Mert
New member
Eksik Baskınlık: Erkeklerin Strateji, Kadınların Empati Dünyasında Kaybolan Bir Terim
Herkese merhaba forumdaşlar!
Bugün işin ciddiyetini biraz eğlenceli bir şekilde ele alalım ve “eksik baskınlık” konusunu inceleyelim. Bu ne demek, ne işe yarar, hangi dünyada var? Dilerseniz başlıyoruz! Sizin de aklınızda bu konuyla ilgili yüzlerce soru olduğunu hayal edebiliyorum… ama endişelenmeyin, ben burada olacağım ve sizi bu karmaşık terimle ilgili aydınlatmaya çalışacağım! Hazırsanız, derinlere inmeye başlıyoruz.
Eksik Baskınlık Nedir?
Öncelikle eksik baskınlık, psikolojik ve sosyal bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu kavram, bir kişinin ilişkilerde veya sosyal etkileşimlerde liderlik veya baskınlık pozisyonunu tam olarak üstlenememesi durumunu ifade eder. Yani, teorik olarak “baskın” olmak isteyen ancak pratikte bu konuda eksik kalan biri… İşte eksik baskınlık tam olarak bu!
Mesela, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarını göz önüne alalım. Adam, ilişkinin sonunda en iyi çözümü bulacağına inanarak, sürekli olarak bir strateji geliştirme derdine düşer. “Bir işi hallederken bütün dünya çözüme kavuşur” yaklaşımını benimseyen erkek, bu noktada ne yazık ki eksik baskınlık gösterir. “Yani, bu işin bir yolu var, tek yapmam gereken doğru çözümü bulmak” derken kadın, “Ya da bir sarılmak, biraz empati ve dinlemek de işe yarayabilir” diye düşünür.
Erkekler ve Kadınlar: İki Farklı Boyutta “Baskınlık”
Şimdi şöyle düşünelim: Erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımları çoğu zaman mükemmel olabilir, ancak bazen bir konuda eksik baskınlık sergileyebilirler. Örneğin, bir kadın yolda yürürken, aniden bir “gelip geçici, yazın şarkıları gibi” durumla karşılaşırsa erkek, bunu hemen çözmeye çalışacaktır. “Yağmur yağıyor, çatılara kaçalım!” gibi bir çözüm önerisiyle, olayı tamamen mantıklı bir çözümle düzeltmeye yönelir.
Kadın ise o sırada dışarıda olan anın tadını çıkararak, yağmuru dans ederek karşılayabilir. Çünkü onlar da ilişkilerde “baskınlık” değil, “bağ kurma” amacını gütmektedir. Kadınlar için, ilişkilerdeki baskınlık, çoğunlukla “empati” kurmakla bağlantılıdır.
Çok basit bir örnek üzerinden giderek işin boyutlarını daha net görelim.
Baskınlık Efsanesi: "Erkek ve Kadın Çalışma Yöntemleri"
Mesela, erkekler sabah işe gitmek üzere hazırlanırken, genelde şöyle düşünürler: “Tamam, bugün ne yapmalıyım? Önce iş görüşmesini halledeyim, sonra toplantıyı organize ederim. Bu işi hallettikten sonra da mutfak alışverişine giderim. Çalışma planımı yapıp her şeyi çözümleyebilirim.”
Ama kadınlar için bu süreç çok daha farklıdır. Kadınlar sabah işe gitmek üzere hazırlanırken, bir yandan “Bu sabah evdeki kedimle aram nasıl? Annemin doğum günü ne zaman? Acaba arkadaşım hala sinirli mi? Neyse, ama işe yetişmem gerek” gibi düşüncelere dalabilirler. “Baskınlık” yerine, tüm bu duygusal dengeyi korumak birinci öncelik olabilir.
Erkekler çözüm bulmaya çalışırken, kadınlar, karşılıklı bir anlayış kurmaya çabalarlar. İşte, burada eksik baskınlık devreye girer. Kadın, olayın tam merkezine empatiyi yerleştirirken, erkekler çözüm odaklı yaklaşımda takılıp kalır.
“Baskınlık mı, Empati mi?”
Şimdi, sıkça karşılaştığımız bir soruya gelelim: "Gerçekten eksik baskınlık mı yaşanıyor, yoksa bazen çözüm odaklı olmak yerine empatiyi göstermek mi daha faydalıdır?"
Birisi diyor ki: “Hadi gel, bir hafta sonunda birlikte pizza yiyelim, film izleyelim!” Ve sonra bunun üzerinden bir hafta geçiyor ve tam o kişinin mesajı geldiğinde, “Beni aradın mı?” dediğinde, kişi hala “Strateji”yi düşünüyordur.
Diğer yandan, kadınlar mesaj yazarken, ilişkiyi daha fazla sorgulayan bir bakış açısına sahip olabilirler. "Mesajı yazsam mı yazmasam mı? Acaba o kişi ne hissediyor?" gibi düşüncelerle o kadar empatik olurlar ki bazen “eksik baskınlık” denilen durum meydana gelir.
Peki, Eksik Baskınlık Neyin Nesidir?
Eksik baskınlık, aslında bazen hayatın karmaşasında kaybolan bir şeydir. Yani hayat, her an karmaşa ile doluyken bazen ne yapacağınızı bilmeyebilirsiniz. Erkek, çözüm odaklı bir şekilde yaklaşırken, çözümün de doğru olacağına inanabilir. Ama bazen öyle bir şey olur ki: Bu çözüm tam tersine yol açar. Kadın ise, bu durumu fark edip doğru empatiyi kurmakta ustalaşmıştır.
Çok basit bir örnekle düşünelim. Yolda yürürken bir çukura düşmemek için birine yardımcı olmaya karar verdiniz. Adam, çukurdan nasıl geçileceğini sormaz bile. “Ben bu işi hallederim” derken, kadın ona dikkatlice “Adımını anons et, bak burası kaygan olabilir” der. Buradaki “eksik baskınlık”, erkeklerin işini daha çözüm odaklı yapma isteğinden kaynaklanır. Ama kadınlar o an empatik olarak orada olmaya çalışır.
Sonuç: Eksik Baskınlık Eğlenceli Bir Boyut Kazanabilir!
Sonuçta, eksik baskınlık her iki cinsiyet için de farklı boyutlara sahiptir. Erkekler bir konuda baskın olmayı çok seviyorlar, ama bazen çözüm odaklı yaklaşırken eksik kalabiliyorlar. Kadınlar ise, empati gösterme konusunda gerçekten çok başarılıdırlar, ancak ilişkiyi çözümlemeye çalışırken bazen ne kadar “eksik baskınlık” gösterebileceklerini bilemezler!
Şimdi sıradaki tartışma sizde! Sizce eksik baskınlık cinsiyet farkı gözetir mi? Yoksa biraz da kişisel tercihlerle mi ilgilidir? Herkesin görüşünü merak ediyorum, yazın bakalım!
								Herkese merhaba forumdaşlar!
Bugün işin ciddiyetini biraz eğlenceli bir şekilde ele alalım ve “eksik baskınlık” konusunu inceleyelim. Bu ne demek, ne işe yarar, hangi dünyada var? Dilerseniz başlıyoruz! Sizin de aklınızda bu konuyla ilgili yüzlerce soru olduğunu hayal edebiliyorum… ama endişelenmeyin, ben burada olacağım ve sizi bu karmaşık terimle ilgili aydınlatmaya çalışacağım! Hazırsanız, derinlere inmeye başlıyoruz.
Eksik Baskınlık Nedir?
Öncelikle eksik baskınlık, psikolojik ve sosyal bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Bu kavram, bir kişinin ilişkilerde veya sosyal etkileşimlerde liderlik veya baskınlık pozisyonunu tam olarak üstlenememesi durumunu ifade eder. Yani, teorik olarak “baskın” olmak isteyen ancak pratikte bu konuda eksik kalan biri… İşte eksik baskınlık tam olarak bu!
Mesela, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarını göz önüne alalım. Adam, ilişkinin sonunda en iyi çözümü bulacağına inanarak, sürekli olarak bir strateji geliştirme derdine düşer. “Bir işi hallederken bütün dünya çözüme kavuşur” yaklaşımını benimseyen erkek, bu noktada ne yazık ki eksik baskınlık gösterir. “Yani, bu işin bir yolu var, tek yapmam gereken doğru çözümü bulmak” derken kadın, “Ya da bir sarılmak, biraz empati ve dinlemek de işe yarayabilir” diye düşünür.
Erkekler ve Kadınlar: İki Farklı Boyutta “Baskınlık”
Şimdi şöyle düşünelim: Erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımları çoğu zaman mükemmel olabilir, ancak bazen bir konuda eksik baskınlık sergileyebilirler. Örneğin, bir kadın yolda yürürken, aniden bir “gelip geçici, yazın şarkıları gibi” durumla karşılaşırsa erkek, bunu hemen çözmeye çalışacaktır. “Yağmur yağıyor, çatılara kaçalım!” gibi bir çözüm önerisiyle, olayı tamamen mantıklı bir çözümle düzeltmeye yönelir.
Kadın ise o sırada dışarıda olan anın tadını çıkararak, yağmuru dans ederek karşılayabilir. Çünkü onlar da ilişkilerde “baskınlık” değil, “bağ kurma” amacını gütmektedir. Kadınlar için, ilişkilerdeki baskınlık, çoğunlukla “empati” kurmakla bağlantılıdır.
Çok basit bir örnek üzerinden giderek işin boyutlarını daha net görelim.
Baskınlık Efsanesi: "Erkek ve Kadın Çalışma Yöntemleri"
Mesela, erkekler sabah işe gitmek üzere hazırlanırken, genelde şöyle düşünürler: “Tamam, bugün ne yapmalıyım? Önce iş görüşmesini halledeyim, sonra toplantıyı organize ederim. Bu işi hallettikten sonra da mutfak alışverişine giderim. Çalışma planımı yapıp her şeyi çözümleyebilirim.”
Ama kadınlar için bu süreç çok daha farklıdır. Kadınlar sabah işe gitmek üzere hazırlanırken, bir yandan “Bu sabah evdeki kedimle aram nasıl? Annemin doğum günü ne zaman? Acaba arkadaşım hala sinirli mi? Neyse, ama işe yetişmem gerek” gibi düşüncelere dalabilirler. “Baskınlık” yerine, tüm bu duygusal dengeyi korumak birinci öncelik olabilir.
Erkekler çözüm bulmaya çalışırken, kadınlar, karşılıklı bir anlayış kurmaya çabalarlar. İşte, burada eksik baskınlık devreye girer. Kadın, olayın tam merkezine empatiyi yerleştirirken, erkekler çözüm odaklı yaklaşımda takılıp kalır.
“Baskınlık mı, Empati mi?”
Şimdi, sıkça karşılaştığımız bir soruya gelelim: "Gerçekten eksik baskınlık mı yaşanıyor, yoksa bazen çözüm odaklı olmak yerine empatiyi göstermek mi daha faydalıdır?"
Birisi diyor ki: “Hadi gel, bir hafta sonunda birlikte pizza yiyelim, film izleyelim!” Ve sonra bunun üzerinden bir hafta geçiyor ve tam o kişinin mesajı geldiğinde, “Beni aradın mı?” dediğinde, kişi hala “Strateji”yi düşünüyordur.
Diğer yandan, kadınlar mesaj yazarken, ilişkiyi daha fazla sorgulayan bir bakış açısına sahip olabilirler. "Mesajı yazsam mı yazmasam mı? Acaba o kişi ne hissediyor?" gibi düşüncelerle o kadar empatik olurlar ki bazen “eksik baskınlık” denilen durum meydana gelir.
Peki, Eksik Baskınlık Neyin Nesidir?
Eksik baskınlık, aslında bazen hayatın karmaşasında kaybolan bir şeydir. Yani hayat, her an karmaşa ile doluyken bazen ne yapacağınızı bilmeyebilirsiniz. Erkek, çözüm odaklı bir şekilde yaklaşırken, çözümün de doğru olacağına inanabilir. Ama bazen öyle bir şey olur ki: Bu çözüm tam tersine yol açar. Kadın ise, bu durumu fark edip doğru empatiyi kurmakta ustalaşmıştır.
Çok basit bir örnekle düşünelim. Yolda yürürken bir çukura düşmemek için birine yardımcı olmaya karar verdiniz. Adam, çukurdan nasıl geçileceğini sormaz bile. “Ben bu işi hallederim” derken, kadın ona dikkatlice “Adımını anons et, bak burası kaygan olabilir” der. Buradaki “eksik baskınlık”, erkeklerin işini daha çözüm odaklı yapma isteğinden kaynaklanır. Ama kadınlar o an empatik olarak orada olmaya çalışır.
Sonuç: Eksik Baskınlık Eğlenceli Bir Boyut Kazanabilir!
Sonuçta, eksik baskınlık her iki cinsiyet için de farklı boyutlara sahiptir. Erkekler bir konuda baskın olmayı çok seviyorlar, ama bazen çözüm odaklı yaklaşırken eksik kalabiliyorlar. Kadınlar ise, empati gösterme konusunda gerçekten çok başarılıdırlar, ancak ilişkiyi çözümlemeye çalışırken bazen ne kadar “eksik baskınlık” gösterebileceklerini bilemezler!
Şimdi sıradaki tartışma sizde! Sizce eksik baskınlık cinsiyet farkı gözetir mi? Yoksa biraz da kişisel tercihlerle mi ilgilidir? Herkesin görüşünü merak ediyorum, yazın bakalım!
 
				