkturist, 250 den çok Akupunktur eğitimi veren kurum bulunmaktadır.
Son Kelam; Doğu ve Batı Tıbbının bir uzman Tabibi olarak her rahatsızlığın Dünya Sıhhat Örgütü’nün öngördüğü biçimde tedavi edilmesi, bilimin yolundan ayrılınmaması gereğini hatırlatmak isterim.
5000 yıllık bir geçmişe ,geleneğe ve ideolojiye sahip olan bir bilim kolu için sayfalar dolusu yazılsa da anlatılmaya çalışılsa da kâfi gelmeyecektir.
Cevaplayabileceğimiz sorular olursa hizmetinizdeyim.
Uzman Dr Ahmet Volkan ARPACI
Klasik Çin Tıbbının ana ögelerinden biri olan Akupunktur , 5000 yıllık bir geçmişe dayanan bir tedavi etme sanatıdır. Kapalı Çin toplumunun ortasında Uygur Türkleri’nin bulduğu ve daha sonrasında gelişmesinde içlerinde İbni Sina’nın da bulunduğu biroldukca bilim beşerinin emeği olan sıhhat bilimidir. Aku :İğne, Punktur: Delmek manasına gelir ki bu da Akupunkturun tedavi prosedürünün bedenin aşikâr noktalarına uygulanan, iğnelerle gerçekleştiğinin tabiridir.
Bugün tüm dünyada yaygın olarak kullanılan ve kabul edilen Tıp Bilimi, “Batı Tıbbı” olarak bilinir ; Kendine ilişkin usullerle kişinin rahatsızlıklarını dinler, müşahede yapar, kendine has muayene yordamları ile muayene eder, süratle gelişen teknolojinin imkanlarını kullanarak testler yapar, teşhis koyar ve düşündüğü hastalık ile ilgili kabul edilmiş tedaviyi uygular.
Bu süreç “Doğu Tıbbı” olarak isimlendirilen ve ana temelini Akupunkturun oluşturduğu başka bilim için de geçerlidir. Tıpkı süreci Akupunktur tedavisinde de görmekteyiz.
Pekala bu iki farklı Tıp biliminin birbirinden farkları nelerdir?
Günümüzde en büyük farkın uzmanlaşma olduğunu söylemeliyim. Şöyle ki; Batı Tıbbında, insan değerlendirilirken beşerler yaşlarına, Cinsiyetlerine ve beden bölgelerine bakılırsa kesimlere ayrılmıştır, Çabucak hergün de yeni uzmanlıklar, yeni “bölünmeler” devam etmektedir. Yakın bir periyotta sağ göz uzmanlığı ve sol göz uzmanlığına kadar gidecek bir bölünme yolundayız. halbuki Akupunktur kısımlara ayrılmaz. İnsanı ruhuyla, vücudu ile, tüm organ ve sistemleri ile bir bütün olarak görür. Tüm bu sistemlerin İSTİKRAR ortasında uyumlu bir biçimde çalışmasını sağlamaya çalışır. Bu noktada tespit ettiği uyumsuzlukları ve dengesizlikleri düzeltme gayesini güder.
DOĞU TIBBI : Tıp Sanattır – Binlerce yılın müşahedelerine dayanır – Tıp Bütüncüldür – Dairesel Mantıklıdır Enerjetiktir HİÇBİR YAN TESİRİ YOKTUR.
BATI TIBBI : Tıp Teknolojidir İstatiksel çalışmalar, metodlar kullanır – Hadiseye dayalıdır – Sistem ve organlara ayrılmıştır Çizgisel Mantıklıdır Mekanik tir. Her İlacın Kesinlikle bedene ziyanlı bir yan tesiri vardır. Bu tabloya onlarca daha farklı özellikler eklenebilir.
Akupunturun İdeolojisi
Yumurta ile sperm ana rahminde biraraya geldiklerinde bir gözyaşı misali bir damla sıvıyı andırır. Bu sıvının ortasında neler vardır sizce?
Bacaklarımız, kollarımız, ağzımız, gözümüz, hormonlarımız, ruhumuz, temel psikolojimiz… Evet hepsi bu sıvının ortasında olgunlaşmaya başlar, hücrelere, organlara ve sistemlere dönüşürler ve bir bebek olarak dünyaya geliriz, Hepsi birbiri ortasında karışık olarak yani bir bütün olarak duran tüm yapılarımız ayrışarak bildiğimiz metotlarını alırlar. Öyleyse ayağınıza batırılan bir iğnenin niye baş ağrınıza güzel geldiğine şaşırmamamız gerekir.
Akupunktur Tesir Sistemi; Bedenimiz ağlarla örülmüştür.
Damar ağı, Lenf ağı, Hudut ağı , bunlar bildiğimiz ağlardır, yeni öğrendiğimiz ve artık batı tıbbının da kabul ettiği öbür bir ağ ise Güç Ağımızdır. Nasıl öteki ağlar birbirine karışmadan bulunuyorsa Güç ağımız da başka ağlardan farklı bir ağ olup öbürleri ile karışmazlar. İşte Akupunktur bu güç ağımız üzerinde yaptığı ihtarlar ile tedavilerini oluşturmaktadır. Bedenimizde 14 adet farklı güç ağı bulunmaktadır. Bu kanallarda akan güce Çince “Qi” deniyor. Ve bu güç yardımıyla tüm istikrarımızı koruyor, tabiatta varlığımızı sürdürebiliyoruz. Doğuştan aldığımız bu güç hayat uzunluğu sabit kalıyor, bu enerjiyi kaybettiğimizde ise vefat ile tanışıyoruz.
Tüm canlılarda durum tıpkı, bu niçinle akupunktur yalnızca insanlara değil tüm hayvanlara da uygulanıyor. Hangi sistemimizde hastalık olursa olsun bunun niçini ilgili güç kanallarında oluşan darlık, tıkanıklık, yahut aşırılık olarak gösteriliyor. Akupunkturun 5000 yıldır yaptığı tedavi bu güç kanallarını istikrara getirmek, ve hayat nizamını sağlamak. Burada bedene yaptığı ihtarlar ile bedenin kendi kendini tedavi etmesini de sağlıyor.
Akupunktur şunu tez ediyor; “Ağrı için ağrı kesici kesin bir tahlil olamaz. Ağrıyı ortaya çıkaran ana niçini ortadan kaldırmadığınız sürece ağrı tekrar oluşacaktır.”
Batı tıbbının en üst seviye tertibi, tüm teşhisleri , tedavileri ve formları oluşturan, kabul eden ve kullanılmasına müsaade veren sıhhat örgütü. WHO ( Dünya Sıhhat Örgütü)’dür. 1979 yılında Akupunkturu bilimsel bir tedavi metodu olarak kabul etmiş ve birinci kere Akupunktur Kongresi düzenlemiştir. Şu anda 150 den çok hastalık için Akupunktur tedavisini önermektedir.
Akupunktur Tedavisinin başarılı olduğu hastalıklar ortasında biroldukca beden sistemini ilgilendiren hastalıklar mevcuttur ; Birden fazla kişinin aklına birinci gelen Obesite (aşırı kilolu olma)’nın tedavisinden öteki, Her türlü beden ağrıları , Migren ve gibisi tanılardaki baş ağrıları, Eklem ağrıları, Önemli kas ağrıları, Bel Boyun Fıtıkları, Ruhsal rahatsızlıklar, Kanser Hastalıklarının makul periyotları, Batı tıbbının tahlilsiz kaldığı birtakım göz hastalıkları, Hormon bozuklukları, Birtakım kalp hastalıkları, Bayan hastalıkları, ve bunun üzere birfazlaca tedavisi güç hastalıklar.Alerjiler , Genetik Hastalıklar ve Kesin Ameliyat gerektiren tedaviler haricindeki tüm hastalıklar için Akupunktur tedavisinden yararlanılabilinir.
Bunların ortasında beni en heyecanlandıranlardan biri de Kısırlık ve Tüp Bebek tedavisi nazarannlerde çocuk oluşmasının oranını önemli oranda arttırmasıdır. Tüm bu hastalıklar için Çağdaş Batı Tıbbının kurallarına uygun sayısız çalışma yapılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Bilimsel çalışmalar büyük bir süratle artmaya da devam etmektedir.
Bugün, Fransa, Avusturya, Almanya, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri’nde birden fazla sigortalar Akupunktur tedavisi ödeme kapsamlarına almışlardır. Avrupa’da 100.000 in üzerinde Akupunkturist, 250 den çok Akupunktur eğitimi veren kurum bulunmaktadır.
Son Kelam; Doğu ve Batı Tıbbının bir uzman Tabibi olarak her rahatsızlığın Dünya Sıhhat Örgütü’nün öngördüğü biçimde tedavi edilmesi, bilimin yolundan ayrılınmaması gereğini hatırlatmak isterim.
5000 yıllık bir geçmişe ,geleneğe ve ideolojiye sahip olan bir bilim kolu için sayfalar dolusu yazılsa da anlatılmaya çalışılsa da kâfi gelmeyecektir.
Cevaplayabileceğimiz sorular olursa hizmetinizdeyim.
Uzman Dr Ahmet Volkan ARPACI