BooM
New member
Mert ELAM – AJANSSPOR
Mehmet Büyükekşi’nin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığına seçilmesinin üzerinden üç ay geçti. Bu süreçte takımıyla bir arada birfazlaca uygulama hayata geçirildi. Bunlardan kimileri muvaffakiyetle uygulanırken kimilerine son verilmek zorunda kalındı. Ben de geçmiş yazılarımdan yola çıkarak sayın lider ve takımına birkaç hatırlatma yapmak istedim. Şimdiden belirtmemde yarar var; aşağıda yapacağım tekliflerin tek hakikat olduğunu sav etmiyorum. Benim gayem yetkilileri ve futbolseverleri birtakım hususlar hakkında düşünmeye sevk etmek.
Türkiye Kupası’nın Statüsü
Benim en adaletsiz bulduğum mevzu Türkiye Kupası’nın statüsü. Birinci tıp seri başı sistemi olmaksızın geçilirken daha sonrasında çeyrek finale kadar seri başı sistemi uygulanmaktadır. Hatta ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci çeşitlerde seri başı olan gruplar maçlara mesken sahipliği yapmaktadırlar. Son 16 cinsinde mesken sahipliği kura ile belirlenirken çeyrek finalden itibaren rastgele bir kısıtlama kalmıyor. Burada emelin büyük ekipleri yarı final ve finalde karşılaştırmak olduğu anlaşılıyor. Lakin son senelerda büyükler birinci dördün haricinde kalabilirken bununla birlikte turnuvaya da erken etaplarda veda edebiliyorlar. Hal bu biçimde olunca o beklenen derbiler bir türlü oynanamıyor. halbuki büyüklerin dahil olduğu çeşitlerden itibaren seri başı sistemi kalksa derbi maç izleme ihtimalimiz bir çok artacak. Biz ise mevcut statüyle bu fırsatı kaçırıyoruz. aslına bakarsanız seri başlarının mesken sahibi olması konusuna girmiyorum bile. Birinci öncelik bunun kalkması olmalı.
Bonservisi Elinde Olan Futbolculara İmtiyaz
Süper Lig transfer sayısında Avrupa’nın tepesinde. Artık önereceğim kural da aslında bu sayıyı artırabilecek nitelikte. Ligimizde iki transfer dönemi içinde transfer yapmak yasak. Yalnız Avrupa’nın kimi liglerinde bonservisi elinde olan futbolcular için istisnalar mevcut. Bizde de bonservisi elinde olan futbolcular için bu biçimde bir uygulamaya gidilebilir. Bu aslında kulüplerden daha epeyce futbolcuları korumak ismine önerilmiş bir uygulama. Kulüpler de yaşanılan sürpriz sakatlıklar daha sonrası bu haktan faydalanabilir. olağan olarak buna bir hudut getirmek mümkün. Örneğin iki transfer periyodu ortası azamî bir futbolcu transferi.
Süper Kupa’ya İnce Ayar
TFF’nin talimatlarına nazaran Harika Lig ile Türkiye Kupası şampiyonu tıpkı grup olduğunda Muhteşem Kupa gayretini lig şampiyonuyla kupa finalisti oynuyor. meğer ligde kupadakinin neredeyse dört katı maç yaparak ikinci olan grubun kupa finalistinden daha fazla emeği var. O yüzden teklifim bu biçimde bir senaryoda Harika Kupa’yı Türkiye Kupası şampiyonuyla lig ikincisinin oynaması. İngiltere ve Almanya’da uygulama bu türlü.
Prim Konusunda UEFA Tarzı
Süper Lig’in galibiyet ve birliktelik primleri yıllardır tartışma konusu. Bir puana verilen prim, üç puana verilen primin yarısı. Burada matematik olarak bir meşakkat var. UEFA tertiplerinde bu oran üçte bir olarak belirlenmiş. UEFA birliktelik halinde kasada kalan 900 bin Euro’yu bir havuzda biriktiriyor ve bunu küme basamağı bittiğinde grupların galibiyet sayılarına bakılırsa paylaştırıyor. Bizde de misal bir uygulamaya gidilebilir.
Şampiyonlukta Son 5-10 Yıl
TFF yayıncı kuruluştan gelen paranın %9’unu şampiyonluk yaşayan kadrolar içinde şampiyonluk sayılarına bakılırsa bölüştürüyor. Benim teklifim bu paranın ligin başlangıcından itibaren değil de son 5 yahut 10 yılın şampiyonluklarına nazaran dağıtılması.
Sarı Karta Güncelleme
Premier Lig’de 5 sarı karta 1 maç ceza çıkarken 10 sarı kart bakılırsan futbolcu güya kırmızı kart görmüş üzere 2 maç ceza alıyor. Bunun benzerini Üstün Lig’e uyarlayabiliriz. Bizde 4 sarı karta 1 maç ceza verilirken 8 maç için de cezayı 2 maça çıkarabiliriz. bu biçimdelikle futbolcular sarı kart konusunda daha dikkatli davranırlar.
Gol Çizgisi Teknolojisi Gelemez Mi?
VAR’ı yalnızca en üst liginde değil bir alt liginde de kullanan ender ülkelerden biriyiz. Bu hususta öncüyüz diyebiliriz. Lakin Gol Çizgisi Teknolojisi konusunda somut bir adım atılmış değil. Yurt haricindeki kıymetli liglerde uzun yıllardır kullanılıyor bu teknoloji. Burada işin iktisadı ve statların uygunluğu konusunda tereddütler olabilir. Anlayışla karşılarım.
Biraz Da Sağlık
Futbolu bıraktıktan daha sonra MS, Alzheimer, Parkinson hastalıklarına yakalanan futbolcuların sayısı gün geçtikçe artıyor. Uzmanlar bunun niçininin futbolcuların küçük yaşlardan itibaren baş vuruşu yapmaları olduğunu belirtiyor. İngiltere 2020 yılında 11 yaş ve altındaki futbolcuların egzersizlerde baş vurmasını yasakladı. 12 ile 16 yaş aralığındaki sportmenler haftada azamî 10 kere kuvvetli bir biçimde baş vurabiliyor. Hatta IFAB’dan onay alan İngiltere Futbol Birliği (FA) birtakım alt yaş kategorilerinde baş vuruşunu büsbütün yasaklayacak (Maçlar dahil). Bu dönem deneme devri olacak. Şayet bu uygulama başarılı olursa gelecek dönemden itibaren büsbütün devreye sokulabilecek. Misal bir çalışmanın bizim altyapımız için de yapılabileceğini düşünüyorum.
Devre Ortaları Gereğinden çok Uzun
Süper Lig maçlarını izleyenler iki devre ortasının 15 dakikadan epey daha uzun olduğunun farkındadır. Bu bahiste Avrupa standardından bir çok gerisindeyiz. Bunun hakem kaynaklı olduğunu düşünmüyorum çünkü FIFA kokartlı hakemler Avrupa’da maç yönettikleri vakit buna dakikası dakikasına uyuyorlar. aslına bakarsanız bitmek bilmeyen maçlar bir de devre ortalarının uzaması niçiniyle güzelce çekilmez hale geliyor. Bu bahiste hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çözüm Bekleyen/Gereken Konular
Bunun dışında yabancı kuralı, harcama limitleri, 1959 öncesi şampiyonluk üzere değerli mevzular var. Yabancı kuralıyla ilgili rastgele yeni bir teklifim yok. Mevcut kuralın devam edebileceğini düşünüyorum. Birinci 11’de sınırsız yabancı olursa da itiraz etmem. Önümüzdeki periyotta harcama limitlerine farklı bir bakış getirilebilir. Biz UEFA’nın Finansal Fair Play uygulamasının akabinde harcama limitlerine geçmiştik. Artık onlar Finansal Sürdürülebilirlik sistemini getirdiler. Ahenk açısından biz de onları takip edebiliriz. Mevcut idare 1959 öncesi şampiyonluklar konusunda somut bir adım atmış değil. Bir yılı aşkın müddettir masada olan bir mevzunun acilen tahlile kavuşması gerekir. Tahlile kavuştuğunda tartışma bitmeyecektir. Fakat bu, ondan sonrasındanın konusu.
Son Sözler…
Ben insanları, kurumları, grupları değerlendirirken peşin hükümlü olmamaya uğraş ediyorum. Mehmet Büyükekşi ve idaresi için de birebir duygudayım. Ben dışarıdan bir gözle güzel niyetle çalışan bir takım görüyorum. Yazının başında belirttiğim üzere benim maksadım bu tekliflerin hepsinin hayata geçmesi değil. Bunların tek gerçek olduğunu argüman etmiyorum. Tahminen hiç biri akıllarına yatmayacak. Lakin en azından bu mevzular üzerinde bir fikir tartışması yaşanmasının Türk futbolunun uygunluğuna olduğunu düşünüyorum.
Mehmet Büyükekşi’nin Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığına seçilmesinin üzerinden üç ay geçti. Bu süreçte takımıyla bir arada birfazlaca uygulama hayata geçirildi. Bunlardan kimileri muvaffakiyetle uygulanırken kimilerine son verilmek zorunda kalındı. Ben de geçmiş yazılarımdan yola çıkarak sayın lider ve takımına birkaç hatırlatma yapmak istedim. Şimdiden belirtmemde yarar var; aşağıda yapacağım tekliflerin tek hakikat olduğunu sav etmiyorum. Benim gayem yetkilileri ve futbolseverleri birtakım hususlar hakkında düşünmeye sevk etmek.
Türkiye Kupası’nın Statüsü
Benim en adaletsiz bulduğum mevzu Türkiye Kupası’nın statüsü. Birinci tıp seri başı sistemi olmaksızın geçilirken daha sonrasında çeyrek finale kadar seri başı sistemi uygulanmaktadır. Hatta ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci çeşitlerde seri başı olan gruplar maçlara mesken sahipliği yapmaktadırlar. Son 16 cinsinde mesken sahipliği kura ile belirlenirken çeyrek finalden itibaren rastgele bir kısıtlama kalmıyor. Burada emelin büyük ekipleri yarı final ve finalde karşılaştırmak olduğu anlaşılıyor. Lakin son senelerda büyükler birinci dördün haricinde kalabilirken bununla birlikte turnuvaya da erken etaplarda veda edebiliyorlar. Hal bu biçimde olunca o beklenen derbiler bir türlü oynanamıyor. halbuki büyüklerin dahil olduğu çeşitlerden itibaren seri başı sistemi kalksa derbi maç izleme ihtimalimiz bir çok artacak. Biz ise mevcut statüyle bu fırsatı kaçırıyoruz. aslına bakarsanız seri başlarının mesken sahibi olması konusuna girmiyorum bile. Birinci öncelik bunun kalkması olmalı.
Bonservisi Elinde Olan Futbolculara İmtiyaz
Süper Lig transfer sayısında Avrupa’nın tepesinde. Artık önereceğim kural da aslında bu sayıyı artırabilecek nitelikte. Ligimizde iki transfer dönemi içinde transfer yapmak yasak. Yalnız Avrupa’nın kimi liglerinde bonservisi elinde olan futbolcular için istisnalar mevcut. Bizde de bonservisi elinde olan futbolcular için bu biçimde bir uygulamaya gidilebilir. Bu aslında kulüplerden daha epeyce futbolcuları korumak ismine önerilmiş bir uygulama. Kulüpler de yaşanılan sürpriz sakatlıklar daha sonrası bu haktan faydalanabilir. olağan olarak buna bir hudut getirmek mümkün. Örneğin iki transfer periyodu ortası azamî bir futbolcu transferi.
Süper Kupa’ya İnce Ayar
TFF’nin talimatlarına nazaran Harika Lig ile Türkiye Kupası şampiyonu tıpkı grup olduğunda Muhteşem Kupa gayretini lig şampiyonuyla kupa finalisti oynuyor. meğer ligde kupadakinin neredeyse dört katı maç yaparak ikinci olan grubun kupa finalistinden daha fazla emeği var. O yüzden teklifim bu biçimde bir senaryoda Harika Kupa’yı Türkiye Kupası şampiyonuyla lig ikincisinin oynaması. İngiltere ve Almanya’da uygulama bu türlü.
Prim Konusunda UEFA Tarzı
Süper Lig’in galibiyet ve birliktelik primleri yıllardır tartışma konusu. Bir puana verilen prim, üç puana verilen primin yarısı. Burada matematik olarak bir meşakkat var. UEFA tertiplerinde bu oran üçte bir olarak belirlenmiş. UEFA birliktelik halinde kasada kalan 900 bin Euro’yu bir havuzda biriktiriyor ve bunu küme basamağı bittiğinde grupların galibiyet sayılarına bakılırsa paylaştırıyor. Bizde de misal bir uygulamaya gidilebilir.
Şampiyonlukta Son 5-10 Yıl
TFF yayıncı kuruluştan gelen paranın %9’unu şampiyonluk yaşayan kadrolar içinde şampiyonluk sayılarına bakılırsa bölüştürüyor. Benim teklifim bu paranın ligin başlangıcından itibaren değil de son 5 yahut 10 yılın şampiyonluklarına nazaran dağıtılması.
Sarı Karta Güncelleme
Premier Lig’de 5 sarı karta 1 maç ceza çıkarken 10 sarı kart bakılırsan futbolcu güya kırmızı kart görmüş üzere 2 maç ceza alıyor. Bunun benzerini Üstün Lig’e uyarlayabiliriz. Bizde 4 sarı karta 1 maç ceza verilirken 8 maç için de cezayı 2 maça çıkarabiliriz. bu biçimdelikle futbolcular sarı kart konusunda daha dikkatli davranırlar.
Gol Çizgisi Teknolojisi Gelemez Mi?
VAR’ı yalnızca en üst liginde değil bir alt liginde de kullanan ender ülkelerden biriyiz. Bu hususta öncüyüz diyebiliriz. Lakin Gol Çizgisi Teknolojisi konusunda somut bir adım atılmış değil. Yurt haricindeki kıymetli liglerde uzun yıllardır kullanılıyor bu teknoloji. Burada işin iktisadı ve statların uygunluğu konusunda tereddütler olabilir. Anlayışla karşılarım.
Biraz Da Sağlık
Futbolu bıraktıktan daha sonra MS, Alzheimer, Parkinson hastalıklarına yakalanan futbolcuların sayısı gün geçtikçe artıyor. Uzmanlar bunun niçininin futbolcuların küçük yaşlardan itibaren baş vuruşu yapmaları olduğunu belirtiyor. İngiltere 2020 yılında 11 yaş ve altındaki futbolcuların egzersizlerde baş vurmasını yasakladı. 12 ile 16 yaş aralığındaki sportmenler haftada azamî 10 kere kuvvetli bir biçimde baş vurabiliyor. Hatta IFAB’dan onay alan İngiltere Futbol Birliği (FA) birtakım alt yaş kategorilerinde baş vuruşunu büsbütün yasaklayacak (Maçlar dahil). Bu dönem deneme devri olacak. Şayet bu uygulama başarılı olursa gelecek dönemden itibaren büsbütün devreye sokulabilecek. Misal bir çalışmanın bizim altyapımız için de yapılabileceğini düşünüyorum.
Devre Ortaları Gereğinden çok Uzun
Süper Lig maçlarını izleyenler iki devre ortasının 15 dakikadan epey daha uzun olduğunun farkındadır. Bu bahiste Avrupa standardından bir çok gerisindeyiz. Bunun hakem kaynaklı olduğunu düşünmüyorum çünkü FIFA kokartlı hakemler Avrupa’da maç yönettikleri vakit buna dakikası dakikasına uyuyorlar. aslına bakarsanız bitmek bilmeyen maçlar bir de devre ortalarının uzaması niçiniyle güzelce çekilmez hale geliyor. Bu bahiste hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Çözüm Bekleyen/Gereken Konular
Bunun dışında yabancı kuralı, harcama limitleri, 1959 öncesi şampiyonluk üzere değerli mevzular var. Yabancı kuralıyla ilgili rastgele yeni bir teklifim yok. Mevcut kuralın devam edebileceğini düşünüyorum. Birinci 11’de sınırsız yabancı olursa da itiraz etmem. Önümüzdeki periyotta harcama limitlerine farklı bir bakış getirilebilir. Biz UEFA’nın Finansal Fair Play uygulamasının akabinde harcama limitlerine geçmiştik. Artık onlar Finansal Sürdürülebilirlik sistemini getirdiler. Ahenk açısından biz de onları takip edebiliriz. Mevcut idare 1959 öncesi şampiyonluklar konusunda somut bir adım atmış değil. Bir yılı aşkın müddettir masada olan bir mevzunun acilen tahlile kavuşması gerekir. Tahlile kavuştuğunda tartışma bitmeyecektir. Fakat bu, ondan sonrasındanın konusu.
Son Sözler…
Ben insanları, kurumları, grupları değerlendirirken peşin hükümlü olmamaya uğraş ediyorum. Mehmet Büyükekşi ve idaresi için de birebir duygudayım. Ben dışarıdan bir gözle güzel niyetle çalışan bir takım görüyorum. Yazının başında belirttiğim üzere benim maksadım bu tekliflerin hepsinin hayata geçmesi değil. Bunların tek gerçek olduğunu argüman etmiyorum. Tahminen hiç biri akıllarına yatmayacak. Lakin en azından bu mevzular üzerinde bir fikir tartışması yaşanmasının Türk futbolunun uygunluğuna olduğunu düşünüyorum.