Akupunktur ve zayıflama tedavisi hakkında Bilindiği üzere akupunktur alışkanlık tedavilerinde kullanılır. Kilo verme de beslenme alışkanlıklarının ve hayat biçiminin değiştirilmesi ile mümkün olduğuna göre bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında akupunktur hastaya hayli büyük kolaylıklar sağlar.
1. İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır.
2. Mide asidesi denetim altına alınarak, mide kazınması yanması üzere meseleler ortadan kaldırılır.
3. Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlikler önlenir.
4. Metabolizma suratını düzenler. Akupunkturla tedavi bakılırsan hasta kendi kendine yaptığı diyetlerden daha kolay kilo vermeyi başarır.
5. Akupunktur tedavisi sırasında, bedende serotonin ve endorfin düzeyleri artmaktadır. Bu hormonlar diyet yapan şahsa huzur verir, sedasyon sağlar. bu biçimdece diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı huzursuzluk ve tedirginlik yaşamaz.
6. Kan şekeri düşmesini (Hipoglisemi) önler. Sonluluk el ayak titremesi olmaz.
7. Açlık baş ağrısı yaşanmaz.
8. Tansiyon değişiklikleri (Hipotansiyon-Hipertansiyon) olmaz
30-40 Kg. Fazlası olan hastaların alışılmış ki uzun bir vakit diyet yapmaları gerekir. Lakin, birçok beşerde bu biçimde sabır olmadığı için her pazartesi başlanan diyetler her cumartesi sona erer. bu biçimdece sık sık yapılan diyet denemeleri kararı her geçen gün kilo vermek daha da zorlaşır. İşte bu üzere hastalarda akupunktur inanılmaz muvaffakiyetler sağlar ve hastalar onlarca kilo verebilir. Hastanın uzun müddet diyete dayanabilmesini sebebi akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan tesirlerden ötürüdır. Ayrıyeten hasta Kilolarının eridiğini gördükçe daha epeyce motive olup bu işe dört elle sarılmaktadır.
Merkezimizde, zayıflama tedavisinde iğne kullanılmadan kulak akupunkturu uygulanmaktadır. Kulakta tespit edilen noktalar lazerle uyarılarak bitki tohumları ile bu ihtar daima hale getirilerek, iğnesiz, ağrısız, acısız bir usul uygulanır.
ŞİŞMANLIK ( OBESİTE ) ve AKUPUNKTURLA TEDAVİSİ
Şişmanlık, bedende yağ dokusunun olağandan çok olmasıyla karakterize bir hastalıktır.
Şişman bir kişi detaylı tetkiklerden geçirildiğinde, kimi vakit hiç bir anormalliğe rastlanmayabilir. kimi vakit fizikî olarak da bir belirtisi yoktur. Fakat öteki yandan tip II şeker hastalığı tanısı konmuş hastaların ` ı şişmandır.bir daha bedendeki yağ dokusunun artması ile hormonal-metabolik hastalıkların ve kalp damar hastalıklarının ortaya çıkması ya da ağırlaşması içinde direkt bir ilgi olduğu bilinmektedir.
Pekala bu biçimde niye gereğinden çok besin tüketiriz? Şişmanladığımızı bakılırsarek niye buna devam ederiz? Bu soruların karşılıkları araştırılmış ve obez bireylerin yemek yeme konusunda daha çabuk uyarıldıkları, damak tatlarının daha gelişmiş olduğu daha geç doydukları ve yemek yeme işinin günlük hayatları ortasında başlarını daha fazla meşgul ettiği gözlemlenmiştir.
Genetik, metabolik, hormonal ve sinirsel biroldukca karmaşık sistem şişmanlığın oluşmasında rol oynar. Aile yapısı beslenme alışkanlıkları, ömür üslubu, ruhsal sıkıntılar, birtakım ilaçlar bu karmaşık sistemin rastgele bir basamağında tesirli olarak şişmanlığa giden yolu açar.
Obezite bir hastalık olduğu için, diyet uygulayıverip bırakmakla ortadan kaldırılamaz.Yeni beslenme alışkanlıkları ve yeni bir ömür formu gerekmektedir. Obezitenin de şeker hastalığı yada yüksek tansiyon üzere hayat uzunluğu tedavi edilmesi gerekir.
Şişmanlık sıklığı dünyada giderek artmaktadır. Ortalama sıklık % olarak verilmektedir. Bu yüzdeye şişman olmayıp da ülkü kilosunun üzerinde olanlar da katılınca bı oran P ye ulaşmaktadır.
OBEZİTE SIKLIĞININ ARTMASINI niçinLERİ:
Sosyo-kültürel faktörler
Biyolojik faktörler
Davranışsal faktörler
Besin çeşit ve alımının artması ve kolaylaşması
Alkol tüketiminin artması
süratle gelişen teknolojinin ilerlemesi ile günlük güç tüketiminin azalması
Bilhassa çocukluk çağında bilgisayar ve televizyon karşısında geçirilen vaktin artması ile yağlı ve katkılı yiyecek tüketiminin artması.
Yenilen besinler, bedenimizde metabolik olaylar kararı yakılır ve yanmadan elde edilen ısı ve güç hayatsal işlevlerin işlemesi için kullanılır. Metabolizma suratını beden kendisi ayarlar; yani bedende az yada epey güç harcayabilme yeteneğine sahiptir.
Haftada 1.0-1.5 kg. vermeyi sağlayan diyetler inançlı olduğu kadar, kalıcı sonuçlar da sağlar. Daha süratli kilo vermek isteyenler, bunu biraz idman yaparak gerçekleştirebilirler.
1. İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır.
2. Mide asidesi denetim altına alınarak, mide kazınması yanması üzere meseleler ortadan kaldırılır.
3. Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlikler önlenir.
4. Metabolizma suratını düzenler. Akupunkturla tedavi bakılırsan hasta kendi kendine yaptığı diyetlerden daha kolay kilo vermeyi başarır.
5. Akupunktur tedavisi sırasında, bedende serotonin ve endorfin düzeyleri artmaktadır. Bu hormonlar diyet yapan şahsa huzur verir, sedasyon sağlar. bu biçimdece diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı huzursuzluk ve tedirginlik yaşamaz.
6. Kan şekeri düşmesini (Hipoglisemi) önler. Sonluluk el ayak titremesi olmaz.
7. Açlık baş ağrısı yaşanmaz.
8. Tansiyon değişiklikleri (Hipotansiyon-Hipertansiyon) olmaz
30-40 Kg. Fazlası olan hastaların alışılmış ki uzun bir vakit diyet yapmaları gerekir. Lakin, birçok beşerde bu biçimde sabır olmadığı için her pazartesi başlanan diyetler her cumartesi sona erer. bu biçimdece sık sık yapılan diyet denemeleri kararı her geçen gün kilo vermek daha da zorlaşır. İşte bu üzere hastalarda akupunktur inanılmaz muvaffakiyetler sağlar ve hastalar onlarca kilo verebilir. Hastanın uzun müddet diyete dayanabilmesini sebebi akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan tesirlerden ötürüdır. Ayrıyeten hasta Kilolarının eridiğini gördükçe daha epeyce motive olup bu işe dört elle sarılmaktadır.
Merkezimizde, zayıflama tedavisinde iğne kullanılmadan kulak akupunkturu uygulanmaktadır. Kulakta tespit edilen noktalar lazerle uyarılarak bitki tohumları ile bu ihtar daima hale getirilerek, iğnesiz, ağrısız, acısız bir usul uygulanır.
ŞİŞMANLIK ( OBESİTE ) ve AKUPUNKTURLA TEDAVİSİ
Şişmanlık, bedende yağ dokusunun olağandan çok olmasıyla karakterize bir hastalıktır.
Şişman bir kişi detaylı tetkiklerden geçirildiğinde, kimi vakit hiç bir anormalliğe rastlanmayabilir. kimi vakit fizikî olarak da bir belirtisi yoktur. Fakat öteki yandan tip II şeker hastalığı tanısı konmuş hastaların ` ı şişmandır.bir daha bedendeki yağ dokusunun artması ile hormonal-metabolik hastalıkların ve kalp damar hastalıklarının ortaya çıkması ya da ağırlaşması içinde direkt bir ilgi olduğu bilinmektedir.
Pekala bu biçimde niye gereğinden çok besin tüketiriz? Şişmanladığımızı bakılırsarek niye buna devam ederiz? Bu soruların karşılıkları araştırılmış ve obez bireylerin yemek yeme konusunda daha çabuk uyarıldıkları, damak tatlarının daha gelişmiş olduğu daha geç doydukları ve yemek yeme işinin günlük hayatları ortasında başlarını daha fazla meşgul ettiği gözlemlenmiştir.
Genetik, metabolik, hormonal ve sinirsel biroldukca karmaşık sistem şişmanlığın oluşmasında rol oynar. Aile yapısı beslenme alışkanlıkları, ömür üslubu, ruhsal sıkıntılar, birtakım ilaçlar bu karmaşık sistemin rastgele bir basamağında tesirli olarak şişmanlığa giden yolu açar.
Obezite bir hastalık olduğu için, diyet uygulayıverip bırakmakla ortadan kaldırılamaz.Yeni beslenme alışkanlıkları ve yeni bir ömür formu gerekmektedir. Obezitenin de şeker hastalığı yada yüksek tansiyon üzere hayat uzunluğu tedavi edilmesi gerekir.
Şişmanlık sıklığı dünyada giderek artmaktadır. Ortalama sıklık % olarak verilmektedir. Bu yüzdeye şişman olmayıp da ülkü kilosunun üzerinde olanlar da katılınca bı oran P ye ulaşmaktadır.
OBEZİTE SIKLIĞININ ARTMASINI niçinLERİ:
Sosyo-kültürel faktörler
Biyolojik faktörler
Davranışsal faktörler
Besin çeşit ve alımının artması ve kolaylaşması
Alkol tüketiminin artması
süratle gelişen teknolojinin ilerlemesi ile günlük güç tüketiminin azalması
Bilhassa çocukluk çağında bilgisayar ve televizyon karşısında geçirilen vaktin artması ile yağlı ve katkılı yiyecek tüketiminin artması.
Yenilen besinler, bedenimizde metabolik olaylar kararı yakılır ve yanmadan elde edilen ısı ve güç hayatsal işlevlerin işlemesi için kullanılır. Metabolizma suratını beden kendisi ayarlar; yani bedende az yada epey güç harcayabilme yeteneğine sahiptir.
Haftada 1.0-1.5 kg. vermeyi sağlayan diyetler inançlı olduğu kadar, kalıcı sonuçlar da sağlar. Daha süratli kilo vermek isteyenler, bunu biraz idman yaparak gerçekleştirebilirler.