CatWalk
New member
İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 2021 yılı Öğretmen Atama Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ataması gerçekleştirilecek 20 bin öğretmeni tebrik edip, misyon yerlerinde muvaffakiyetler diledi. Erdoğan, atanacaklarla öğretmen sayısının 1 milyon 137 bini bulacağını anlattı. 2002’de yaklaşık 500 bin olan öğretmen sayısının 1 milyon 200 binlere yaklaştığını lisana getiren Erdoğan, “Şu anda okullarımızda bakılırsav yapan öğretmenlerimizin 700 binini bizim nazaranvimizde atayarak öğretmen muhtaçlığımızı süratle kapattık. Bunun yanında inşa ettiğimiz okullar ve dersliklerle okullarımızın, sınıflarımızın öğrenci mevcutlarını yeterlice azalttık. Geçmişte ortalama 30 civarındaki sayısıyla OECD ülkelerinin epeyce üstünde olan ortalama sınıf mevcutlarımız 22 ile OECD civarındadır” diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye’de ortalama sınıf mevcutlarının İngiltere, Avustralya ve Fransa üzere ülkelerdeki ilkokullardan daha düşük, Almanya ve ABD ile yaklaşık birebir düzeyde olduğunu belirterek, şöyleki devam etti:
“Benzer biçimde öğretmen başına düşen öğrenci sayılarında da yaptığımız atamalarla ilkokullarda öğretmen başına 15, orta okullarda ve liselerde 13 öğrenci düşen OECD ortalamalarını yakaladık, hatta geçtik. Bugün ülkemizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokullarda 17, orta okullarda 16, liselerde 12 civarındadır. Hükümete gelirken milletimize ülkemizi eğitim, sıhhat, adalet ve güvenlik temelleri üzerinde yükseltme kelamı vermiştik. Bir öbür tabirle eğitimi evvelarimizin en başına almıştık. Çağın gerektirdiği her türlü bilgi ve hünerle donatılmış ve yetişmiş insan gücümüzü ekonomimizin, toplumumuzun ve demokrasimizin lokomotifi olarak görüyoruz. Eğitime ayırdığımız bütçeyi tüm kurumlarımız içinde birinci sıraya çıkartarak bu anlayışı bilfiil hayata geçirdik. Bu sürecin asli ögesi olan öğretmenlerimizin özlük haklarında büyük iyileştirmeler yaptık. Hakikaten Avrupa’da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en epeyce uygunlaştıran ülke Türkiye’dir. Avrupa Birliğinin bu mevzudaki raporuna nazaran Avrupa’da öğretmenler için mecburî ders saati en düşük ülke bir daha Türkiye’dir. OECD bilgilerine göre Avrupa’da öğretmenlerin yaklaşık yarısı işlerinde gerilim yaşadıklarını belirtirken Türkiye’de bu oran yüzde 20’ler civarındadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki öğretmenlerin tüm Avrupa ülkeleri içerisinde en az gerilim yaşayan öğretmenler içinde yer aldığını söz ederek, okullardaki fiziki ve teknolojik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Merasimde konuşan Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer de öğretmenler adaylarına seslenerek, “El ele vererek eğitim sistemimizi dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden biri haline getireceğiz. Biz, sizler için gerekli tüm kaynak ve takviyeleri sağlamaya devam edeceğiz. Sizlerin de şartlar ne olursa olsun her bir çocuğumuzun kaliteli eğitim alması için elinizden geleni yapacağınızdan hiç kuşkum bulunmamaktadır” dedi.
Özer 2021 yılı Öğretmen Atama Töreni’nde, büyük bir eğitim ailesine sahip olduklarına işaret ederek, her yıl yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuğun ilkokula adım attığını, yalnızca ilkokullardaki toplam öğrenci sayısının 5 milyon olduğunu lisana getirdi.
Eğitim sisteminin büyüklüğünü anlamak için sıradan bir kıyasın bile kâfi olduğuna dikkati çeken Özer, Türkiye’de ilkokulda bulunan öğrenci sayısının Hollanda, İsrail, İsveç, Belçika, Yunanistan ve Portekiz’deki toplam ilkokul öğrenci sayılarından hayli daha fazla olduğunu tabir etti.
Bu kıyaslamayı yapmasının niçininin, Türkiye’nin genç nüfus avantajına yani eşsiz insan kaynağı sermayesine vurgu yapmak olduğunu aktaran Özer, ülkenin bu muazzam avantajını toplumsal yarara dönüştürebilmek için eğitimcilere kıymetli sorumluluklar düştüğünün altını çizdi.
Bakan Özer, büyük Türkiye olarak büyük amaçları bulunduğuna işaret ederek, “2023 maksatları çerçevesinde dünyadaki birinci 10 iktisattan biri olma maksadımız bulunuyor. Ülkemizin milletlerarası rekabet gücünü artırabilmek için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız. Ülkemizin toplumsal muhtaçlıklarını karşılamak için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız. Ülkemizde yaşayan, tek tek her bir bireyin refahını artırmak için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız” dedi. Bu husustaki en büyük talihlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzere eğitime ve bilhassa nitelikli eğitime her vakit en büyük dayanağı sağlayan bir başkanla çalışmaları olduğunu söyleyen Özer, Erdoğan’ın bugün merasimi teşrif etmesinin de eğitime verdiği kıymetin bir göstergesi olduğunu tabir etti.
ŞU AN VAZİFE YAPAN ÖĞRETMENLERİMİZİN 700 BİNİ SON 19 YILDA ATANDI
Bakan Mahmut Özer, öğretmenliğin tüm kadim medeniyetlerde daima en saygın meslekler içinde yer aldığını belirterek, “İslam medeniyetinde öğretmenler yani alimler peygamberlerin varisleridir. Osmanlı ve Anadolu topraklarında ilim erbabı daima el üstünde tutulmuştur. Osmanlı şehzadeleri muallimlere emanet edilmiştir. Öğretmenlere hürmet ve taltif emeliyle ‘alim’, ‘muallim’, ‘hoca’ ve ‘üstat’ üzere tabirler kullanılmaktadır. Osmanlı medreselerinde ders veren müderrislere, her vakit en prestijli meslek kümesi olarak kıymet verilmiştir. Öğretmenlerine de hürmette kusur etmeyen medeniyetler daima yükselmiştir” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de de bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öğretmenliğe fazlaca büyük takviyeler sağladığını ve öğretmenlerin çalışma şartlarını daima güzelleştirdiğini yakinen bildiklerini anlatan Özer, “2002 yılında ülkemizde 500 bin civarında olan öğretmen sayısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle dayanaklarıyla 1 milyonu aşmış olup, şu an nazaranv yapan öğretmenlerimizin 700 bini son 19 yılda atanmış öğretmenlerden oluşmaktadır. Bu dayanaklarından dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın takviyeleriyle bu şartları epeyce daha âlâ noktalara taşıyacağız” diye konuştu.
EĞİTİMİ YALNIZCA AKADEMİK BİR SIKINTI OLARAK GÖRMÜYORUZ
“Bugün ilkokula başlayan bir çocuğumuzun kelam gelimi 16 yıl daha sonra bir üniversite mezunu olarak gerçek dünyaya atıldığında onu nasıl bir dünyanın beklediğini bilemeyiz.” diyen Özer, konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Ancak şunu biliyoruz; bu çocuğumuzun okuduğunu epey uygun anlaması, kelamlı ve yazılı bağlantı kurabilmesi, hesap yapabilmesi, bilgileri yorumlayabilmesi ve eleştirel düşünebilmesi gerekmekte. Bu temel maharetler 100 yıl evvel de kıymetliydi muhtemelen 100 yıl daha sonra da tıpkı kıymetini koruyacaktır. Biz eğitimi yalnızca akademik bir problem olarak görmüyoruz. Eğitim akademik maharetleri elbette geliştirmelidir. Lakin tıpkı vakitte ahlaki gelişim, karakter eğitimi, bizim için akademik hünerlerin geliştirilmesi kadar kıymetlidir. Sağlıklı ve inançlı bir toplumun temeli sağlam bir ahlaki tabanda yeşerecektir. Bizler, çocuklarımızın duygusal, toplumsal, akademik ve ahlaki niteliklerinin tümünü istikrarlı bir biçimde geliştirmeliyiz. Her bir çocuğumuzun karakterli bir biçimde yetişmesi, sizlerin onlara örnek bulunmasına bağlıdır. Her birimiz, çocuklarımızın başarılı olması kadar yeterli insan olmasını, dürüst, merhametli ve sorumluluk sahibi olmasını isteriz.”
Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İslam medeniyetinde öğretmenlerin yüksek ahlaki vasıflara sahip topluma önderlik edecek şahıslar olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Bundan dolayı büyük düşünür İmam-ı Gazali ‘Hoca ağaç, talebe ise gölge üzeredir. Ağaç eğri olunca gölgesi de gerçek olmaz.’ demiştir. bu biçimde eğitimciler olarak bizler çocuklarımızdan beklentilerimiz doğrultusunda davranışlarımızda dengeli olacağız. Sorumlu davranacağız. Çocuklara, velilere ve meslektaşlarımıza karşı saygılı ve adil olacağız. Sizlerin her birinizin güçlü süreçlerden ve imtihanlardan geçerek atanmayı hak ettiğinizi biliyorum. Tek tek her birinizi bu başarınızdan dolayı tebrik ediyorum. Sizin üzere nitelikli öğretmenlerle her şeyi başarabiliriz. El ele vererek eğitim sistemimizi dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden biri haline getireceğiz. Biz, sizler için gerekli tüm kaynak ve dayanakları sağlamaya devam edeceğiz. Sizlerin de şartlar ne olursa olsun her bir çocuğumuzun kaliteli eğitim alması için elinizden geleni yapacağınızdan hiç kuşkum bulunmamaktadır. Ne olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın; hedefimiz yalnızca toplumun makul bir bölümünün ülkü ve kaliteli bir eğitim alması değildir. Hedefimiz Edirne’den Ağrı’ya, Muğla’dan Hakkari’ye kadar her bir çocuğumuzun nitelikli eğitim alması için çaba göstermeliyiz. Her bir çocuğumuz ülkemizin geleceğini inşa edecek en pahalı sermayemizdir. Bizim hiç bir çocuğumuzu kaybetme lüksümüz bulunmamaktadır. İnanın eğitim sistemimizde çözülemeyecek hiç bir problemimiz bulunmamaktadır. Kâfi ki bizler çaba edelim. Sizlerin, kalbinizdeki sevgiyle tek tek her bir çocukla en güzel biçimde ilgileneceğinize inanıyorum. Siz genç öğretmenlerimizin güç ve idealizmine yürekten inanıyorum. Bizler de bu süreçte her daim sizlerin yanında olacağız.”
Bakan Özer, atanan öğretmenlere muvaffakiyet dileyerek kelamlarını sonlandırdı.
Erdoğan, Türkiye’de ortalama sınıf mevcutlarının İngiltere, Avustralya ve Fransa üzere ülkelerdeki ilkokullardan daha düşük, Almanya ve ABD ile yaklaşık birebir düzeyde olduğunu belirterek, şöyleki devam etti:
“Benzer biçimde öğretmen başına düşen öğrenci sayılarında da yaptığımız atamalarla ilkokullarda öğretmen başına 15, orta okullarda ve liselerde 13 öğrenci düşen OECD ortalamalarını yakaladık, hatta geçtik. Bugün ülkemizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokullarda 17, orta okullarda 16, liselerde 12 civarındadır. Hükümete gelirken milletimize ülkemizi eğitim, sıhhat, adalet ve güvenlik temelleri üzerinde yükseltme kelamı vermiştik. Bir öbür tabirle eğitimi evvelarimizin en başına almıştık. Çağın gerektirdiği her türlü bilgi ve hünerle donatılmış ve yetişmiş insan gücümüzü ekonomimizin, toplumumuzun ve demokrasimizin lokomotifi olarak görüyoruz. Eğitime ayırdığımız bütçeyi tüm kurumlarımız içinde birinci sıraya çıkartarak bu anlayışı bilfiil hayata geçirdik. Bu sürecin asli ögesi olan öğretmenlerimizin özlük haklarında büyük iyileştirmeler yaptık. Hakikaten Avrupa’da son 20 yılda öğretmen maaşlarını en epeyce uygunlaştıran ülke Türkiye’dir. Avrupa Birliğinin bu mevzudaki raporuna nazaran Avrupa’da öğretmenler için mecburî ders saati en düşük ülke bir daha Türkiye’dir. OECD bilgilerine göre Avrupa’da öğretmenlerin yaklaşık yarısı işlerinde gerilim yaşadıklarını belirtirken Türkiye’de bu oran yüzde 20’ler civarındadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki öğretmenlerin tüm Avrupa ülkeleri içerisinde en az gerilim yaşayan öğretmenler içinde yer aldığını söz ederek, okullardaki fiziki ve teknolojik gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Merasimde konuşan Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer de öğretmenler adaylarına seslenerek, “El ele vererek eğitim sistemimizi dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden biri haline getireceğiz. Biz, sizler için gerekli tüm kaynak ve takviyeleri sağlamaya devam edeceğiz. Sizlerin de şartlar ne olursa olsun her bir çocuğumuzun kaliteli eğitim alması için elinizden geleni yapacağınızdan hiç kuşkum bulunmamaktadır” dedi.
Özer 2021 yılı Öğretmen Atama Töreni’nde, büyük bir eğitim ailesine sahip olduklarına işaret ederek, her yıl yaklaşık 1 milyon 200 bin çocuğun ilkokula adım attığını, yalnızca ilkokullardaki toplam öğrenci sayısının 5 milyon olduğunu lisana getirdi.
Eğitim sisteminin büyüklüğünü anlamak için sıradan bir kıyasın bile kâfi olduğuna dikkati çeken Özer, Türkiye’de ilkokulda bulunan öğrenci sayısının Hollanda, İsrail, İsveç, Belçika, Yunanistan ve Portekiz’deki toplam ilkokul öğrenci sayılarından hayli daha fazla olduğunu tabir etti.
Bu kıyaslamayı yapmasının niçininin, Türkiye’nin genç nüfus avantajına yani eşsiz insan kaynağı sermayesine vurgu yapmak olduğunu aktaran Özer, ülkenin bu muazzam avantajını toplumsal yarara dönüştürebilmek için eğitimcilere kıymetli sorumluluklar düştüğünün altını çizdi.
Bakan Özer, büyük Türkiye olarak büyük amaçları bulunduğuna işaret ederek, “2023 maksatları çerçevesinde dünyadaki birinci 10 iktisattan biri olma maksadımız bulunuyor. Ülkemizin milletlerarası rekabet gücünü artırabilmek için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız. Ülkemizin toplumsal muhtaçlıklarını karşılamak için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız. Ülkemizde yaşayan, tek tek her bir bireyin refahını artırmak için nitelikli eğitim sağlamak zorundayız” dedi. Bu husustaki en büyük talihlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzere eğitime ve bilhassa nitelikli eğitime her vakit en büyük dayanağı sağlayan bir başkanla çalışmaları olduğunu söyleyen Özer, Erdoğan’ın bugün merasimi teşrif etmesinin de eğitime verdiği kıymetin bir göstergesi olduğunu tabir etti.
ŞU AN VAZİFE YAPAN ÖĞRETMENLERİMİZİN 700 BİNİ SON 19 YILDA ATANDI
Bakan Mahmut Özer, öğretmenliğin tüm kadim medeniyetlerde daima en saygın meslekler içinde yer aldığını belirterek, “İslam medeniyetinde öğretmenler yani alimler peygamberlerin varisleridir. Osmanlı ve Anadolu topraklarında ilim erbabı daima el üstünde tutulmuştur. Osmanlı şehzadeleri muallimlere emanet edilmiştir. Öğretmenlere hürmet ve taltif emeliyle ‘alim’, ‘muallim’, ‘hoca’ ve ‘üstat’ üzere tabirler kullanılmaktadır. Osmanlı medreselerinde ders veren müderrislere, her vakit en prestijli meslek kümesi olarak kıymet verilmiştir. Öğretmenlerine de hürmette kusur etmeyen medeniyetler daima yükselmiştir” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de de bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öğretmenliğe fazlaca büyük takviyeler sağladığını ve öğretmenlerin çalışma şartlarını daima güzelleştirdiğini yakinen bildiklerini anlatan Özer, “2002 yılında ülkemizde 500 bin civarında olan öğretmen sayısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle dayanaklarıyla 1 milyonu aşmış olup, şu an nazaranv yapan öğretmenlerimizin 700 bini son 19 yılda atanmış öğretmenlerden oluşmaktadır. Bu dayanaklarından dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın takviyeleriyle bu şartları epeyce daha âlâ noktalara taşıyacağız” diye konuştu.
EĞİTİMİ YALNIZCA AKADEMİK BİR SIKINTI OLARAK GÖRMÜYORUZ
“Bugün ilkokula başlayan bir çocuğumuzun kelam gelimi 16 yıl daha sonra bir üniversite mezunu olarak gerçek dünyaya atıldığında onu nasıl bir dünyanın beklediğini bilemeyiz.” diyen Özer, konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“Ancak şunu biliyoruz; bu çocuğumuzun okuduğunu epey uygun anlaması, kelamlı ve yazılı bağlantı kurabilmesi, hesap yapabilmesi, bilgileri yorumlayabilmesi ve eleştirel düşünebilmesi gerekmekte. Bu temel maharetler 100 yıl evvel de kıymetliydi muhtemelen 100 yıl daha sonra da tıpkı kıymetini koruyacaktır. Biz eğitimi yalnızca akademik bir problem olarak görmüyoruz. Eğitim akademik maharetleri elbette geliştirmelidir. Lakin tıpkı vakitte ahlaki gelişim, karakter eğitimi, bizim için akademik hünerlerin geliştirilmesi kadar kıymetlidir. Sağlıklı ve inançlı bir toplumun temeli sağlam bir ahlaki tabanda yeşerecektir. Bizler, çocuklarımızın duygusal, toplumsal, akademik ve ahlaki niteliklerinin tümünü istikrarlı bir biçimde geliştirmeliyiz. Her bir çocuğumuzun karakterli bir biçimde yetişmesi, sizlerin onlara örnek bulunmasına bağlıdır. Her birimiz, çocuklarımızın başarılı olması kadar yeterli insan olmasını, dürüst, merhametli ve sorumluluk sahibi olmasını isteriz.”
Ulusal Eğitim Bakanı Mahmut Özer, İslam medeniyetinde öğretmenlerin yüksek ahlaki vasıflara sahip topluma önderlik edecek şahıslar olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Bundan dolayı büyük düşünür İmam-ı Gazali ‘Hoca ağaç, talebe ise gölge üzeredir. Ağaç eğri olunca gölgesi de gerçek olmaz.’ demiştir. bu biçimde eğitimciler olarak bizler çocuklarımızdan beklentilerimiz doğrultusunda davranışlarımızda dengeli olacağız. Sorumlu davranacağız. Çocuklara, velilere ve meslektaşlarımıza karşı saygılı ve adil olacağız. Sizlerin her birinizin güçlü süreçlerden ve imtihanlardan geçerek atanmayı hak ettiğinizi biliyorum. Tek tek her birinizi bu başarınızdan dolayı tebrik ediyorum. Sizin üzere nitelikli öğretmenlerle her şeyi başarabiliriz. El ele vererek eğitim sistemimizi dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden biri haline getireceğiz. Biz, sizler için gerekli tüm kaynak ve dayanakları sağlamaya devam edeceğiz. Sizlerin de şartlar ne olursa olsun her bir çocuğumuzun kaliteli eğitim alması için elinizden geleni yapacağınızdan hiç kuşkum bulunmamaktadır. Ne olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın; hedefimiz yalnızca toplumun makul bir bölümünün ülkü ve kaliteli bir eğitim alması değildir. Hedefimiz Edirne’den Ağrı’ya, Muğla’dan Hakkari’ye kadar her bir çocuğumuzun nitelikli eğitim alması için çaba göstermeliyiz. Her bir çocuğumuz ülkemizin geleceğini inşa edecek en pahalı sermayemizdir. Bizim hiç bir çocuğumuzu kaybetme lüksümüz bulunmamaktadır. İnanın eğitim sistemimizde çözülemeyecek hiç bir problemimiz bulunmamaktadır. Kâfi ki bizler çaba edelim. Sizlerin, kalbinizdeki sevgiyle tek tek her bir çocukla en güzel biçimde ilgileneceğinize inanıyorum. Siz genç öğretmenlerimizin güç ve idealizmine yürekten inanıyorum. Bizler de bu süreçte her daim sizlerin yanında olacağız.”
Bakan Özer, atanan öğretmenlere muvaffakiyet dileyerek kelamlarını sonlandırdı.