Sabancı Üniversitesi’nin geçen yıl başlatmış olduğu “değişen teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’ni bu yıl da sürdürüyor. “Yarıiletken Teknolojileri ve Yaşantımızdaki Önemi” başlığı altında düzenlenen bu yılın ikinci webinarında, son 50 yıldan beri dünyadaki teknolojik gelişmelere büyük ölçüde taraf veren yarıiletken ve mikroelektronik teknolojilerinin 3 trilyon dolarlık hacme ulaştığı tabir edildi. Stratejik kıymete sahip yarıiletken teknolojilerinin hayatın her alanında kullanıldığının ve çip krizinden daha sonra gelişmiş ülkelerin bu alana daha epey yatırım yapmaya başladıklarının altı çizildi.
Sabancı Üniversitesi’nin kamu ve özel dal yöneticilerini bilim ve teknoloji ile buluşturmak üzere düzenlediği “hızla gelişen teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’nin ikincisi “Yarıiletken Teknolojileri ve Yaşantımızdaki Önemi” başlığı altında gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici ve Mühendislik ve Tabiat Bilimleri Fakültesi Araştırmacısı Melik Yazıcı webinarda, dünyadaki teknolojik gelişmelere büyük ölçüde taraf veren ve büyük bir ekonomik değere sahip olan yarıiletken ve mikroelektronik teknolojilerinin yaşantımızdaki değerini vurguladı.
Webinarda konuşan Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici, yarıiletken teknolojilerinin ömrümüzün her yerinde olduğuna dikkat çekerek, “Çip ve yarıiletken teknolojleri olmadan bir iş yapmak mümkün değil. Bu teknolojiler günümüzde tüketici elektroniğinden savunma elektroniğine, otomotiv elektroniğinden tıp elektroniğine kadar her alanda kullanılıyor. Bu alanın tamamı yani elektronik kesimi bugün yıllık 3 trilyon doların üzerinde bir hacme sahip. Mikroçip teknolojileri bunun altyapısını oluşturuyor, o da yıllık 500-600 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip.” dedi.
Yarıiletken teknolojiler alanında dünyada epeyce az sayıda ülkenin ve firmanın kelam sahibi olduğunu lisana getiren Yusuf Leblebici, bu alanın pahasının her geçen gün yalnızca pazar hacmi olarak değil stratejik olarak da arttığının altını çizdi. Çip krizi daha sonrasında gelişmiş ülkelerin yarıiletken teknolojilere daha epey yatırım yapmaya başladığını vurgulayan Leblebici, “Amerika’da senato 52 milyar dolarlık bir yatırım onayladı. Intel 20 milyar dolarlık bir çip üretim tesisinin temellerini attı. Misal biçimde Avrupa’da bir kaç 10 milyar dolarlık yatırımlar kelam konusu. Bunların hepsi yarı iletken yani çip üretimine yönelik büyük yatırımlar. Bunun da ardında süratli büyüyen muhtaçlıklar ve büyük bir pazar var.” dedi.
Yarıiletken teknolojisi üzere süratli ve daima büyüyen bir diğer teknoloji yahut bölüm olmadığını belirten Yusuf Leblebici, şunları söylemiş oldu:
“Yarıiletken çiplerin komponentleri transistörlerden oluşuyor. Transistörler insanların bugüne kadar en hayli ürettikleri nesne. Silisyum alanı, altından daha bedelli. Bu alanı en düzgün biçimde kullanan şirketler başarılı olabiliyor. Rastgele bir işlevi gerçekleştirmekten daha kıymetli olan, onu en küçük silisyum alanında gerçekleştirmektir. Bu teknoloji artık direkt insan beyni ve sonlarla konuşabilme özelliği yardımıyla artık hayatımıza, hatta beynimize de girdi. Hudut hücrelerinin tedavisinde kullanılan çiplerden kelam ediyoruz günümüzde. çabucak hemen emekleme seviyesinde olan bir teknoloji lakin daha da gelişecek.”
Türkiye’de mikroelektronik sanayisinde dizaynın çok düzgün durumda olduğunu belirten Yusuf Leblebici, “Halen Türkiye’de 20’nin üzerinde bağımsız firma tasarım yapıyor. Bu firmalarda 500 civarında dizayncı çalışıyor. Üretim tarafında ise yalnızca TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde YİTAL’de 0,35 um CMOS/SiGe üretimi var. Çok düşük hacim ile üretim yapılıyor.“ dedi.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Tabiat Bilimleri Fakültesi Araştırmacısı Melik Yazıcı ise konuşmasında, yarıiletken teknolojilerinde bölümü Asya ülkelerinin domine ettiğini belirterek, bölümün son 35 yıldır her yıl ortalama tertipli olarak %14 büyüdüğünü söylemiş oldu. Çip dalında en büyük pastayı % 34.2 ile işlemciler ve akabinde %30.2 ile cep telefonlarındaki haberleşme çiplerinin almakta olduğun belirten Yazıcı, yarıiletken üreticilerin gelir hisselerine bakıldığında Tayvan’dan TSMC firmasının %56 ile en büyük hissesi aldığını, onu Samsung’un takip ettiğini lisana getirdi. Asya’daki rastgele bir ekonomik durum yahut krizin kesimi derinden etkilemekte olduğunu söyleyen Melik Yazıcı, “Gün geçtikçe elimize aldığımız elektronik aygıtların ve evimizdeki çiplerin sayısı artıyor. 2000’lerde çiplerin maliyetteki hissesi mesela arabalarda %18 civarındayken bugün %45’lere geldi. 30 yıl daha sonra yarıiletken teknolojilerin eserlerdeki hissesi gereksinimlere paralel daha da artacak” dedi. Geçmişten ve günümüzden elektronik aygıtlara örnekler vererek çip teknolojisinin gelişmesiyle aygıtların fonksiyonelliklerinin yıllar boyunca arttığına vurgu yapan Melik Yazıcı, geleceğin teknolojilerinde çipletlerin (chiplet) değerli bir yere sahip olacağı bu modüler yapılarla fazlaca işlevsel ve gereksinime uygun işlemcilerin fazlaca daha kısa müddette tasarlanacağını belirtti.
Sabancı Üniversitesi’nin kamu ve özel dal yöneticilerini bilim ve teknoloji ile buluşturmak üzere düzenlediği “hızla gelişen teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’nin ikincisi “Yarıiletken Teknolojileri ve Yaşantımızdaki Önemi” başlığı altında gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici ve Mühendislik ve Tabiat Bilimleri Fakültesi Araştırmacısı Melik Yazıcı webinarda, dünyadaki teknolojik gelişmelere büyük ölçüde taraf veren ve büyük bir ekonomik değere sahip olan yarıiletken ve mikroelektronik teknolojilerinin yaşantımızdaki değerini vurguladı.
Webinarda konuşan Sabancı Üniversitesi Rektörü Yusuf Leblebici, yarıiletken teknolojilerinin ömrümüzün her yerinde olduğuna dikkat çekerek, “Çip ve yarıiletken teknolojleri olmadan bir iş yapmak mümkün değil. Bu teknolojiler günümüzde tüketici elektroniğinden savunma elektroniğine, otomotiv elektroniğinden tıp elektroniğine kadar her alanda kullanılıyor. Bu alanın tamamı yani elektronik kesimi bugün yıllık 3 trilyon doların üzerinde bir hacme sahip. Mikroçip teknolojileri bunun altyapısını oluşturuyor, o da yıllık 500-600 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip.” dedi.
Yarıiletken teknolojiler alanında dünyada epeyce az sayıda ülkenin ve firmanın kelam sahibi olduğunu lisana getiren Yusuf Leblebici, bu alanın pahasının her geçen gün yalnızca pazar hacmi olarak değil stratejik olarak da arttığının altını çizdi. Çip krizi daha sonrasında gelişmiş ülkelerin yarıiletken teknolojilere daha epey yatırım yapmaya başladığını vurgulayan Leblebici, “Amerika’da senato 52 milyar dolarlık bir yatırım onayladı. Intel 20 milyar dolarlık bir çip üretim tesisinin temellerini attı. Misal biçimde Avrupa’da bir kaç 10 milyar dolarlık yatırımlar kelam konusu. Bunların hepsi yarı iletken yani çip üretimine yönelik büyük yatırımlar. Bunun da ardında süratli büyüyen muhtaçlıklar ve büyük bir pazar var.” dedi.
Yarıiletken teknolojisi üzere süratli ve daima büyüyen bir diğer teknoloji yahut bölüm olmadığını belirten Yusuf Leblebici, şunları söylemiş oldu:
“Yarıiletken çiplerin komponentleri transistörlerden oluşuyor. Transistörler insanların bugüne kadar en hayli ürettikleri nesne. Silisyum alanı, altından daha bedelli. Bu alanı en düzgün biçimde kullanan şirketler başarılı olabiliyor. Rastgele bir işlevi gerçekleştirmekten daha kıymetli olan, onu en küçük silisyum alanında gerçekleştirmektir. Bu teknoloji artık direkt insan beyni ve sonlarla konuşabilme özelliği yardımıyla artık hayatımıza, hatta beynimize de girdi. Hudut hücrelerinin tedavisinde kullanılan çiplerden kelam ediyoruz günümüzde. çabucak hemen emekleme seviyesinde olan bir teknoloji lakin daha da gelişecek.”
Türkiye’de mikroelektronik sanayisinde dizaynın çok düzgün durumda olduğunu belirten Yusuf Leblebici, “Halen Türkiye’de 20’nin üzerinde bağımsız firma tasarım yapıyor. Bu firmalarda 500 civarında dizayncı çalışıyor. Üretim tarafında ise yalnızca TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bünyesinde YİTAL’de 0,35 um CMOS/SiGe üretimi var. Çok düşük hacim ile üretim yapılıyor.“ dedi.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Tabiat Bilimleri Fakültesi Araştırmacısı Melik Yazıcı ise konuşmasında, yarıiletken teknolojilerinde bölümü Asya ülkelerinin domine ettiğini belirterek, bölümün son 35 yıldır her yıl ortalama tertipli olarak %14 büyüdüğünü söylemiş oldu. Çip dalında en büyük pastayı % 34.2 ile işlemciler ve akabinde %30.2 ile cep telefonlarındaki haberleşme çiplerinin almakta olduğun belirten Yazıcı, yarıiletken üreticilerin gelir hisselerine bakıldığında Tayvan’dan TSMC firmasının %56 ile en büyük hissesi aldığını, onu Samsung’un takip ettiğini lisana getirdi. Asya’daki rastgele bir ekonomik durum yahut krizin kesimi derinden etkilemekte olduğunu söyleyen Melik Yazıcı, “Gün geçtikçe elimize aldığımız elektronik aygıtların ve evimizdeki çiplerin sayısı artıyor. 2000’lerde çiplerin maliyetteki hissesi mesela arabalarda %18 civarındayken bugün %45’lere geldi. 30 yıl daha sonra yarıiletken teknolojilerin eserlerdeki hissesi gereksinimlere paralel daha da artacak” dedi. Geçmişten ve günümüzden elektronik aygıtlara örnekler vererek çip teknolojisinin gelişmesiyle aygıtların fonksiyonelliklerinin yıllar boyunca arttığına vurgu yapan Melik Yazıcı, geleceğin teknolojilerinde çipletlerin (chiplet) değerli bir yere sahip olacağı bu modüler yapılarla fazlaca işlevsel ve gereksinime uygun işlemcilerin fazlaca daha kısa müddette tasarlanacağını belirtti.