Şikayet etmek için hangi numara aranır ?

Mert

New member
Şikâyet Etmek İçin Hangi Numara Aranır? – Alo, Derdim Var!

Arkadaşlar, itiraf edelim: Hepimizin içinde bir “şikâyet motoru” var. Kimimiz sabah işe giderken minibüste açılan yüksek sesli müziğe söyleniriz, kimimiz markette kasada araya kaynayan amcaya bakakalırız, kimimiz de internetin çekmemesinden dolayı kendi kendimize "yetkililer nerede!" diye haykırırız. İşte o anlarda aklımıza şu efsanevi soru düşer: “Şikâyet etmek için hangi numara aranır?”

Şimdi biraz eğlenelim, biraz dertleşelim, biraz da gülelim. Çünkü şikâyet dediğimiz şey aslında hepimizi birleştiren gizli bir toplum sporudur.

---

Kökenler: Şikâyetin Tarihi

Şikâyet etmek, insanoğlunun en eski alışkanlıklarından biridir. Mağara döneminde bile biri “Ateşi kim söndürdü ya?” diye höykürüyordu, eminim. Antik Yunan’da filozoflar bile şikâyeti sofistike bir tartışmaya dönüştürmüşlerdir: “Bu demokrasi sistemi iyi hoş ama ekmek fiyatları niye bu kadar pahalı, ey Sokrates?”

Günümüzde ise şikâyet artık kurumsallaştı. Eskiden mahalle muhtarına gidilip edilen dert yanmaları şimdi 184, 112, 155, 175 gibi numaralara dönüşmüş durumda. Ama asıl mesele şu: Bu kadar numara arasında hangisini arayacağız? Yanlışlıkla ambulansı arayıp “komşunun horlamasından şikâyetçiyim” demek biraz sıkıntı olabilir tabii.

---

Erkeklerin Stratejik Şikâyet Yaklaşımı

Forumdaki erkek tayfayı bilirsiniz, onlar için şikâyet bir satranç hamlesidir. Önce sorunu analiz eder, sonra kime ulaşması gerektiğini düşünürler.

Mesela internet yavaşladığında tipik bir erkek forumdaş şöyle der:

“Önce modemi kapatıp açmayı denedim, sonuç alamadım. Sonra müşteri hizmetlerini aradım, onlara da teknik detaylarla sıkıştırdım. Hâlâ çözülmezse BTK’ya şikâyet edeceğim. Strateji budur.”

Kısacası erkeklerin şikâyeti, “operasyonel bir plan”dır. Onlar için mesele, doğru numarayı bulmak değil; o numarayı aradığında kazanacağı psikolojik üstünlüktür.

---

Kadınların Empatik ve Sosyal Şikâyet Yolu

Kadın forumdaşlarımız ise olaya çok daha sosyal ve ilişki odaklı yaklaşır. Şikâyeti tek başına yapmak yerine, genelde bir dayanışma ağı kurarlar.

Mesela evde su kesildi diyelim. Kadınların refleksi şu olur:

“Komşuya yazayım, sizde de su yok mu?”

“WhatsApp grubuna sorun, belki herkes mağdur olmuştur.”

“Bu arada belediyeyi arayıp birlikte şikâyet edelim, çok daha etkili olur.”

Bir kadın için şikâyet, aslında “toplumsal bağ kurma” fırsatıdır. Çünkü tek başına ses çıkarmak yerine, koroya katılır. Ve inanın, o koro çok daha etkili olur.

---

Resmî Şikâyet Numaraları: Gerçekten Hangisini Aramalı?

Şimdi ciddi ciddi bakalım:

- 112: Acil servis, hayatî durumlar. (Ama “komşunun kedisi çok bağırıyor” için uygun değil.)

- 155 / 112 Polis İmdat: Asayiş olayları. (Ama pizzanın geç gelmesi için değil.)

- 184: Sağlık Bakanlığı hattı. (Randevu ve sağlık hizmetleri için.)

- 175: Tüketici hattı. (İade alınmayan tost makinesi için ideal.)

- ALO 153: Belediyeler için çağrı merkezi. (Kaldırım taşına takıldınız mı? İşte arayacağınız yer.)

Kısacası, dertlerinize göre bir “şikâyet menüsü” var. Yanlış numara, yanlış tabak gibi: Döner beklerken çorba gelmesi gibi bir şey.

---

Beklenmedik Alanlarla Bağlantı: Şikâyet Bir Sanat mı?

Düşünsenize, şikâyet aslında bir ifade biçimi. Hatta modern sanat akımlarından biri olabilirdi. Bir ressamın tablosu gibi, bizim şikâyetlerimiz de toplumsal ruhu yansıtır.

- İnternet yavaşlığından şikâyet eden: Teknoloji çağının yansıması.

- Faturaların yüksekliğinden şikâyet eden: Ekonomik tabloya dair protest sanat.

- Komşunun horlamasından şikâyet eden: Sosyal yaşamın sınırları.

Şikâyet, bir bakıma halkın “görsel sanatı”dır; fark yaratmak için kullanılan bir fırça darbesi gibi.

---

Forumda Ortak Eğlence: Şikâyet Maratonu

Bence forumda şöyle bir başlık açalım: “Bugün hangi konuda şikâyetçisiniz?” Emin olun, dolup taşar. Kimimiz sokak köpeklerinin havlamasından, kimimiz sabah otobüsünde ayakta kalmaktan, kimimiz de “internette sürekli çıkan reklamdan” yakınır.

Ve işin güzel tarafı, bu şikâyetlerimizi paylaşırken hem eğlenir hem de çözüm üretiriz. Belki de forum, kendi içinde bir “gayriresmî şikâyet hattı” olur.

---

Sonuç: Şikâyet Numara İşi Değil, Paylaşım İşidir

Evet, resmi olarak aranacak numaralar var. Ama aslında şikâyetin ruhu numarada değil, paylaşımda gizli. Erkeklerin stratejisiyle, kadınların empatisi birleştiğinde ortaya hem çözüm hem de dayanışma çıkıyor.

Şikâyet etmek, bazen sadece sesimizi duyurmak değil; aynı zamanda birbirimize “ben de seninle aynı dertteyim” demektir. İşte bu yüzden forumun gücü burada devreye giriyor.

---

Şimdi soruyorum size dostlar:

Bugün bir şikâyet hattı kuracak olsaydık, ilk şikâyetiniz ne olurdu? Ve o hattın başında sizce kim oturmalıydı?

Hadi, forumun gayriresmî “Alo Dert Yanma Hattı”nı açalım. Bakalım kim, hangi dertten patlamak üzere? 😄
 
Üst