İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Lideri Mustafa Gültepe’ye bakılırsa Türkiye’nin ihracatta rekabetçi olabilmesi için TL’deki kıymet kaybı sürmeli. Gültepe’nin dolar kuru için işaret ettiği nokta ise 9 TL.
Dolar kuru, Merkez Bankası’nın perşembe günü yaptığı faiz indiriminin akabinde tarihinin en yüksek düzeyine ulaşmıştı. TL ayrıyeten sene başından beri dünyada en çok bedel kaybeden para ünitesi pozisyonunda.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmi olarak başladığı 9 Temmuz 2018 tarihinde 4,5 lira olan dolar kuru bugün 8,86 TL.
İHKİB Lideri Gültepe’ye nazaran ise hazırgiyim dalının ayakta kalması için döviz kurunun enflasyon üzerinde seyretmesi kaide.
Gültepe’nin Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’a yaptığı açıklamaları şöyleki: “Kurların hipertansiyon üzere fırlamasını kimse istemez. Sonuçta bedenin kimyası bozuluyor. Dolar kurunun olması gereken nokta 9 lira. Bu düzey bir yerde ihracat ve üretimi daha da takviyeler. Yılbaşı geliyor. Rekabet etmem, çalışanlara yüzde 20-25 artırım vermem için kur 9 TL olmalı. Kur 8,75’e inerse ayakta kalma talihim yok.
Türkiye’nin artık rekabet edecek kur düzeyine gelmesi gerektiğini anlatan Gültepe şu biçimde devam etti: “Kur 8,85’e çıkıyor 8,30’a iniyor. Yabancı bizden daha fazla takip ediyor TL’yi. Bunu hesaplayarak alımları Türkiye’ye kaydırıyorlar. Dalga yüksek. Beyin kanaması olmadan ortadaki istikrarın sağlanması lazım.”
Rekabetçi kur siyaseti nedir?
Eski Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinde çoğunlukla öne çıkan rekabetçi kur siyaseti, ihracatçıların ortaya attığı bir yaklaşım.
‘Bir ülkenin para ünitesi yabancı paralara karşı paha kaybederse o ülkenin ihracatı artar’ halinde özetlenebilecek bir iktisat hipotezine dayanıyor.
Lakin yerli paranın paha kaybetmesi Türkiye’de kronik hale gelen enflasyonu besleyerek alım gücünü önemli oranda düşürüyor.
Ayrıyeten yerli paradan kaçışı besliyor, döviz yükümlülükleri ve bilançolar üzerinden finansal istikrarı olumsuz etkiliyor, yatırımları yavaşlatarak büyüme potansiyelini azaltıyor.
Ayrıyeten kura bağlı olarak yurt dışına satılacak eserin yurt haricinden alınan hammaddesinin fiyatı da önemli oranda artıyor.
Özetle bütün bunlar kurun getirdiği rekabet avantajlarını ziyadesiyle silip götürebiliyor.
Dolar kuru, Merkez Bankası’nın perşembe günü yaptığı faiz indiriminin akabinde tarihinin en yüksek düzeyine ulaşmıştı. TL ayrıyeten sene başından beri dünyada en çok bedel kaybeden para ünitesi pozisyonunda.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin resmi olarak başladığı 9 Temmuz 2018 tarihinde 4,5 lira olan dolar kuru bugün 8,86 TL.
İHKİB Lideri Gültepe’ye nazaran ise hazırgiyim dalının ayakta kalması için döviz kurunun enflasyon üzerinde seyretmesi kaide.
Gültepe’nin Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’a yaptığı açıklamaları şöyleki: “Kurların hipertansiyon üzere fırlamasını kimse istemez. Sonuçta bedenin kimyası bozuluyor. Dolar kurunun olması gereken nokta 9 lira. Bu düzey bir yerde ihracat ve üretimi daha da takviyeler. Yılbaşı geliyor. Rekabet etmem, çalışanlara yüzde 20-25 artırım vermem için kur 9 TL olmalı. Kur 8,75’e inerse ayakta kalma talihim yok.
Türkiye’nin artık rekabet edecek kur düzeyine gelmesi gerektiğini anlatan Gültepe şu biçimde devam etti: “Kur 8,85’e çıkıyor 8,30’a iniyor. Yabancı bizden daha fazla takip ediyor TL’yi. Bunu hesaplayarak alımları Türkiye’ye kaydırıyorlar. Dalga yüksek. Beyin kanaması olmadan ortadaki istikrarın sağlanması lazım.”
Rekabetçi kur siyaseti nedir?
Eski Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinde çoğunlukla öne çıkan rekabetçi kur siyaseti, ihracatçıların ortaya attığı bir yaklaşım.
‘Bir ülkenin para ünitesi yabancı paralara karşı paha kaybederse o ülkenin ihracatı artar’ halinde özetlenebilecek bir iktisat hipotezine dayanıyor.
Lakin yerli paranın paha kaybetmesi Türkiye’de kronik hale gelen enflasyonu besleyerek alım gücünü önemli oranda düşürüyor.
Ayrıyeten yerli paradan kaçışı besliyor, döviz yükümlülükleri ve bilançolar üzerinden finansal istikrarı olumsuz etkiliyor, yatırımları yavaşlatarak büyüme potansiyelini azaltıyor.
Ayrıyeten kura bağlı olarak yurt dışına satılacak eserin yurt haricinden alınan hammaddesinin fiyatı da önemli oranda artıyor.
Özetle bütün bunlar kurun getirdiği rekabet avantajlarını ziyadesiyle silip götürebiliyor.