CatWalk
New member
2019 yılı datalarına bakılırsa 25-64 yaş aralığındaki üniversite mezunlarının istihdam oranı OECD ülkeleri genelinde yüzde 85,6 iken Türkiye’de yüzde 73,6’da kaldı. Yüseköğretim Şurası tarafınca yapılan açıklamaya bakılırsa, “Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği” üniversite mezun istihdamında OECD ortalamasını yakalamak için hazırlandı. YÖK direktörlükle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Yükseköğretim Konseyi, üniversite öğrencilerine kazandırılması öngörülen mesleksel bilgi, maharet, tavır ve davranışlarını geliştirmeleri, kesimi tanımaları, iş hayatına ahenk sağlamaları, mesleksel deneyim edinmelerini ve gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmelerini temin etmek, yükseköğretim mezunlarının istihdam oranlarını artırmak, ülkemizin kaynaklarının faal ve verimli kullanılmasına katkı sunmak, beşeri sermayenin talep edilen nitelikleri haiz yetişmesini sağlamak, eğitim-sanayi iş birliğini güçlendirmek, üst siyaset dokümanlarında yer alan gayeleri gerçekleştirmek, kanunların verdiği nazaranvleri yerine getirmek ve mevzuat boşluğundan kaynaklanan meseleleri çözmek maksadıyla “Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği” hazırladı.”
AMAÇ SANAYİ ESERLERİNİN İHRACATTAKİ HİSSESİNİ ARTIRMAK
“Uygulamalı Eğitimlerin niteliğinin artırılmasıyla ileri hünerlere dayalı yüksek teknolojili imalat sanayi mamüllerinin ihracattaki hissesini yükseltmeyi hedefliyoruz. Biroldukça araştırma yüksek teknolojiye dayalı imalat sanayi mamüllerinin ihracattaki hissesi ile ülkelerin ekonomik büyüme suratları içinde olumlu bağ olduğunu ve başka dalları de bu durumdan olumlu etkilediğini ortaya koyuyor. Dünya Bankası bilgilerine göre 2019’da Türkiye için bu oran yüzde 3,04 iken OECD ülkeleri ortalaması yüzde 17,99 oldu. Ayrıyeten Türkiye bu oran ile dünya genelinde 122 ülke içinde 90. sırada. Türkiye üzere büyük bir iktisat için kelam konusu oranın artırılması koşul. ötürüsıyla üniversitelerimize bu noktada büyük bir misyon düştüğünün de farkındayız. Yüksek teknolojiye dayalı mamüllerin üretiminde temel muhtaçlık olan nitelikli işgücünün, alanındaki teorik bilgiye hâkim olmasının yanı sıra mevcut uygulamaları güzel bilmesi ve var olan teorik bilgisi ile uygulama hünerini harmanlaması gerekiyor. Üniversiteler bu noktada üzerlerine düşen nazaranvi yerine getirme çabasındalar.
ÜNİVERSİTE- SANAYİ İŞ BİRLİĞİ GÜÇLENECEK
Alanında ehil yükseköğretim mezunlarının yetişmesi için eğitim-sanayi iş birliği epeyce kıymetli bir konu. Eğitim-sanayi iş birliği ile yetiştirilen öğrenciler teorik ve uygulamalı bilgiyi sentezleyerek mesleksel alanlarına üst seviye katkı sağlayabilir ve ilgili dallardaki üretim ve tertip süreçlerinin aktif ve verimli hale getirilmesinde faal rol alabilirler.
UYGULAMALI EĞİTİMLERİN TARİFİ NETLEŞTİ
Yönetmelik yayımlanmadan evvel yükseköğretim kurumlarında uygulamalı eğitimler farklı tariflerle kavramsallaştırılmıştı. Bir başka durum ise tanımlar içinde kesin hudutlar bulunmamasıydı. Yönetmelikle uygulamalı eğitim cinsleri tanımlandı ve hudutları belirlendi. Kısa vakit zarfında bu kavramların kamuoyu tarafınca benimseneceğine inanıyoruz. Yönetmelikle belirlenen uygulamalı eğitim cinsleri; İşletmede mesleksel eğitim, staj ve uygulamalı ders halinde ayrıştırıldı.
ÖĞRENCİLERE FİYAT ÖDENECEK
Uygulamalı eğitimler kapsamında öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanması ve fiyat ödenmesi konularında kavramsallaştırmadan kaynaklı sıkıntılar ortaya çıkmakta ve yükseköğretim kurumları ve kesim temsilcileri aleyhine sık sık davalar açılıyordu. Artık bu durumlarla karşılaşılmayacak ve öğrencilere hak ettikleri fiyatlar ödenecek, öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanmaları sağlanacak. Dal temsilcileri de hangi uygulamalı eğitim kapsamında fiyat ödemeleri gerektiğini açık bir biçimde gorebilecek.
Ayrıyeten mevzuat boşluğu niçiniyle uygulamalı eğitimler kapsamında öğretim elemanlarına ödenecek ders yükü fiyatları ile ilgili de meseleler yaşanıyordu. Yönetmelik ile bu sorun da ortadan kaldırıldı. Uygulamalı eğitimler kapsamında öğretim elemanlarına yüklenecek ders yüklerinin belirlenmesi ile yükseköğretim kurumları içindeki uygulama farklılığı da ortadan kaldırıldı.
“Yükseköğretim Konseyi, üniversite öğrencilerine kazandırılması öngörülen mesleksel bilgi, maharet, tavır ve davranışlarını geliştirmeleri, kesimi tanımaları, iş hayatına ahenk sağlamaları, mesleksel deneyim edinmelerini ve gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmelerini temin etmek, yükseköğretim mezunlarının istihdam oranlarını artırmak, ülkemizin kaynaklarının faal ve verimli kullanılmasına katkı sunmak, beşeri sermayenin talep edilen nitelikleri haiz yetişmesini sağlamak, eğitim-sanayi iş birliğini güçlendirmek, üst siyaset dokümanlarında yer alan gayeleri gerçekleştirmek, kanunların verdiği nazaranvleri yerine getirmek ve mevzuat boşluğundan kaynaklanan meseleleri çözmek maksadıyla “Yükseköğretimde Uygulamalı Eğitimler Çerçeve Yönetmeliği” hazırladı.”
AMAÇ SANAYİ ESERLERİNİN İHRACATTAKİ HİSSESİNİ ARTIRMAK
“Uygulamalı Eğitimlerin niteliğinin artırılmasıyla ileri hünerlere dayalı yüksek teknolojili imalat sanayi mamüllerinin ihracattaki hissesini yükseltmeyi hedefliyoruz. Biroldukça araştırma yüksek teknolojiye dayalı imalat sanayi mamüllerinin ihracattaki hissesi ile ülkelerin ekonomik büyüme suratları içinde olumlu bağ olduğunu ve başka dalları de bu durumdan olumlu etkilediğini ortaya koyuyor. Dünya Bankası bilgilerine göre 2019’da Türkiye için bu oran yüzde 3,04 iken OECD ülkeleri ortalaması yüzde 17,99 oldu. Ayrıyeten Türkiye bu oran ile dünya genelinde 122 ülke içinde 90. sırada. Türkiye üzere büyük bir iktisat için kelam konusu oranın artırılması koşul. ötürüsıyla üniversitelerimize bu noktada büyük bir misyon düştüğünün de farkındayız. Yüksek teknolojiye dayalı mamüllerin üretiminde temel muhtaçlık olan nitelikli işgücünün, alanındaki teorik bilgiye hâkim olmasının yanı sıra mevcut uygulamaları güzel bilmesi ve var olan teorik bilgisi ile uygulama hünerini harmanlaması gerekiyor. Üniversiteler bu noktada üzerlerine düşen nazaranvi yerine getirme çabasındalar.
ÜNİVERSİTE- SANAYİ İŞ BİRLİĞİ GÜÇLENECEK
Alanında ehil yükseköğretim mezunlarının yetişmesi için eğitim-sanayi iş birliği epeyce kıymetli bir konu. Eğitim-sanayi iş birliği ile yetiştirilen öğrenciler teorik ve uygulamalı bilgiyi sentezleyerek mesleksel alanlarına üst seviye katkı sağlayabilir ve ilgili dallardaki üretim ve tertip süreçlerinin aktif ve verimli hale getirilmesinde faal rol alabilirler.
UYGULAMALI EĞİTİMLERİN TARİFİ NETLEŞTİ
Yönetmelik yayımlanmadan evvel yükseköğretim kurumlarında uygulamalı eğitimler farklı tariflerle kavramsallaştırılmıştı. Bir başka durum ise tanımlar içinde kesin hudutlar bulunmamasıydı. Yönetmelikle uygulamalı eğitim cinsleri tanımlandı ve hudutları belirlendi. Kısa vakit zarfında bu kavramların kamuoyu tarafınca benimseneceğine inanıyoruz. Yönetmelikle belirlenen uygulamalı eğitim cinsleri; İşletmede mesleksel eğitim, staj ve uygulamalı ders halinde ayrıştırıldı.
ÖĞRENCİLERE FİYAT ÖDENECEK
Uygulamalı eğitimler kapsamında öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanması ve fiyat ödenmesi konularında kavramsallaştırmadan kaynaklı sıkıntılar ortaya çıkmakta ve yükseköğretim kurumları ve kesim temsilcileri aleyhine sık sık davalar açılıyordu. Artık bu durumlarla karşılaşılmayacak ve öğrencilere hak ettikleri fiyatlar ödenecek, öğrencilerin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanmaları sağlanacak. Dal temsilcileri de hangi uygulamalı eğitim kapsamında fiyat ödemeleri gerektiğini açık bir biçimde gorebilecek.
Ayrıyeten mevzuat boşluğu niçiniyle uygulamalı eğitimler kapsamında öğretim elemanlarına ödenecek ders yükü fiyatları ile ilgili de meseleler yaşanıyordu. Yönetmelik ile bu sorun da ortadan kaldırıldı. Uygulamalı eğitimler kapsamında öğretim elemanlarına yüklenecek ders yüklerinin belirlenmesi ile yükseköğretim kurumları içindeki uygulama farklılığı da ortadan kaldırıldı.