Dünyada kimi kentler vardır, pahalılıkları ile ünlüdür. O kentlerde değil konut almak, mesken kiralamak bile epeyce önemli bir maddi güç gerektirir. O kentlere turist olarak bile gitseniz, ödeyeceğiniz otel parası öteki kentlere göre devasa yükseklikte olur. Moskova, Berlin, Londra, New York bunlara örnek olarak gösterilebilir…
Son senelerda Türkiye’de bilhassa İstanbul bu usul kentlerden birisi olma yolunda ilerlemeye başladı. Bilhassa son bir yıldır İstanbul’da değil konut almak konut kiralamak bile önemli bir maddi güç gerektirmeye başladı.
Bir vakit içinder konut kredisi taksiti olarak ödenen sayılar artık kira olarak bile ödenemiyor. Diğer bir söz ile evvelden daha azı ile konut sahibi olunurken bugün daha fazlası ile lakin kirada oturuluyor. Devlet memurları, sabit gelirliler ve minimum ücretliler için -bu biçimde giderse- İstanbul’da yaşamak hayal olacak.
Birkaç sayı vermek gerekirse; fiyat düzeyi Mart ayına kadar bir sene zarfında hiç durmadan artmaya devam etti. TCMB’nin deklare ettiğı Konut Fiyat Endeksi, Şubat’a nazaran yüzde 13,5; bundan evvelki yılın tıpkı ayına nazaran nominal olarak yüzde 96,4 arttı. Gerçek artış ise yüzde 26,9 olurken metre kare fiyatı 8.640 TL oldu. Bunlar epey önemli artışlar.
Pekala bunun niçini nedir? Birinci akla gelen karşılık, yabancılara konut satışına müsaade verilmesi ve bunun talebi çok attırması ile fiyatların uçması formunda. Bu, kısmen gerçek bir saptama. Lakin yabancılara mülk satışı on yıldan fazla vakittir Türkiye’de özgürdü. Buna son aylarda Ukrayna savaşından ötürü Ruslar ve Ukraynalılar eklendi. Bir de Körfez ülkeleri ile ilgilerin düzelmesi ile oradan gelen bir arap sermayesi ve bunun getirdiği talep var.
Lakin suçu(!) yabancılara atmak biraz işin kolayına kaçmak oluyor. Çünkü bakıldığında konut satışında yabancı hissesinin yüzde beş ile yüzde yedi içinde değiştiğini görüyoruz. ötürüsı ile bahsetmiş olduğumiz fiyat patlamasının asıl sebebi yabancılar değil.
Bunun en büyük sebebi önemli maliyet artışı. Son birkaç yıldır yaşadığımız kur şokunun getirdiği önemli bir maliyet artışı var. Demir, çimento, arsa vb. pek fazlaca inşaat kaleminde devasa yükseklikte oranda fiyatlar yükseliyor. Kaçınılmaz olarak bunlar da konut satış meblağlarına yansıyor.
Başka diğer bir niye hem ülkemizde tıpkı vakitte Dünya’da önemli oranda para basılması. Basılan paranın niye olduğu sıcak para hareketi ve enflasyon. Kaçınılmaz olarak bu paranın hamle ettiği alanlardan birisi de konut dalı. ötürüsı ile yalnızca ülkemizde değil Dünya’da da bir konut fiyatı balonu var ve biz de bundan etkileniyoruz.
Ülkemizde esasen son senelerda mevduat, borsa, hazine tahvilleri üzere alanlarda önemli bir gerçek getiri kaybı yaşandı. Parası bu yatırım kalemlerinde olan beşerler gerçek getiriden mahrum kaldılar. Bundan ötürü halkın bir kısmında “en azından bir mülk alayım da paramın bedeli kaybolmasın” algısı mevcut.
Mustafa Morgil’in karar.com‘da yer alan yazısından alıntıdır…
Yazının Tamamına Buradan Ulaşabilirsiniz
Son senelerda Türkiye’de bilhassa İstanbul bu usul kentlerden birisi olma yolunda ilerlemeye başladı. Bilhassa son bir yıldır İstanbul’da değil konut almak konut kiralamak bile önemli bir maddi güç gerektirmeye başladı.
Bir vakit içinder konut kredisi taksiti olarak ödenen sayılar artık kira olarak bile ödenemiyor. Diğer bir söz ile evvelden daha azı ile konut sahibi olunurken bugün daha fazlası ile lakin kirada oturuluyor. Devlet memurları, sabit gelirliler ve minimum ücretliler için -bu biçimde giderse- İstanbul’da yaşamak hayal olacak.
Birkaç sayı vermek gerekirse; fiyat düzeyi Mart ayına kadar bir sene zarfında hiç durmadan artmaya devam etti. TCMB’nin deklare ettiğı Konut Fiyat Endeksi, Şubat’a nazaran yüzde 13,5; bundan evvelki yılın tıpkı ayına nazaran nominal olarak yüzde 96,4 arttı. Gerçek artış ise yüzde 26,9 olurken metre kare fiyatı 8.640 TL oldu. Bunlar epey önemli artışlar.
Pekala bunun niçini nedir? Birinci akla gelen karşılık, yabancılara konut satışına müsaade verilmesi ve bunun talebi çok attırması ile fiyatların uçması formunda. Bu, kısmen gerçek bir saptama. Lakin yabancılara mülk satışı on yıldan fazla vakittir Türkiye’de özgürdü. Buna son aylarda Ukrayna savaşından ötürü Ruslar ve Ukraynalılar eklendi. Bir de Körfez ülkeleri ile ilgilerin düzelmesi ile oradan gelen bir arap sermayesi ve bunun getirdiği talep var.
Lakin suçu(!) yabancılara atmak biraz işin kolayına kaçmak oluyor. Çünkü bakıldığında konut satışında yabancı hissesinin yüzde beş ile yüzde yedi içinde değiştiğini görüyoruz. ötürüsı ile bahsetmiş olduğumiz fiyat patlamasının asıl sebebi yabancılar değil.
Bunun en büyük sebebi önemli maliyet artışı. Son birkaç yıldır yaşadığımız kur şokunun getirdiği önemli bir maliyet artışı var. Demir, çimento, arsa vb. pek fazlaca inşaat kaleminde devasa yükseklikte oranda fiyatlar yükseliyor. Kaçınılmaz olarak bunlar da konut satış meblağlarına yansıyor.
Başka diğer bir niye hem ülkemizde tıpkı vakitte Dünya’da önemli oranda para basılması. Basılan paranın niye olduğu sıcak para hareketi ve enflasyon. Kaçınılmaz olarak bu paranın hamle ettiği alanlardan birisi de konut dalı. ötürüsı ile yalnızca ülkemizde değil Dünya’da da bir konut fiyatı balonu var ve biz de bundan etkileniyoruz.
Ülkemizde esasen son senelerda mevduat, borsa, hazine tahvilleri üzere alanlarda önemli bir gerçek getiri kaybı yaşandı. Parası bu yatırım kalemlerinde olan beşerler gerçek getiriden mahrum kaldılar. Bundan ötürü halkın bir kısmında “en azından bir mülk alayım da paramın bedeli kaybolmasın” algısı mevcut.
Mustafa Morgil’in karar.com‘da yer alan yazısından alıntıdır…
Yazının Tamamına Buradan Ulaşabilirsiniz