CatWalk
New member
Pehlivanoğlu, yüz yüz eğitime ait, eğitimden uzak kalmanın bilhassa erken yaş kümesinde ayrıntıların hayli süratli kaybedilmesine yol açması niçiniyle önemli sıkıntılarla karşı karşıya kalınacağını belirtti.
Bilhassa ekonomik düzeyi yüksek olan aileler ile orta ve düşük gelirli ailelerin çocukları içindeki uçurumun önemli oranda arttığını tabir eden Pehlivanoğlu, artışın yalnızca uzaktan eğitimle alakalı olmadığını vurguladı. Pehlivanoğlu, 15 yaşın altındakilere uzaktan eğitimin uygulanamayacağını lisana getirerek, “Artık okulları kapalı tutma üzere bir lüksümüz yok. Aslında daha evvel de bu biçimde bir lüksümüz yoktu. Zira yerelden bir kararla bütün Türkiye’deki okulları kapatmak ve açmak hakikat bir yönetişim sistemi değildi” diye konuştu.
Telafi eğitiminin de göz önünde bulundurulacağı bir programın hızla oluşturulması ve bu kapsamda idare modelinin ortaya konulması gerektiğini söyleyen Pehlivanoğlu, şunları kaydetti: “Yarın olabilecek yeni varyantlara nazaran de idare planımızı bütün dünyanın deklare ettiğı üzere açıklamak durumundayız. Çocuklarımız okula geldiği vakit psikososyal ve akademik kayıplarını tespit etmemiz gerekiyor. Zira isteğe bağlı telafi olmaz, telafi bütünsel olmak mecburiyetindedir. Bilhassa düşük ekonomik gelirli ailelerin çocukları için de ayrıştırılmış eğitim yapmak mecburiyetindeyiz.”
“VELİYE İNANÇLI OKULU HİSSETTİRELİM”
Pehlivanoğlu, Türkiye’de COVID-19 ile ilgili temelsiz savların ortaya atıldığına değinerek, “Lütfen artık kamuoyunda ‘Okullar açılmayacak’ diye bir cümleyi bile sarf etmeyelim. Veliye inançlı okulu hissettirelim. Evladı okula giderse yaşamsal bir sorun yaşamayacağıyla ilgili gerekli ayrıntıları verelim.” tabirini kullandı.
Okullarda COVID-19 ile ilgili birtakım önlemlerin alınması gerektiğini aktaran Pehlivanoğlu, “İleri kronik hastalığı olan öğretmen ve öğrencileri bir süre daha okuldan uzak tutup onlara konutta eğitim vermemiz gerekiyor. İkincisi, eğitim çalışanlarının yüzde 60’ı, bunların içindeki 40 yaş üzerindekilerin ise yüzde 80’i iki doz aşı yapmış vaziyette. 15 yaş altını aşılayamayacağımız için hiç bir öğretmenin ve eğitim çalışanının, evlatlarımızı riske atma lüksü olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Pehlivanoğlu, anayasada yer alan hak ve hürriyetler içinde devletin temel sorumluluğunun halk sıhhatini korumak unsurunun bulunduğuna dikkati çekerek, şöyleki devam etti: “Okullarımızda eğitim çalışanlarının aşısını yaptırmasını yahut kendisinin karşılayacağı biçimde haftada en az 2 gün PCR testinin kararınu okul idaresine bildirmesini kural haline getirmemiz gerekir. Zira evlatlarımızı korumak, velilerimizi de inanç ortasında çocuklarını okula yollayacak bir düzeye getirmek mecburiyetindeyiz. Bununla ilgili vakit geçmeden gerekli düzenlemeleri ve açıklamaları yapmamız gerekir ki aşı yaptırmayanlar hızla aşılarını tamamlasınlar.”
Bilhassa ekonomik düzeyi yüksek olan aileler ile orta ve düşük gelirli ailelerin çocukları içindeki uçurumun önemli oranda arttığını tabir eden Pehlivanoğlu, artışın yalnızca uzaktan eğitimle alakalı olmadığını vurguladı. Pehlivanoğlu, 15 yaşın altındakilere uzaktan eğitimin uygulanamayacağını lisana getirerek, “Artık okulları kapalı tutma üzere bir lüksümüz yok. Aslında daha evvel de bu biçimde bir lüksümüz yoktu. Zira yerelden bir kararla bütün Türkiye’deki okulları kapatmak ve açmak hakikat bir yönetişim sistemi değildi” diye konuştu.
Telafi eğitiminin de göz önünde bulundurulacağı bir programın hızla oluşturulması ve bu kapsamda idare modelinin ortaya konulması gerektiğini söyleyen Pehlivanoğlu, şunları kaydetti: “Yarın olabilecek yeni varyantlara nazaran de idare planımızı bütün dünyanın deklare ettiğı üzere açıklamak durumundayız. Çocuklarımız okula geldiği vakit psikososyal ve akademik kayıplarını tespit etmemiz gerekiyor. Zira isteğe bağlı telafi olmaz, telafi bütünsel olmak mecburiyetindedir. Bilhassa düşük ekonomik gelirli ailelerin çocukları için de ayrıştırılmış eğitim yapmak mecburiyetindeyiz.”
“VELİYE İNANÇLI OKULU HİSSETTİRELİM”
Pehlivanoğlu, Türkiye’de COVID-19 ile ilgili temelsiz savların ortaya atıldığına değinerek, “Lütfen artık kamuoyunda ‘Okullar açılmayacak’ diye bir cümleyi bile sarf etmeyelim. Veliye inançlı okulu hissettirelim. Evladı okula giderse yaşamsal bir sorun yaşamayacağıyla ilgili gerekli ayrıntıları verelim.” tabirini kullandı.
Okullarda COVID-19 ile ilgili birtakım önlemlerin alınması gerektiğini aktaran Pehlivanoğlu, “İleri kronik hastalığı olan öğretmen ve öğrencileri bir süre daha okuldan uzak tutup onlara konutta eğitim vermemiz gerekiyor. İkincisi, eğitim çalışanlarının yüzde 60’ı, bunların içindeki 40 yaş üzerindekilerin ise yüzde 80’i iki doz aşı yapmış vaziyette. 15 yaş altını aşılayamayacağımız için hiç bir öğretmenin ve eğitim çalışanının, evlatlarımızı riske atma lüksü olamaz.” değerlendirmesinde bulundu.
Pehlivanoğlu, anayasada yer alan hak ve hürriyetler içinde devletin temel sorumluluğunun halk sıhhatini korumak unsurunun bulunduğuna dikkati çekerek, şöyleki devam etti: “Okullarımızda eğitim çalışanlarının aşısını yaptırmasını yahut kendisinin karşılayacağı biçimde haftada en az 2 gün PCR testinin kararınu okul idaresine bildirmesini kural haline getirmemiz gerekir. Zira evlatlarımızı korumak, velilerimizi de inanç ortasında çocuklarını okula yollayacak bir düzeye getirmek mecburiyetindeyiz. Bununla ilgili vakit geçmeden gerekli düzenlemeleri ve açıklamaları yapmamız gerekir ki aşı yaptırmayanlar hızla aşılarını tamamlasınlar.”