Müstefid olduk ne demek ?

Emir

New member
Müstefid Olmak Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Bağlamında Bir Değerlendirme

Bir forumda “müstefid olmak” ifadesini ilk duyduğumda içimde garip bir yankı oluşmuştu. Bu kelime, eski Türkçede “faydalanan, yararlanan” anlamına geliyor. Ancak ne kadar basit görünse de, bu kelime aslında kimin “yararlandığını” ve kimlerin “yararlanamadığını” sorgulamak için mükemmel bir kavram. Günümüz dünyasında toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörler; kimin ne kadar “müstefid” olabildiğini derinden belirliyor.

Aşağıda, bu kavramı biraz açmak, birlikte tartışmak ve belki de kendi bakış açılarımızı sorgulamak için bir zemin oluşturmak istiyorum.

---

Toplumsal Cinsiyetin Gölgesinde Müstefid Olmak

Kadınlar, tarih boyunca çoğu zaman sistemin nimetlerinden “müstefid” olamayan taraf oldular. Eğitimden siyasete, iş hayatından kültürel temsillere kadar hemen her alanda fayda dengesizliği bariz biçimde görülüyor. Bugün bile kadınlar aynı işe erkeklerden daha düşük ücret alıyor, karar mekanizmalarında daha az temsil ediliyor, hatta bazı kültürlerde kendi yaşamları üzerinde söz hakkına sahip olamıyorlar.

Kadınların bu tabloya bakarken geliştirdiği empati; yalnızca kendileri için değil, tüm adaletsizlik yaşayan gruplar için hissedilen bir dayanışma duygusu yaratıyor. “Müstefid” olamamanın ne demek olduğunu bildikleri için, adaletsizliğe karşı daha duyarlı bir refleks geliştiriyorlar. Bu yüzden feminist mücadele, yalnızca kadın haklarını değil, herkesin eşit yararlanma hakkını savunuyor.

Bir kadın için müstefid olmak, yalnızca kişisel kazanç değil; sistemin içinde eşit bir yer edinmek, söz sahibi olabilmek, kendi emeğinin karşılığını alabilmektir.

---

Erkekler ve Çözüm Odaklı Yaklaşımlar

Toplumun uzun süre ayrıcalıklı konumda tuttuğu erkekler, çoğu zaman farkında olmadan bu ayrıcalıkların “müstefidi” oldular. Fakat son yıllarda giderek daha fazla erkek, bu dengesizliği fark edip sorumluluk alıyor. “Müstefid olmanın” tek taraflı bir kazanım değil, kolektif bir adalet meselesi olduğunu anlamaya başlayan erkekler, bu dönüşümde önemli bir rol üstlenebilir.

Örneğin, iş yerinde kadın çalışanlara eşit fırsat tanıyan bir yönetici, sadece bir kişiye değil, tüm çalışma ortamına fayda sağlar. Toplumsal cinsiyet eşitliği, erkekleri de özgürleştirir. Çünkü patriyarkal sistem, erkekleri de kalıplara hapseder: güçlü olmak zorundasın, ağlamamalısın, duygularını gizlemelisin. Bu zincirleri kırmak, hem kadınların hem erkeklerin “gerçek anlamda müstefid” olmasını sağlar.

---

Irk ve Ayrıcalık: Kim Gerçekten Yararlanıyor?

Irk meselesi, “müstefid olma” kavramının en çıplak göründüğü alanlardan biri. Dünyanın birçok yerinde ten rengi, köken veya etnik kimlik hâlâ bir insanın ne kadar fırsata erişebileceğini belirliyor.

Beyaz tenli bir birey, çoğu zaman farkında bile olmadan ırksal ayrıcalıklardan faydalanıyor. Bu durum sadece ABD’de değil; Avrupa’da göçmen topluluklarında, Türkiye’de etnik kimlik temelli ayrımlarda da kendini gösteriyor. “Müstefid olmak” burada sistematik bir üstünlük haline geliyor.

Bu noktada yapılması gereken şey, faydayı paylaşmak değil, adil bir biçimde yeniden dağıtmak. Çünkü gerçek müstefidlik, yalnızca bir grubun değil, tüm toplumun gelişimini sağlayan bir eşitlik anlayışında yatıyor.

---

Sınıf ve Ekonomik Erişimin Eşitsizliği

Ekonomik sınıf farkı, müstefidlik kavramının en somut göstergesi. Zengin, iyi eğitim almış, bağlantıları güçlü bir birey; sosyal sistemin sunduğu imkânlardan doğal olarak faydalanırken, düşük gelirli biri aynı imkânlara erişmek için kat kat fazla çaba harcıyor.

Bu durum sadece gelir farkıyla açıklanamaz; aynı zamanda kültürel sermaye, sosyal ağlar, hatta konuşma biçimi bile belirleyici olur. Bir iş görüşmesinde bile, kişinin aksanı, giyimi, özgüveni sınıf göstergesi haline gelir.

Yani sistemde “müstefid” olmak, sadece çalışkanlıkla değil, doğduğun koşullarla da yakından ilgilidir.

---

Müstefid Olmanın Ahlaki Yönü

Burada kritik bir soru ortaya çıkar: “Müstefid olmak” her zaman olumlu bir şey midir?

Bir kişi veya grup, başkalarının haklarını bastırarak fayda sağlıyorsa, bu hâlâ “fayda” mıdır?

Gerçek müstefidlik, etik bir dengeyi gözetmeyi gerektirir. Toplumda bazıları sessizce bedel öderken bazıları kazanç sağlıyorsa, orada fayda değil, sömürü vardır. Bu nedenle müstefid olmanın sorumluluğu, farkındalıkla başlar.

Kadınlar, erkekler, beyazlar, siyahlar, zenginler, yoksullar… herkesin kendi konumunu fark edip adaletli bir paylaşım talep etmesi gerekir.

---

Empatiden Kolektif Dönüşüme

Bu forumda belki de en çok konuşmamız gereken şey, “bireysel müstefidlik” yerine “kolektif müstefidlik”tir. Yani hepimizin bir şekilde fayda gördüğü, ama kimsenin dışlanmadığı bir düzen.

Kadınlar empatiyle; erkekler çözümle; yoksullar direnişle; ayrıcalıklı olanlar ise farkındalıkla katkıda bulunduğunda bu mümkün olabilir.

Belki de “müstefid olduk” demek, artık sadece kişisel çıkarlarımızı değil, ortak insanlık halimizi de kapsamalı. Gerçek fayda, hep birlikte nefes alabildiğimiz bir dünyada gizli.

---

Forum Tartışması için Soru:

Sizce “müstefid olmak” günümüzde adil bir biçimde mümkün mü?

Toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf farklarının bu denli belirleyici olduğu bir dünyada, hep birlikte fayda sağlayabileceğimiz bir sistem kurulabilir mi?

Yoksa bazıları için müstefidlik, diğerlerinin mağduriyeti pahasına mı gerçekleşiyor?

Bu sorulara vereceğimiz yanıtlar, sadece kişisel görüşümüzü değil; toplumsal adalet anlayışımızı da gösterecek.
 
Üst